Özgür-Der’den 'Kürdistan Referandumu' açıklaması

​Özgür Der Diyarbakır Şubesi, “Kürdistan Referandumu” ve buna bağlı olarak yaşanan gelişmeler üzerine yazılı bir açıklama yayımladı.

Özgür Der Diyarbakır Şubesi, Irak Kürdistan Bölgesinde 2 gün sonra yapılması planlanan 'bağımsızlık referandumu'na ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Diyarbakır Şube Başkanı Süleyman Nazlıcan adına yayımlanan açıklamada, referandum kararının bir hak olarak engellenmesinin de doğru olmadığı vurgulandı.

Kürtlerin bu coğrafyanın kadim bir halkı olduğu ifade edilen açıklamada, referandum kararından dolayı Kürtleri düşman gören ve şeytanlaştıran anlayışların ne insani, ne de İslami olduğu belirtildi.

“Ulusçuluk fikriyatı yaşadığımız devletlerin siyasal amentüsü haline gelmiş ve kutsallaştırılarak bütün siyasal hayatımızı çepeçevre kuşatmıştır” denilen açıklamada, “Yaşadığımız coğrafyada devam eden siyasi mücadeleler hâlihazırda başka bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Yüzyıldır bu coğrafyanın halklarına giydirilmeye çalışılan Arapçılık, Türkçülük, Kürtçülük, Farsçılık ve keza Sünnilik, Şiilik gömleği maalesef bu toprakların fıtratını bozmuş ve uzun yıllar devam eden kanlı çatışmaların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ulusçuluk fikriyatı yaşadığımız devletlerin siyasal amentüsü haline gelmiş ve kutsallaştırılarak bütün siyasal hayatımızı çepeçevre kuşatmıştır. Mezhepçilik taassubuyla şeytanlaştırılan, katledilmelerine cevaz verilen ve sürgün edilen milyonların hali pürmelâli ise herkesin gözleri önündedir. Elbette bu gidişatın iyiye doğru gitmesi için içinde bulunduğumuz vasatın muhasebesini iyi yapmak, doğru kararlar almak ve doğru tavırlar belirlemek gerekir. Fakat muhasebemizin hak, hukuk ve adalet zemininde yapılması gerekir ki istenilen sonuçlara ulaşabilelim. Aksi takdirde menzile varmanın imkânı yoktur.” ifadelerine yer verildi.

Referandumun bir hak olarak engellenmesinin de doğru olmadığı belirtilen açıklamada, “Bugünlerde ülke kamuoyunun gündemini meşgul eden Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) ilan ettiği bağımsızlık referandumuna ilişkin yapılan tartışmaların muhasebesini yaptığımızda; referandum kararının zamanının ve zemininin uygun olup olmadığını tartışmakla beraber, bir hak olarak engellenmesinin de doğru olmadığını vurgulamak isteriz. Ancak maalesef bu meseleyi tartışırken karşımıza milliyetçi hamasetle bezenmiş sığ fikirlerin öne çıktığını görmekteyiz. Öncelikle bilmeliyiz ki empatiden uzak, hak ve adaleti gözetmeyen belli ezberlerin belirlemiş olduğu siyasal algılara teslim olmuş bu ekstrem tavırlar hiç kimseye hayır getirmeyecektir. Bu bağlamda herkesin bildiği gibi Türkiye 'Irak'ın toprak bütünlüğünün korunmalı' diyerek bu konudaki tutumunu ortaya koymuş bulunmaktadır.” denildi.

Kürtlerin herkesin sahip olduğu haklara sahip olduğuna yer verilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Türkiye’nin dış politikasında belirmeye başlanacak şahin tavırların bu ülkeye hayır getirmeyeceğini az çok herkes tahmin etmektedir. Kürtler bu coğrafyada herkesin sahip olduğu haklara sahiptirler ve bu hakları talep etmeleri en doğal haklarıdır. Yapılacak olan bu referandum da bundan öte bir şey ifade etmemektedir. Bu yaklaşım dışında üreteceğimiz paranoyalar hakka, hukuka ve adalete hizmet etmeyeceği gibi var olan gerilimi daha da tırmandırarak yeni düşmanlar üretmemize neden olacaktır. Kürtler bu coğrafyanın kadim bir halkıdır. Kimsenin düşmanı da değillerdir. Yaşadıkları siyasal zeminde bir çıkış yolu olarak referandum kararı almışlarsa bu kendi kararlarıdır ve haklarıdır. Bu halkın iradesine ipotek koymaya kimsenin hakkı yoktur. Aksine bu karardan dolayı Kürtleri düşman gören ve şeytanlaştıran anlayışlar ne insanidir ne de İslami’dir.”

Referandum kararını iyi niyetle okumak gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, “Bizler siyasal şahitliğimiz gereği siyasal tavırlarımızı hak, hukuk ve adalet üzere belirlemekle mükellefiz. Bunun dışında ilke tanımayan reel politik merkezli, çıkar odaklı, merhametten uzak, zalimce tavırların eksenine girmekten olabildiğince uzaklaşmak gerektiğine inanırız. Bundan dolayı bu referandum kararını iyi niyetle okumak gerektiğini ifade etmekle beraber, Barzani yönetiminin konunun hassasiyetini göz önünde bulundurmasını orda beraber yaşadıkları Türkmen ve Arap kardeşlerimizin hukukunu da gözetmesi gerektiğini hatırlatmak durumundayız. Ortaya çıkacak duruma dayanarak bu tablodan yeni bir Kürtçülük ve diğer halkları dışlayan zulüm politikalarına da karşı duracağımızı şimdiden ifade etmek isteriz.” ifadelerine yer verildi.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri

Limanlarımızı bu eli kanlı teröristlerin kullanmasına izin vermeyin
Diyarbakır'da eylem ve etkinliklere yasaklama kararı
İşgal rejimiyle ticaret katliamlara ortak olmaktır
Diyarbakır Oğlaklı TOKİ Konutları Kavşağı'nda kamyonun çarptığı yaya hayatını kaybetti
Diyarbakır'da anne ve oğlunun hayatını kaybettiği kazada kamyon şoförü tutuklandı