Hüseyin Kaya / Doğruhaber
90'lı yıllarda Öcalan ile çekilmiş resimleriyle, Pkk kamplarını ve militanlarını övgüyle anlattığı “2000'e Doğru” dergisi ile kendinden söz ettiren Perinçek, sonraki yıllarda askerle ve istihbaratla fazla içli dışlı oldu. Ergenekon davasında ismi Veli Küçük ve Arif Doğan gibi isimlerle beraber zikredildi.
Şimdilerde muhafazakâr basın “paralelle mücadele” kapsamında Perinçek'i gündeme alıyor, parlatıyor, bu arada Perinçek'e yakın isimlerin polis içerisinde üst düzey görevlere getirildiği söyleniyor.
Perinçek, “Erdoğan mevzimize geldi” diyerek yerinin sabit olduğunu ima ediyor.
İşin aslına bakarsanız kim kimin mevzisine gelmiş belli olmadığı gibi mevzinin tuhaflığını anlatmak da zor.
“Bu nasıl bir birliktelik?” diye sorduğumuzda kastımızın ne olduğunu kısaca anlatalım:
Erdoğan ve ekibi “paralelle mücadele” edilmesinden yana, Perinçek de öyle düşünüyor.
Erdoğan ve ekibi Pkk'ye karşı bir mücadele yürütüyor, Perinçek bu konuda hükümetin yanında.
Erdoğan, Esad'a, Amerika'ya ve Rusya'ya öfkeli; ama Perinçek, Esad ve Rusya ile ilgili sıcak mesajlar veriyor.
Perinçek'in Beşar Esad'a annesinin ölümünden dolayı gönderdiği taziye mesajına birlikte bakalım:
“Sayın Beşar el Esad, Suriye Arap Cumhuriyeti Devlet Başkanı, Değerli anneniz Enise Mahluf'un vefat ettiğini büyük üzüntüyle öğrendim. Acınızı paylaşıyorum. Anneniz, arkasında ülkesine ve dünyaya değerli bir kahraman bıraktığı için son yolculuğuna hiç şüphesiz endişesiz çıkmıştır. Bugün ABD ve israil'le, onların sahaya sürdüğü çetelere karşı vatan savaşı veren Suriye'nin nice kahraman kadın ve anneler yetiştireceğinden emin olduğumu bilmenizi isterim. Tüm ailenize ve kahraman Suriye halkına başsağlığı dilerim.”
“Buyur burdan yak” mı diyorsunuz?
Kalsın, yakmayayım.
En iyisi Perinçek'in konumunu “Bir muvazzafın yeni vazifesi” olarak değerlendirelim ve işin içinden çıkalım.
Eskiden olduğu gibi.
12 Eylül sonrası solcuları isim isim yazarak deşifre etmesi, Pkk kamplarında Öcalan'ı bir yerlere angaje etmeye çalışması gibi.
Vazife işte!