Paylaşım Ahlakını Genelleştirelim, Az Bile Olsa Devamlı Hale Getirelim

Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat arttırılır ve ‘kerim (üstün ve onurlu)’ olan ecir de onlarındır.” (Hadid: 18)

“Gerçek şu ki, sadaka veren erkekler ile sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler; onlar için kat kat arttırılır ve ‘kerim (üstün ve onurlu)’ olan ecir de onlarındır.” (Hadid: 18)

“Sizden birinize ölüm gelip de: “Rabbim, beni yakın bir süreye (ecele) kadar geciktirsen ben de böylece sadaka versem ve salihlerden olsam” demezden önce, size rızık olarak verdiklerimizden infak edin.” (Munafikun S: 10)

“… (Onlara) verilenlerden dolayı sinelerinde bir ihtiyaç (bir rahatsızlık) duymazlar. Ve kendilerinde bir sıkıntı (bir ihtiyaç) olsa bile, (o kardeşlerini) kendi nefislerine tercih ederler” (Haşr S: 9)

“Bir Müslüman’a elbise giydiren her Müslüman mutlaka Allah’ın hıfzı altındadır, ta o giydirdiğinden bir parça onun üzerinde bulundukça…” (Tirmizî, Kıyamet)

“Sadaka Rabbinin öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder.” (Tirmizî, Zekat)

“Sizden kim bir yarım hurma ile de olsa ateşten korunabilirse bunu yapsın.” (Buharî-Müslim)

Birbirlerini hiç görmedikleri, konuşmadıkları, dertleşmedikleri, annesini, babasını, aşiretini tanımadıkları, mesleğini-meşrebini bilmedikleri halde sadece mü’min olduklarından dolayı Allah’ın rızasını talep ederek onlar için gözyaşı dökmek, duanın en makbul olduğu zamanlarda onlara dua etmek, imkânları ölçüsünde az bile olsa maddi yardımda bulunmak Allah’ın sevgisine, Hz. Peygamber aleyhisselatu wesselamın şefaatine, dünyada aziz olmaya sebeptir inşaallah.

Ensar’ın Kur’an-ı Kerim’de; ashabın övülmesi övülmeleri, Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselamın, “Siz seçkin kişilerdensiniz” methine ve sevgisine, onlar ve onların çocukları için mağfiret dilemeye, “Kıyamet günü buluşma yerimiz havuz başıdır” müjdesini vermeye, kıyamete dek Müslümanlara örnek olma ve yapacakları her hayırlı işin hayırlarına ortak olma sebeplerinden biri aralarında akide bağı dışında hiçbir bağ bulunmayan kardeşlerine kucak açmalarıdır, ihtiyaçları olduğu halde Müslüman kardeşlerini kendilerine tercih etmeleri ve en çok sevdiklerinden onlara vermeleridir.

Her birimizin kendi coğrafyasında bazı sıkıntıları olsa bile emperyalist güçler tarafından fiili işgal altında olan yerlerdeki Müslüman kardeşlerimiz gibi değildir. Bizlerin imtihan sürecine onların halleri ve durumu dâhil olmuş. Onlara karşı mükellefiyetimizin ve mesuliyetimizin imkânlar ölçüsünde gereği gibi yerine getirilip getirilmediği noktasında imtihan olunuyoruz. Onların durumu önümüze iki hususu ortaya koyuyor: Onlara karşı mükellefiyetimizi yerine getirmek veya getirmek için çaba göstermek Allah indinde aziz olmaya sebep olabileceği… Ya da onlara karşı duyarsız davranıp -Allah korusun- O’nun gazabına ve lanetine müstahak olunabileceği… Evet, Müslümanlar herhangi bir yer ve zamanda musibetle karşılaştıklarında bu sadece onların günahlarından ve isyanlarından dolayı olmaz. Kur’ani ifadeyle; “Ta ki Allah, iman edenleri ortaya çıkarsın ve içinizden şehidler edinsin! İman edenleri temizlesin ve kâfirleri helak etsin, cihad edenleri ortaya çıkarıp sabredenleri belli etsin…” hikmetine binaen de olabilir.

Filistin, Lübnan, Irak, Çeçenistan, Afganistan ve başka coğrafyalardaki Müslümanların karşı karşıya oldukları durum, bir gün bitecek. Müslümanlar akidelerini muhafaza ettikçe ve yapılması gerekenleri yaptıkça, neticesi şehadet bile olsa mükâfatlarını alacaklar. Zafer, muvaffakiyet ve galibiyetin Allah’ın, Resulünün ve Mü’minlerin olacağına inanıyoruz. Zira; “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirah S: 6) Burada önemli olan onlara karşı bizlerin ne yaptığıdır; onlardan dolayı bize sunulan hayırdan ne kadar istifade ettiğimizdir.

Kur’an ve sünnetten uzaklaşıp/uzaklaştırılıp ölçümüz başka şeyler olduktan sonra yıllarca birbirimizi unuttuk, tanıyamaz olduk, duyarsız ve güvenmez olduk, birbirimizden gafil olduk. Bizi birbirimizin aleyhinde konuşturdular, çekiştirdiler, kışkırttılar, daha kötüsü birbirine karşı savaştırdılar ve hâlen savaştırıyorlar. Ancak Hizbullah’ın, Filistinli kardeşleri için fiili müdahalesi dünyadaki Müslüman halkın hem Filistin hem de Lübnan için ortaya koydukları tepki yavaş yavaş da olsa Müslümanların Kur’an, Sünnet, ashaba döndüklerinin ve dönme ihtiyacı hissettiklerinin alametidir. Bu müspet tepki ve tavır devam ederse Empeyalist ve şeytani güçler bundan sonra inşaallah istedikleri her işte, her yerde, her zamanda maksatlarına ulaşamayacaklar. Zira dünyanın değişik coğrafyalarında olsalar bile sıkıntı içinde olan Müslüman kardeşlerine yardımcı olmalarının zorunluluğu şuuruyla, kardeşlerini modern silahlarla vuran emperyalistlerin vicdanlarıyla baş başa bırakmayarak onların ambargolarını boşa çıkarma gayreti içinde olmak bunun göstergesidir.

Hepimizin bu gayret içinde olması gerekir. La ilahe illallah dışında aralarında hiçbir bağın olmadığı Ensar’ın, Muhacirlere göğsünü açtığı, mallarını, tarlalarını, bağlarını ve bahçelerini onlarla paylaştıkları gibi olmak, onların izinde gittiğimizi göstermek, Allah’ın rızasını kazanmaya vesile olmak için her birimiz imkânları ölçüsünde işgal altındaki Müslümanlara, herkes neyi ne şekilde yapabiliyorsa katkıda bulunma gayreti içinde olmalıdır.

Evlerinin birer odalarını kardeşlerine açanlar, aylarca yemeklerini, içeceklerini, giyeceklerini birbirleriyle paylaşanlar yardımlaşma ve paylaşmanın ne olduğunu iyi biliyorlar. Eşlerinden, kardeşlerinden, çocuklarından, anne ve babasından uzak kalanlar, hasta olan çocuğuna ilaç alamayanlar, semt pazarlarında çocukları için sebze artıklarını toplayanlar, aşevlerinin önündeki tahkiri görenler, imkânsızlıktan dolayı çocuğunu, eşini ziyaret edemeyenler yardımlaşma gerekliliğinin ne olduğunu bilirler. İnanıyoruz ki okuyucularımız da yaşanan bu manzaraların neler olduğunun ve neler yapılması gerektiğinin idrakindedirler. Bu konuda çok fazla imkânları olmasa bile her türlü gayreti göstereceklerine inanıyoruz.

Biz, kardeşlerimizden, kendileriyle kifayet etmemelerini, bu kârlı ticarete tüm sevdiklerini, dostlarını, akraba ve komşularını, hatta hiçbir ayırım yapmadan ulaşabileceği her Müslüman’ı ortak etmelerini, paylaşma ahlakının oturtulmasını ve yardımlaşmanın sürekli hale getirilmesini diliyoruz. Bu hususu sürekli birbirimize hatırlattığımız; her yer ve şartlarda sünneti ihya, helal ve harama riayet, evine ve işyerine en yakın camide cemaatle namazlarını kılma ve ziyaretleşme halkasına da ekleyelim.

Duyarsız kalmanın ahirette mutlaka hesabının sorulacağını,

Yapılacak küçük bir yardımın bile dünyada musibetlerin önüne geçmeye, ahirette azaptan kurtulmaya sebep olabileceğini,

Yapılacak yardımların malı eksiltmeyeceğini, aksine bereket getireceğini, arındırıp temizleyeceğini,

Dünyada bir Müslüman’a yardımcı olma ve ihtiyacını karşılamanın ahirette Cenab-ı Allah’ın yardımına ve ihtiyacının karşılanmasına vesile olup karşılık bulacağını,

Berekete sebep olan iktisatlı davranma düstur edinilse israftan, yani zaruri ve ihtiyaç duyulmayan, ancak günümüzde zaruretmiş gibi yapılan harcamalardan vazgeçilse veya kısıtlansa herkesin, mağdur ve ihtiyaç sahiplerine ne kadar katkı yapabileceğini anlatalım, gösterelim.

Yapılacak amellerin bire bin sevabı olduğuna inandığımız Ramazan ayında midemiz gibi göz, kulak, kalp ve sair uzuvlara oruç tutturma, dilimizi Kur’an-ı Kerim -mealiyle beraber okuma-, zikir, tesbihat, salâvat ve istiğfarlarla meşgul etme, tüm bunlarla beraber sadaka ve infaklarımızla da bire bin sevap kazanmak için mağdur ve ihtiyaç sahibi kardeşlerimize daha ziyade katkıda bulunalım.

Bu vesileyle Ramazan ayının tüm İslam âlemine hayır ve bereketler getirmesini, Müslümanlar arasındaki birlik ve dayanışmanın daha bir kuvvet bulmasına, uhuvvet ve kardeşlik mefhumlarının hakiki manada deruhte edilmesine, emperyalist ve şeytani güçlerin kahr-u perişaniyetine, zulüm ve baskı altındaki Müslümanların kurtuluşuna vesile olmasını dileriz.

Allah’a emanet olun.

İnzar Dergisi

İslam Kuran Haberleri


 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

İslam Ve Kuran Haberleri

Yılbaşı kutlamaları ve şans oyunları haramdır
2025 hac kayıtları 15 Kasım'a kadar yapılabilecek
"Gıdada haram ve helale dikkat edilmemesi toplumsal çöküntüye neden olur"
Kazasının olup olmadığıyla ilgili şüphesi bulunan kimsenin durumu
Kurban edilen hayvan kanının alna sürülmesi doğru mudur?