Op. Dr. Ahmet Murat Koca: Hayat tarzımız ve çevresel faktörler kanseri etkilemektedir

Uzmanlar, son yıllarda giderek yaygın hale gelmeye başlayan kolon kanserine karşı etkili önlemleri açıklarken yanlış alışkanlıklar ve çevre faktörleri nedeniyle vakalarda artış görüldüğü, alınacak bazı önlemler ve erken teşhisin önemli olduğunu vurguladı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'nün 2022 verilerine göre 2 milyondan fazla insana kalın bağırsak kanseri tanısı kondu. Türkiye'de ise yine 2022 verilerine göre 22 bine yakın yeni tanı konulan hasta mevcut. Bunlardan yaklaşık 12 bin kişi de yıllık kolorektal kansere bağlı olarak vefat ediyor.

Kolon kanseri tipik olarak yaşlı ve yetişkinleri etkiler, ancak her yaşta görülebilir. Genellikle kolonun içinde oluşan polip adı verilen küçük, kanserli olmayan (iyi huylu) hücre kümeleri olarak başlar. Zamanla bu poliplerden bazıları kolon kanserine dönüşebilir. Polipler küçük olabilir ve varsa bile çok az semptom üretebilir. Bu nedenle doktorlar, polipleri kansere dönüşmeden önce tespit edip çıkararak kolon kanserini önlemeye yardımcı olmak için düzenli tarama testleri önermektedir.

Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Murat Koca, konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuştu.


Bugün baktığımızda 200'den fazla kanser çeşidi bulunmaktadır ve yükselen bir ivme ile devam etmektedir

Kanserin, bir hücrenin aşırı ve kontrolsüz olarak çoğalması ile ortaya çıkan bir durum olduğunu belirten Koca, "Kanser, dünyada da gittikçe artarak devam etmektedir. Neden kanser oluyor diye baktığımız zaman; vücutta bir kronik iltihabi durum ortaya çıkıyor. Bu iltihabı durumda, genetik değişiklikler rehabilitasyonu yaptıktan sonra da kanser ortaya çıkıyor. Biz, kanserlerin çoğunun sebebini bilmiyoruz, binlerce yıldır kanser bulunmakta Hipokrat'tan itibaren var, çünkü kanserin ismini ilk olarak Hipokrat koymuştur. Bugün baktığımızda 200'den fazla kanser çeşidi bulunmaktadır ve yükselen bir ivme ile devam etmektedir. Neden oluyor, neden daha çok kansere maruz kalıyoruz, neden insanlar daha çok kanserden tedavi edilmek zorunda kalıyor? Baktığımız zaman on 20 yılda büyük bir ivmesi var. Neden? Hayat tarzımız ve çevresel faktörler kanseri etkilemektedir. Eskiden diyelim ki, 100 kişiden birinde varsa bugün 20 kişiden birinde herhangi bir tümöral hadise ortaya çıkabilmektedir."dedi.

"Kanserin esas sebebini bilmiyoruz ancak kanseri tetikleyen bazı risk faktörleri var"

Türkiye'de de kanserin yükselen bir ivme ile devam ettiğini vurgulayan Koca, "Son yapılan araştırma ile özellikle 100 bin kişinin 600'ünde kanser ortaya çıkabilmekte ve her yıl dünyada 1 milyondan fazla kişide kanser ortaya çıkmaktadır. Kanserlerin en sıkı olanı akciğer, prostat, kalın bağırsak, meme ve yumurtalık kanseri olarak sıralanıyor. Bunları ele aldığımız zaman; dünya üzerinde ve Türkiye'de en çok görülen kanserden bir tanesi kolon kanseridir. Kolon kanseri de erkeklerde 3'üncü kanser; ilk sırada akciğer kanseri ondan sonra prostat kanseri var ve sonrasında da kolon kanseri bulunmaktadır. Kadınlarda da meme kanserinden sonra 2 sırada yer almaktadır. Kanserin esas sebebini bilmiyoruz ancak kanseri tetikleyen bazı risk faktörleri var; yaşam tarzımı ve çevre faktörleri. Yaşam tarzımıza neler etkili oluyor, çok sakin bir hayatımız varsa bu kanseri tetikleyebiliyor. İkincisi beslenme bozukluğumuzdur; beslenme bozukluğu denilince çok az beslenme değildir. Biz çok zengin beslenmekten, hayvansal ürünleri ve yağlı gıdaları fazla tükettiğimizden özellikle kanser vakalarına baktığımız zaman Afrika gibi ülkelerde daha az görülürken gelişmiş ülkelerde daha çok görülüyor. Yağlı ürünler, hayvansal ürünler, porsiyonların büyümesi, daha fazla kızartılmış maddelerin kullanılmış olması arttırıyor. Bunun yanında kalın bağırsağın iltihabi hastalıkları, çağımızın en büyük hastalıklarından bir tanesi obezitenin artış olması ve kolon kanserinde özellikle yaş faktörü 50 yaşındna sonra katlanarak devam etmektedir. 70 yaşından sonra çok daha fazla görülmektedir." diye belirtti.

"En önemli belirti; büyük abdestten kanamanın ortaya çıkmasıdır ya da kronik kansızlığın olmasıdır"

Kolon kanserinin tetikleyicileri hakkında konuşan Koca, "İlk olarak bağırsak alışkanlıklarımıza bir değişiklik meydana gelmesi, kabızlık ortaya çıkması ya da ishalin ortaya çıkması, izah edemediğimiz böyle şişkinlikler ya da krampların ortaya çıkması özellikle belirtilerden bir tanesidir. Ancak en önemli belirti; büyük abdestten kanamanın ortaya çıkmasıdır ya da bir kronik kansızlığın olmasıdır. Tedavi edersin ama hep kronik kansızlığı vardır o zaman bize; 'dikkat, kalın bağırsakla ilgili bir şey olabilir' diye işaret verir. Peki, bu belirtileri bulduk, ne yapmamız lazım? İlk olarak hekime gitmemiz lazım. Yapılması gereken tetkikler var. Bu tetikler nelerdir? İlk olarak büyük abdestte, gizli kan bakılması sonrasında tarama testleri olarak bir kan alınır ve bu kanda tümör göstergesi olan özellikle kalın bağırsak kanseri ile ilgili olarak CEA dediğimiz bir faktöre bakılması daha sonrasında da görüntüleme yöntemlerinin devreye girmesi gerekir. Tomografi olabilir, kalın bağırsak grafisi olabilir bizi bir yönlendirici tanı koymamıza yardımcı olan ve en önemli tanı koyma aletlerinden bir tanesi de kolonoskopi yapılmasıdir. Kolonoskopi, halk arasında bir 'hortum veya kamera' denilir. Anüsten gelerek bütün kalın bağırsağa bakılır. Tüm bağırsak incelenerek orada herhangi bir lezyon varsa parça alınır. Unuttuğumuz bir nokta var; kalın bağırsak kanserlerinde polipler çok önemlidir. Poliplerin aşağı yukarı büyük çoğunluğu kansere dönmektedir. Kolonoskopi yapıldığında polip alınırak patolojik incelemeye alınır, bir kitle var ise parça alınırak patolojik incelemeye görülür ve bize bir tanı verir." şeklinde konuştu.

Nasıl teşhis edilir, tedavi yöntemleri nelerdir?

Kolon kanserinin teşhis edilmesi durumunda yapılması gerekenler hakkında konuşan Koca, "Bir tanımımız ortaya çıktı; iyi huyluysa tedavi etmişizdir ancak kanser ortaya çıktığı zaman ne yapmamız lazım? Tanısını koyduk, tedavi yöntemlerine bakacağız. Cerrahi tedavi yöntemleri, kalın bağırsak kanserlerinde en önemlileridir. Bu da kanserin türüne, ebatına ve yayılımına göre tedavi seçeriz. Burada ilk olarak biyopsiden parça alındıktan sonra evreleme yapmak gerekir. Evre 1'de cerrahi yeterlidir yani kalın bağırsağa tam yayılmamıştır, evre 2'de ise kalın bağırsağın katlarına yayılmış ve etrafa yayılmamıştır. Bunda cerrahi artı bir kemoterapi eklenebilir. 3'üncü evrede ise cerrahi artı bir kemoterapi yapılır. Yani ilaç tedavisi artı olarak eğer ki genetik bir faktör varsa akıllı ilaç dediğimiz ilaçlar eklenebilir. Bu akıllı ilaçlardan hedefe yönelik tedavilerdir. 4'üncü evrede ise hem kalın bağırsağın olduğu bölgeye yayılmıştır hem de uzaklara karaciğer olabilir beyin olabilir başka organlara yayılmış olabilir bu evrede ise cerrahiden ziyade palyatif tedavi; cerrahi olarak çıkarma yapsanız tam tedavi etmemiş olursunuz palyatif tedavi ddevreye girer. Palyatif tedavi dediğimiz şey ise hastaya konfor sağlamak, eğer ki ömrünü uzatma yardımcı olabilecek bir ilaç varsa bunu kullanmak ve bu şekilde rahatını sağlamaktır."diye ifade etti.

Erken teşhis her zaman için hayatınızı kurtarır

Koca, "Demeki, belirtilere dikkat etmeliyiz, eğer bir kanama varsa kansızlık varsa kabızlık ishal gibi durumlar varsa çok dikkat ediyorsunuz çünkü erken teşhis her zaman için hayatınızı kurtarır. Erken bir evrede çok iyi tedavi ederseniz, yüzde 100'e yakın, geç devrede daha zor tedavi edebilirsiniz. Dikkatli olun, erken teşhiste bulunmak için hekiminize başvurun." ifadelerini kullandı. (İLKHA)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Sağlık Haberleri

Teknoloji bağımlılığı çocuk ve gençlerin sağlığını tehdit ediyor!
Obezite çocuklarda hipertansiyon riskini artırıyor!
Kuruyemişler kalp ve damar sağlığını koruyor
Kasıktan dize doğru yayılan ağrıya dikkat!
Dr. Ceylan: Doğru zaman, doz ve süreyle antibiyotik kullanımı gerekmektedir