Eskiden solcu olmanın bir namusu vardı. Sosyalizmin felsefesini bilmenin gerekliliği yanında, okunanların pratikleşmesi de elzemdi. Bahsettiğimiz solcular, oldukları gibi görünmekte bir sakınca görmüyorlardı. Tanrıya inanmadıklarını ve aile tanımazlıklarını ayan beyan ilan ediyorlardı. Bu yüzden samimi olarak bilinirlerdi.
SSCB'nin önderliğindeki Sosyalist ülkeler de Komünizme geçiş ütopyası haleti ruhiyesi içindeydiler. Özellikle Amerika ve bilumum emperyalizme düşmandılar. Emperyalist ülkelerin küresel çaptaki menfaatlerine çomak sokarlardı. Halk nezdinde kabul görmeme pahasına kendilerine; Marksist, Leninist, Stalinist, Maoist, Enver Hocacı derlerdi. Zulme karşı duruşları nedeniyle, kabul görmedikleri halk nezdinde sempati ile karşılanırlardı. Bundan dolayı hak gaspına uğrayan halkların ilgisine mazhar olurlardı.
Bahsettiğimiz tarihler, Kürtlerin büyük mazlumiyetler yaşadığı dönemleri teşkil ediyorlardı. Şeyh Said sonrası İslami Kürt yapılanmaları büyük darbe aldıklarından, Kürtlerin mazlumiyetlerini dile getirme işi Sosyalistlere kalmıştı.
Kürt solcuları da akranları gibi emperyalizme karşı tavır sergiliyorlardı. Din, onlar için de bir afyon niteliğindeydi. Amerika dünyanın başına musallat olmuş bir vampirdi. israil, Amerika'nın coğrafyamızdaki müttefiki olduğundan düşman niteliğindeydi. Bu yüzden solcu Kürtler, israile düşmandılar. Hatta PKK'nin ilk militanlarının kod isimleri arasında Yaser'ler vardı. Arafat'tan esinlenerek alınan bu kod isimli şahıslar, aynı zamanda israile karşı bizzat savaşırlardı. PKK kayıtlarında israile karşı savaşıp, hayatlarını kaybeden militanlar mevcuttur.
Daha sonra ütopya yıkıldı. Sosyalizm bir sonraki aşamaya geçemeden iflas etti. SSCB dağıldı. Sol bloktaki ülkeler bir bir ideolojilerini terk ettiler. Ancak Kürt solcular çok idealisttiler. Sol devrimi gerçekleştiremeyen SSCB, Çin veya Arnavutluk gibi ülkelerin başaramadığını, Kürtler başaracak ütopyasını hala devam ettiriyorlardı.
Derken bir şeyler oldu. PKK, Kürtlerden müteşekkil bütün sol örgütleri şiddetle bastırdı ve militanlarını devşirdi. Bu arada dünyaya ayak uydurmaya ve yavaş yavaş saf değiştirmeye başladılar. Amerika, İngiltere ve israilin yanında saf tutmanın dayanılmaz hazzını yaşadılar.
Amerika, İngiltere ve israil için değişen bir şey yoktu. Onlar kendilerine ırgat arıyorlardı. Irgatların Türk, Kürt veya Arap olması pek fark etmiyordu. Osmanlı'nın dağılış sürecinde, milliyetçi politikalarının sonucu; Arapları Araplaştırıp, Türkleri de Türkleştirdiler. Kör milliyetçi kesim, bunların vaatlerine kanıp, ülkelerinin bütün enerji kaynaklarını ağababalarının önlerine serdikten sonra ağızlarına çalınan bir parmak bal ile övünüp durdular.
Fakat bu ülkelerin geçmişlerinde, yukarıda arz ettiğimiz gibi antiemperyalisttik iddialar mevcut değildi. Oysa isminden tutun sembollerine kadar, PKK'nin hepsinde bu iddianın emareleri vardır. Böyle bir geçmişten gelenlerin hak alma adına zalimin yanında yer alması, israile yalakalık yapması, Amerika'yı memnun etme adına kendi ırkdaşlarının dindarlarına kurşun sıkması, elbette ki büyük bir “Oportünist”liktir
Dünün antiemperyalistleri artık Amerikasız, israilsiz adım atmıyorlar. Hatta ve hatta bu ülkeleri memnun etme adına, onların vermediği görevleri yapıp, kraldan daha kralcı davranıyorlar.
Amerika ve israil kendilerine yeni bir jandarma bulmanın sevincini yaşarken, Kürt leşkerler “Bıjî Serok Obama” deyip, saflarını sıklaştırıyorlar. Artık Amerika'nın küresel çıkarlarını bozma gibi bir dertleri olmadığı gibi, bu küresel planda bize bir figüran rolü çıkar mı diye el ovuşturuyorlar. israile karşı savaşıp ölen PKK militanlarının kemiklerini sızlatırcasına, insani bir açıklama getiremedikleri israil'in yanında yer almaya, siyasi açıklamalar getirmeye çalışıyorlar.
Kendi kanaatlerince; israilin hazırlayıp müntesiplerine sunması ve Amerika'nın onaylaması sonucu bağımsızlık gelir. Dolayısıyla kendileri gibi mazlum Filistin halkını terk edip, zalim israilin dostu oluverdiler. Bunca değerin alaşağı edilmesinden sonra, elde edilecek bağımsızlığı, bu uğurda ölen Yaser'ler kabul ederler miydi bilmiyorum.
Ama gelinen siyasi süreç, onurlu Kürtleri bir hayli rahatsız etmektedir.