Malum olduğu üzere Efendimiz (asv) Medine'ye geldikten sonra Medine vesikasını imzaladı. Beni Kaynuka ve Beni Nadir Yahudilerinden sonra Müslümanların en zor zamanında, (Ahzab/hendek savaşında) en büyük ihaneti Beni Kurayaza Yahudileri yaptı. Ben-î Kureyza savaş devam ederken tarafını değiştirmiş, düşmanların safına geçmiş ve Müslümanları arkadan vurmaya yeltenmiştir. Peygamber Efendimiz (asv) onları önce İslam'a davet etti. Yahudiler, kabul etmediler, Sevgili Peygamberimiz'in (asv); “Öyle ise, Allah Teala ve Resulünün emrine boyun eğerek kaleden inip teslim olunuz.” emr¬ini de reddettiler... Bir aylık kuşatmadan sonra Ben-î Kureyza kabilesi Peygamber Efendimiz'den (asv), haklarında hüküm vermek üzere bir kimseyi hakem tayin etmesini istediler. Resulullah Efendimiz (asv) de; “Ashabımdan istediğiniz kimseyi hakem seçiniz.” buyurdu. Onlar da daha önceden Medine'de meşhur kabile reislerinden olan Sa'd bin Muaz'ı istediler. Hazret¬i Sa'd, Yahudilerden, vereceği hükme razı olacaklarına dair kesin söz aldı. Hazret¬i Sa'd, hükmü açıkladı: “Benim hükmüm odur ki, akîl-baliğ olan bütün erkeklerin boynu vurulsun! Kadınları, çocukları esir alınsın, malları da Müslümanlar arasında taksim edilsin!” Bu kesin hüküm karşısında, Yahudiler donup kaldılar. Çünkü, kendi kitaplarında, azgınlık yapanlara verilecek ceza aynen böyleydi. Yani Yahudilere kendi hukukları uygulanmıştı.
Şimdi, 2002 de AK Parti ile yaptıkları ittifakı bozup ihanet eden düşmanla işbirliği yapan Hükümeti düşman karşısında arkadan vurmaya kalkanlara kendi hukukları uygulanmaktadır. Nasıl mı? Onlar, muhalifleri için hukuk tanımamışlardı. Hukuku öldürmüş, bilinmeyen bir yere gömmüşlerdi. Şimdi kendilerine de lazım, fakat bir türlü bulunamıyor. Onların öldürdükleri hukuku nereye gömdüklerini gören olmamıştı.
Mesela onların zamanında gerçek yargılama yapılmıyor, yapılmış gibi gösteriliyordu. Hüküm, Pensilvanya'da bir villada önceden verildiği için, delillerin içinde olduğu çuvalların mühürlenmiş ağızları dahi açılmıyordu. Şimdi de onların iddiasına göre hüküm saraydan veriliyor, yargılama sadece yapılmış gibi gösteriliyor.
Onlara kendi hukuklarının uygulanması için, Meselâ;
1- Fezlekelere “ hükme dönüşecektir” notu eklenerek, bu not yargılamanın bütün aşamalarında dikkate alınmalı, fezleke “kesin hükme” dönüşmelidir.
2- Usulsüz deliller üretilmeli, bilirkişilere gerçek delil imiş gibi raporlar aldırtılmalı dışardan bakan biri için her şey usulüne uygunmuş gibi gösterilmelidir,
3- Türkçe olimpiyatlarına araç desteği sağlayanlar tespit edilerek örgüt üyeliğinden cezalandırılmalı.
4- Mesela Zaman yazarı Ahmet ŞAHİN bir yurtdışı gezisi dönüşünde “geldiği ülkede silahlı eğitim aldığından bahisle” gözaltına alınmalıdır.
5- Onların en azizleri kaçırılarak boyunları kırılmak suretiyle öldürüldükten sonra ailelerine “babalarının FTÖ polisleri tarafından kaçırıldığı söylenmeli ki, çocukları onlardan nefret edip AK Parti gençlik kollarına üye olsun.
6- Diyanetten, emniyetten ve AK Partili Psikologlardan oluşacak üç kişilik ekipler; zaman, sızıntı aboneleri ve onların dershanelerine/okullarına giden çocukların ailelerini ziyaret etmeli, onların kurumlarına gitmenin tehlikeleri anlatılmalı, aileler çocuklarının geleceği konusunda uyarılmalı, uyarılar dikkate alınmadığı takdirde çocukların başına geleceklere hazırlıklı olmaları hususu hatırlatılmalı.
7- Onlara karşı olan örgütler kışkırtılarak üzerlerine saldırtıldıktan sonra polis çağrıları cevapsız bırakılmalı, saldırı bittikten sonra olay yerine polis intikal ettirilmelidir.
8- Sivil toplum kuruluşu ve dernekleri FTÖ ile bağlantıları gerekçesi ile mahkeme kararıyla kapatılmalıdır.
9- Onların gözaltında ve cezaevlerindeki adamlarına işkence edilmeli ve bu işkencenin ibadet hükmünde olduğu bilinci işkencecilere verilmelidir.
10- Bütün tutuklular en ağır cezalara mahkûm edildikten sonra memleketlerinden çok uzak cezaevlerine gönderilmelidir.
11- FTÖ'nün ne kadar vahşi ve hain olduğunu anlatan diziler yapılıp tüm TV'lerde gösterilmeli, “Cehennemde buluşma” dizisinde onlardan olanları, cehenneme gönderen bir zat olmalıdır.
Bunlar daha da uzatılabilir. Zira onların yapıp ettikleri yukarıda saydıklarımdan çok fazladır. Ben sadece bir demet örnek sundum.