Epeydir görmediği dostunun “İşlerin nasıl gidiyor?” sorusuna böyle cevap verdi, dükkânının kapısını göstererek,
“Otuz yıla yakındır bu dükkânın kapısını bir defa bile abdestsiz ve besmelesiz açmadım” dedi.
Bir insanın işlerinin iyi gitmesi için abdestine, namazına, ibadetlerine dikkat etmesi gerektiğini, hepsinden de önemlisinin sabahları erken kalkılması, namazdan sonra bir daha yatılmaması gerektiğini, kendisinin hep öyle yaptığını söyledi.
Aynı konu üzerindeki sohbet koyulaştı. Kendisinin bu söylediklerini ihmal ettiklerinden dolayı durumlarını bir türlü düzeltemeyen, işleri hiç iyi gitmeyen bazı esnaflardan örnekler verdi.
Sonra bu işe bir de annesinin duasını ekledi;
“Ben onu bunu bilmem kardeşim, bir adam sabah evden çıkarken anasının hayır duasını almalıdır; “Oğlum, Allah işini gücünü rast getirsin, ayağına diken batmasın, görünür görünmez bütün kazalardan belalardan esirgesin, Allah birini bin eylesin, tuttuğun altın olsun...” diye dua almıyorsa böyle birisi ta baştan kaybetmiş demektir” dedi.
Bitmedi, arada sırada mutlaka Vâkı’a suresinin okunmasını tavsiye etti, insanı fakirlikten koruyacağını söyledi.
Bunlara ilave olarak boş vakit bulduğunda “Ya Rezzâk, Ya Ğanî” isimleriyle Allah Teala’yı zikretmesi gerektiğini söyledi.
Böylece dostuna güzel öğütler verdiği düşüncesiyle gururla arkasına yaslandı. Böylesi kriz günlerinde bu tavsiyelerin kıymetli olması gerekirdi.
Fakat dostunun gözlerine baktığında böyle bir şey göremedi, sanki söyledikleri boşa gitmişti.
Dostu bir müddet konuşmadan dalıp gitti. Sonra yavaş yavaş başını kaldırdı.
“Hayret doğrusu! Benim anladığım kadarıyla senin bütün bu yaptıkların dünya için, dünya malı için. Otuz yıl boyunca dükkanının kapısını abdestsiz, besmelesiz açmaman, okuduğun bunca sureler, çektiğin bütün zikirler hep daha çok para kazanmak içinmiş! Dahası, annen de hep bunun için dua ediyormuş!”
Dükkân sahibi şaşırmıştı, ne söyleyeceğini bilemedi, bir müddet sustular.
Ziyaretçi arkadaşı devam etti;.
“Biliyor musun dostum, Allah Teala Kur’an’da Müslümanları dünya sevgisinden, dünyaya meyletmekten sakındırdığı kadar başka hiç bir şeyden sakındırmıyor. Benim hayret ettiğim şey, senin bu dünyayı abdestle, zikirle, dua ile, Kur’an’la kazanmaya çalışmandır!”