Parti'ler kısa ama ince hesapları doğrultusunda adaylarını “siyaset arenasına” yeniden sürdüler. Bazı parti'ler listede ciddi değişiklere yer vermezken bazıları stratejik hesaplarla listelerin çoğunu değiştirdiler. En çok liste değişikliği AK Parti cephesinde yaşandı. Değişikliklerin ekseriyeti Doğu ve Güneydoğu'da yaşanırken, özellikle üç döneme takılan 70'e yakın isimden 24'nün yeniden geri gelmesi listelerdeki en büyük değişimi yaşattı. Anlaşılan AK Parti eski toplarını geri getirme ihtiyacı duydu. Fakat en büyük sürpriz ve konuşulan aday ise Tuğrul Türkeş'in aday olmasıydı. Bu hamlenin MHP-AKP arsında kalan seçmeni ciddi şekilde etkileyeceğini düşünüyorum. Koalisyonu kilitlemekle suçlanan Bahçeli'nin, Tuğrul Türkeş'i bir anda silmesinin AK Partiye en az bir puan kazandıracağını düşünüyorum…
CHP listelerinde ise birkaç değişiklik dışında adaylarını muhafaza ettiğini gördük. Kendi pozisyonundan razı bir görüntü sergiliyor. İktidar umudu olmadığından dolayı bir puan da olsa yükselme başarısını elde etmek istiyor. Bu seçimde kendi tabanından HDP'ye kayan oyların nasıl geri geleceğini düşünen bir kesim varken, diğer taraftan yeniden koalisyona ortak olmak için seçmenin eski tavrına rıza gösterenler de var. İkilem arasında kalan CHP kurmayları istisnalar haricinde eski adaylarla yola devam kararı aldılar...
MHP'de ise çalkantılar devam ediyor. Listede fazla bir değişiklik olmamasına rağmen Meral Akşener'in listede olmaması kulislerin önemli gündemlerinden biri. MHP tabanında kabul görülen Meral Akşener'in listede olmaması, Bahçeli'nin “liderlik korkusunu” gündeme getirdi. İlerde kendisine rakip olabilecek Tuğrul Türkeş'i bir anda silmesinden sonra Meral Akşener gibi önü açık birini devre dışı bırakması bu kanaati oluşturdu. Bahçeli'nin koalisyon tutumundan sonra Tuğrul Türkeş'in ihraç edilmesi, ondan sonra da Akşener'in liste dışı kalması MHP'ye ciddi bir oy kaybettirebilir. Bu düşüşün ortalama 3-4 puan olması tahmin ediliyor. Ancak polis ve askerlerin öldürülmesi ona 1-2 puan kazandırabilir düşüncesi de var…
HDP'nin listelerinde de fazla bir değişikliğe gidilmedi. Buna rağmen daha önce ittifak ettikleri Emek Parti'sinin önemli ayağı olan Levent Tüzel'i devre dışı bıraktılar. Çünkü Levent Tüzel, HDP'nin kabul ettiği Bakanlıkları kabul etmemişti… Aslında oluşan savaş ortamında ittifak ettikleri birçok “sol kesimin” tabanı kaymış bir pozisyonda gözüküyor. 7 Haziran'da “Türkiyeleşme” üzerine propagandasını kuran HDP'nin “öz yönetim” noktasına gelmesi, batı seçmeninde bir şok etkisi yapmış durumda. Kandil talimatıyla hareket etmesi ve arasına mesafe koyamaması tüm argümanlarında inandırıcılığını kaybetmiş bir durumla karşı karşıya olmasına neden oldu. Ancak görünen o ki seçim propagandasını “yeniden barış” yeniden masa” üzerine kuracak gibi… Şimdiden bu dile başladılar bile… Gelinen noktada Kandil'e söz geçiremeyen bir yapının “barış” sözleri seçmeni ne kadar etkileyecek göreceğiz.
Partiler bu dengeler içerisinde aday listelerini en iyi şekilde seçmeye çalıştılar. Erdemlik vasıflarının önemsenmediği, ancak toplum içerisinde ki “oy getirisi” hesaplanarak yapılan listelere karşı çok konuşulan bir hamle daha geldi. Türkiye'de, özelliklede bölge'de ciddi bir tabanı ve etkinliği olan HÜDA PAR'ın seçimden çekilmesi, kulislerde çok konuşuldu. Bazı TV kanalları bilinçli olarak bu haberi es geçerken, “twitter” gibi sanal âlemde, Türkiye genelinde bir anda üçüncü sıraya yükseldi. Bununla ilgili milyon'larca yorum yapıldı. Özellikle “iradenin sandığa yansıyamayacağı” tespitleri diğer parti'lere bir ders olarak sunuldu. Bölge'de “halkın iradesine” yapılan baskıyı gözler önüne sererek bu haksızlığı bir nevi protesto etmiştir. Kendi oylarını artırmak için halkın arasına bomba koyanlara erdemlilik dersini vermiştir. “Kaos seçimine” ortak olmayacağını açıklayarak seçime gitmeden, seçmenin gönlüne ve düşüncelerine tercüman olmuştur.