Tarım arazilerinin korunması amacıyla yürütülen çalışmalar sonucunda 49 ildeki 141 ova koruma alanı olarak ilan edildi. Bakanlar Kurulu’nun "Bazı Ovaların Büyük Ova Koruma Alanı" olarak belirlenmesine ilişkin kararı, Resmi Gazete’nin 21 Ocak 2017 tarihli mükerrer sayısında yayımlandı.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, tarımsal üretim potansiyeli yüksek, erozyon, kirlenme, amaç dışı veya yanlış kullanımlar gibi çeşitli nedenlerle toprak kaybı ve arazi bozulmalarının hızla geliştiği ovaları, büyük ova koruma alanı olarak belirlendi. Ovaların sınırları içerisinde yer alan onaylı planlı alanlar ile kararın yayımı tarihi itibariyle ilgili mevzuatı uyarınca tarım dışı kullanma izni verilmiş olan alanlar, söz konusu hükmün kapsamı dışında olacak.
Konuyla ilgili İLKHA'ya değerlendirmelerde bulunan uzmanlardan Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu ile Doç. Dr. Ali Rıza Türkmen, tarım arazilerinin korunması ile ilgili çok önemli değerlendirmelerde bulundu.
Göstergeler, gıda ve açlığın geleceğin en büyük sorunu olacağına işaret ettiğini ifade eden Çullu, "Bu nedenle gelişmiş birçok ülke özellikle tahıl ürünlerini kritik ürünler olarak belirlemiştir. Dünyada artan nüfus, kuraklık ve ekonomik dengesizlik gibi birçok nedenlerden dolayı huzursuzluklar ve başka ülkelere göçler olmaktadır. Dünya bilimi, politikacıları, sivil toplum örgütleri ve ülke liderleri ülkelerinin geleceklerinde açlık, göç ve gıda konusunda endişe duymaya başlamışlardır. Bu nedenle dünyadaki birçok ülke oluşumu binlerce yıl süren ve sağlıklı yaşamın vazgeçilmezi olan topraklarını iyi yönetmekte ve planlamaktadır." dedi.
"Son 10 yılda Türkiye'de 800 bin hektara yakın iyi tarım arazisi amaç dışına kaydı"
Türkiye'nin küresel ısınmadan en çok etkilenecek ülke olması ve nüfusun 30 yılda 2 katına çıkıyor olmasının bu konudaki hassasiyeti arttırdığını belirten Çullu, 5403 sayılı Toprak Koruma Ve Arazi Kullanım Kanunu bulunmasına rağmen son 10 yılda Türkiye'de 800 bin hektara yakın iyi tarım arazisinin amaç dışına kaydığının vurgulandığını söyledi.
Çullu, sözlerine şöyle devam etti: "Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın tarımsal potansiyeli yüksek, erozyon, yanlış kullanım ve kirlenme tehdidi altında olan ve işlemleri tamamlanan 141 ovayı koruma ovası olarak ilan etmesi sevindirici bir karardır. İşlemleri devam eden diğer ovaların koruma ovası olmasıyla sayı 212'ye ulaşacaktır. Bu girişim sonucunda gelecek için topraklar korunacağı gibi, insanlarımız için daha sağlıklı ürünler üretilecek, daha az ithalat olacak ve birçok üründe ise ihracat yapılarak ekonomiye katkı sağlanacaktır."
"Bakanlık içinde 'Toprak Yönetimi Genel Müdürlüğü' kurulmalı"
Koruma ovası olarak ilan edilen ova topraklarının ideal planlanması ve bozulumunun önlenmesi için de detaylı toprak haritalarının yapılması ve tüm özelliklerinin belirlenmesi gerektiğinin altını çizen Çullu, bunun için Bakanlık içinde yeniden yapılandırma çerçevesinde Toprak Yönetimi Genel Müdürlüğü'nün kurulmasının en doğru karar olacağını belirtti.
Çıkarılan bu yasanın uygulanması için denetim mekanizmasının sıkı bir şekilde uygulanması gerektiğini hatırlatan Çullu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tüm bu olumlu gelişmeler yanında koruma ovası olarak ilan edilen alanlarda denetimin yapılması en önemli adım olacaktır. Şu anda 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nun yürütülmesi Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Sekreteryasında valiliklerce yürütülmektedir. Koruma ovası ilan edilen alanlarda sıkı denetimlerin yapılması için alan genişliğine bağlı olarak güçlü ve yaptırımı olan bir izleme ve denetleme ekibi olmalıdır. Yılda birkaç kez yapılaşma ve benzeri kaçak uygulamalar uydu görüntüleri ile izlenerek güncel değişimler belirlenebilir. Özellikle Büyükşehir Belediyelerinin de yerleşim ve alt yapı yatırımlarını yaparken bu konuda taviz vermemeleri gerekmektedir."
"Tarım potansiyeline sahip Şanlıurfa'daki verimli ovalar mutlaka koruma altına alınmalı"
Şanlıurfa'da çok önemli tarım potansiyeline sahip olan Ceylanpınar, Harran ve Suruç Ovası gibi ovaların yeni çıkan yasada bulunması gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Ali Rıza Öztürkmen ise bu ovaların önümüzdeki süreçte koruma altına alınan ovalar statüsüne kavuşturulacağı bilgisini yetkililerden aldığını söyledi.
Yeni çıkan yasada koruma altına alınan 141 ovanın dörtte biri kadar tarım potansiyeline sahip Şanlıurfa'daki verimli ovaların mutlaka koruma altına alınması gerektiğini belirten Öztürkmen, hükümetin bunu göz ardı etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
"Eğer tarım arazilerimiz koruyamazsak geleceğimizin ne olacağını kimse garanti edemez"
2005 yılında çıkarılan verimli toprakları koruma yasasının yürürlüğe girmesinin sevindirici olduğu kadar bu alanda gecikmiş bir adım olduğunu sözlerine ekleyen Öztürkmen, şunları ifade etti:
"Bu toprak yasası 2005 yılında çıkarılmış bir yasa. Şanlıurfa'nın 3083 nolu bir yasası var toprak reformuyla ilgili. Bu yasayı şimdilik bir köşeye bırakıp 5403 nolu yasaya geçmek lazım ki bu Bakanlar Kurulu ile o da olacak. Bunun hazırlığını valimizin başkanlığında yaptık. Bakanlar Kurulundan geçtiği takdirde biz de toplanacağız. 2005 yılından beridir 5403 nolu yasanın 17'inci maddesi (yanlış değilsem) büyük ova statüsü vardı. Yani verimli ovalar sit alanı ilan edilecekti. Fakat 2005 yılında çıkan bir yasayı biz 2017'de hayata geçiriyoruz. Maalesef gecikmiş bir şey. İnşallah bu gelişmeler tamamına erer. Eğer tarım arazilerimiz koruyamazsak geleceğimizin ne olacağını kimse garanti edemez." (Osman Gülebak-İLKHA)