Öncelikle sonuçlarımız hayırlı olsun. İnşallah herkesin arzu ettiği bir yer gelmiştir. Gelmese de her şeyin hayırlısı olsun demekten başka çaremiz yok. Neden? Çünkü sonuçlara etki eden tek güç, sınırsız güçtür.
İnsan bu güce teslim oldu mu gerisi önemli değil. O, bir şeye ol dedi mi oluverir. Bu konuda bizler, sadece düşünebiliriz, hayal edebiliriz. Fakat isteklerimizin gerçekleşip gerçekleşemeyeceği konusunda karar verme olayı kudret sahibine kalmıştır. Bu bağlamda Kaderin üzerinde bir kader varsa gerisi teferuattır.
Elimizden geldiğince çabalayıp bir yer (Üniversite) gelmemişse farklı umutlarla yeniden denemeliyiz. Yeni bir sayfa açmalıyız. Bir yeri kazanan kardeşlerimize gelince her şey bitmedi: Kayıt işlemleri, yurt burs başvuruları, sürekli bir meşguliyet başını alır, gider. Meşguliyetlerden kurtulma psikolojisiyle hareket ederken bir türlü bitmeyeceğini görürüz.
Biter mi? Bitmez. Üniversiteyi kazan, oku, bitir, atan, evlen, eş, çocuk, ev, araba yine bitmiyor. sonsuzluğu anlamlandıran tek şey inancımızdır. İnançtan kastımız İslam'dır. Madem bizleri yoktan var eden kudret, bizlere İslamı tamamlayıp nasip etmiş. O zaman onun öğretilerine iyi bakmak gerekmez mi?
Kendi öğretimizi okumayıp dünya klasiklerini okuduk da ne oldu? Mutluluğu yakalayabildik mi? Bu anlamdaki gayretimizi bizlere yol gösteren kutsal kitabı okumak için denesek zarar mı ederiz? Konuyu gelen ziyaretçilerimize sorduğumuzda kendi kitabını okuyabiliyor musun? ‘'Hocam bu saatten sonra kafam almıyor.'' deniliyor oysaki kafamız almıyor dediğimiz süreçten sonra iki üniversite bitirebiliyoruz. Fakat 600 sayfalık bir kitabı bitiremiyoruz. Bir çelişki yok mu?
Her şeyin ilacı olan Kitab-ı Mübin'i daima okuyup tavsiye etmeliyiz. Sorunlarımızı, tercihlerimizi kitabımızı referans alarak çözmeye çalışmalıyız. İnancımızı daha iyi anlamak için Peygamberimiz (S.A.V), “Kalbinde Kur'an'dan bir şey bulunmayan kimse harap ev gibidir.” Allahu Teâlâ'yı seviyorsak; Yüce Kuran'ı okumalıyız. Sevgilisinden gelen bir mektubu açıp okumayan veya birisine okutup içindeki meramı anlamayan, ondaki kelamdan ve selamdan hiçbir zevk almayan kimsenin sevgisi ne kadar samimidir?
Tarih boyunca Müslümanlar, Allah'ın kelâmı olan yüce Kur'an'a çok büyük önem vermişlerdir. Bir ibadet aşkıyla okumuşlar, ezberlemişler, dinlemişler, yazmışlar, öğrenmiş ve öğretmişlerdir. Kur'an bilen veya öğrenen kimseler bunun kıymetini iyi bilmeli, düzenli olarak mümkünse her gün okumaya çalışmalıdır. Ayrıca ömür boyunca Kur'an okumayı hiç bırakmamalı ve sürekli olarak başından sonuna kadar Kur'an'ı okuyup hatmetme gayreti içinde olmalıdır.
Kur'anı hatmetmenin önemi hakkında Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur: Bir defasında kendisine, “Ey Allah'ın Resûlü, Allah'a hangi amel daha sevimlidir?” diye sorulduğunda “Kur'ân'ı başından sonuna okuyup, bitirdikçe yeniden başlamaktır” cevabını vermiştir. (Tirmizî, Kırâat 4)
Rabbim kendi kitabını koruyacağına dair söz vermiştir. Bizler onun yardımını düşünüyorsak yürüyen Kur'an olmalıyız.
Selam ve dua ile…