İmam Hatip Liseleri ve mezunlarına yönelik, bilinçli bir şekilde başlatılan saldırılar ve bu saldırıları isteyerek tetikçiliğini yapan 'mankurtlar' tekrar sahneye çıkmaya başladılar. Birileri tasmalarından tutup meydana salmaktadır. Onlar da efendilerinin direktiflerini yerine getirmek için zillet çukurunda debelenip durmaktadırlar.
Kullandıkları ifadeler ve ortaya koydukları ithamlar, aslında sahip oldukları zihin kodlarını da ele vermektedir. İçinden çıktığı toplumun bütün değer yargılarına düşman ve bu düşmanlığını halkın nazarında rezil olma pahasına açıkça ortaya dökmekten kaçınmıyorlar. Çünkü efendilerinden 'bir aferin' almak için her türlü taklayı atmayı asli görev biliyorlar.
Ulusalcı, Kemalist ve sol ne kadar fraksiyon varsa, zihin kodları bu milletin manevi değerlerine düşmanlık üzere programlanmıştır. Söyledikleri her söz, attıkları her adım ve hayat felsefelerinin ana mihverini oluşturan esas odak, İslam'a ve Müslümanlara saldırmak, kin ve nefret kusmak ve batılı müsteşriklerin bile imtina ettikleri bir tarzda düşmanlıklarını sergilemektedirler.
Oryantalist bakış açısı dediğimiz, batılı müsteşriklerin Müslüman halklara yönelik uygulaya geldikleri 'ötekileştirici ve yok sayıcı' anlayışı, yerli uşaklar eliyle ortaya konulması olayıdır. Kendileri dışındaki herkese ve her şeye düşman oldukları, herkesin ve her şeyin kendilerine hizmet etmek zorunda olduğu, sapkın şeytani bir düzenin zeminidir.
İşte son zamanlarda, dile getirmeye tekrar başladıkları bu saldırı hamleleri ve çürümüş, kokuşmuş zihin dünyalarından sızan hezeyanlar; bu toplumun manevi değerlerine ve bu ülkenin geleceğine yönelik besledikleri habis emellerini de net bir şekilde bize göstermektedir. Bu emel oryantalist emellerle bire bir örtüşmekte, onların yıllar yılıdır planlayıp saldırıya dönüştürdükleri hile ve desiselerine bire bir hizmet etmektedir.
Oryantalistler, Şark Enstitülerinde planlayıp geliştirdikleri ve ümmetin tamamının işlevsiz hale getirip kendilerine hizmet edecek şekilde dizayn etmeleri asli görevleridir, ama içimizdeki taşeronların oryantalistleri aratmayacak şekilde 'Oryantalistçe bir zillet eylemine' girişmeleri zihni olarak ne kadar da mankurtlaştıklarını da bize göstermektedir.
İmam Hatip Liseleri ve mezunlarına yönelik saldırı ilk değil, son da olmayacaktır. 28 Şubat'ta ve öncesinde dindarlara ve İmam Hatip Liselerine yönelik ortaya konulan saldırı ve düşmanlıklar, bugün aynı şekilde sürdürülmektedir. Saldırı ve düşmanlıkta bu gün ortaya konulanlar, o günden hiçbir farkı yoktur. İsimler ve figürler değişse de, zihin kodları ve zillet yaklaşımları asla değişmemektedir.
İmam Hatip Liselerinden mezun olmuş ve hâlihazırda okuyan dindar insanımız ise, mütevazılığı elden bırakmadan onurlu bir şekilde yoluna devam etmektedir. Fakat 'bu mütevazılık' çok mütevazı ve içine kapanmış bir sinmişlik gibi duruyor. Karşıdakilerin, düşmanca saldırıları ve alçakça iftiraları karşısında, davamızı ve şahsiyetimizi daha gür ve sert bir sesle ortaya koymamız gerekiyor.
Onların kokuşmuş olan karanlık zihniyetlerinden akan kirli ve necis söylem ve eylemleri karşısında, İmam Hatip Liseleri mensuplarının arı düşünceleri, ulvi hedefleri ve medeniyet inşa edici vizyonları ile daha kararlı duruşlar, daha büyük hedefler ve daha gür bir sesle çakallara haddini bildirme seferberliğini başlatmalıdırlar.