Peygamber Sevdalıları Platformu (Evîndarên Pêxember) Diyarbakır Koordinatörlüğü tarafından, "Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” etkinliği düzenlendi. Etkinlikte birlik, beraberlik ve barış mesajları verilerek, Müslümanlar arasındaki kardeşliğin pekişmesi, vahdetin oluşması için İslam âlemine çağrı yapıldı.
Verilen mesajlarda Hazreti Muhammed'in, ırkçılığı ve faizi ayaklarının altın aldığı, günümüz idarecilerinin onu örnek alması gerektiği vurgulandı. İslam coğrafyasında yaşanan tüm sıkıntıların kaynağının, İslam dışı beşeri sistemler olduğu vurgusu yapılarak çözümün; kötü durum ve vaziyetten kurtulmanın yolunun Allah'a ancak hakkıyla kul olmaktan geçtiğine dikkat çekildi.
Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı
Sunuculuğunu Rehber TV programcılarından Mehmet Emin Gülsever'in Kürtçe, Yunus Emiroğlu'nun ise Türkçe yaptığı program, İranlı Hafız Muhammed Emin Esedi'nin Kur'an-ı Kerim tilaveti ile saat 13:00'da başladı.
Programda söz alan İlahiyatçı Yazar Mehmet Göktaş, konuşmasına, "Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun ey aziz ve muhterem Peygamber Sevdalıları. Ey Süleyman Bin Halid'in memleketinin sakinleri. Ey Yasin Börü'nün, Aytaç'ın, Hasan'ın, Riyad'ın hemşerileri. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun." diyerek başladı.
Göktaş Hoca, "Şu anda bir gerçek var ki bu gerçek bu şehir dünyada, yeryüzünde Peygamber (aleyhiselamı) temsil eden bir şehir olduğunu 15 yıldan bu tarafa ciddi anlamda tescil ettirmiştir. Bu, kuşkusuz çok önemli bir olaydır. Diyarbakır şu anda Diyar-ı İslam, Diyar-ı Muhammed olarak yeryüzünde Allah'ın Resulünü temsil eden en önemli merkezlerden bir merkezdir ve en azından son 15 yılda katlana katlana bugüne gelmiştir." dedi.
Diyarbakır'ın bu haliyle artık her yıl ciddi anlamda İslam ve Peygamber adına bir mesaj gönderdiğine işaret eden Göktaş, "Bu mesaj ciddiye alınmalıdır. Bugün buradaki bu organize, karizmatik bir kişinin, şunun bunun değil. Unutmayalım ki organizenin arkasında yüzlerce seyda, yüzlerce alim, yüzlerce akademisyen vardır. Bu unutulmamalıdır. Bu kuru bir heyecan değildir. Onun için buradan çıkacak mesajlar, bugün Diyarbakır'da verilecek mesajlar gerçekten dünyanın dört bir tarafına ulaşması gerekir, ulaştırılması gerekir ve kulak verilmesi gereken bir mesajdır. " diye konuştu.
"Irkçılığı Allah Resulü ayakları altına almıştır"
Göktaş, "Biz bugün şu meydanı bu yönüyle Arafat'a benziyoruz. Özellikle Peygamber (aleyhiselamın) son Veda Hutbesi'ndeki seslenişine benzetiyoruz. Hani o da on binlerce yüz binlerce Müslüman'a oradan seslenmiş ve İslam' en son ve net mesajını vermişti ya. İşte biz de burada bu mesajı buradan tekrarlamak istiyoruz. Eğer hatırlarsanız Allah'ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) nice şeyleri ayaklarının altına almıştı. Hatırlıyor musunuz? Veda hutbesinde Allah'ın Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) cahiliye döneminden kalan nice kötülükleri bir bir ayaklarının altına aldığını ilan etmişti. Bunların başında asabiyet geliyor. Yani ırkçılık geliyor. Irkçılığı Allah Resulü ayakları altına almıştır. Bütün insanlara seslenerek hepimizin Adem'in çocukları olduğunu, Adem'in topraktan olduğunu, Acem'in Arap'tan üstün olmadığını, üstünlüğün takvada olduğunu ilan etmişti. Buradan bir daha ilan ediyoruz ve diyoruz ki; Ey Allah'ın Resulü, sen neyi ayaklarının altına alıp çiğnemişsen biz de bugün burada Peygamber meydanında, senin ayaklarının altına alıp çiğnediği her şeyi biz de çiğniyoruz. Bir daha çiğniyoruz. Bir daha tekrar ediyoruz. Biz biliyoruz ki Hz Ömer'in söylediği gibi; biz öyle bir kavimiz ki ancak İslam ile aziz olabiliriz. İslamsız zerre kadar haysiyetimiz yoktur. İslam ve Peygamber ve Kur'an olmadan hiçbir kavmin hiçbir özelliği yoktur ve koskocaman bir hiçtir." ifadelerini kullandı.
"Yeryüzünü kasıp kavuran, en büyük maddi canavarın faiz olduğunu ilan ediyoruz"
Göktaş hoca konuşmasına şöyle devam etti: "Şunu da ilan ediyoruz ki Allah Resulü'nün ayaklar altına alıp çiğnediği, maalesef tekrar alıp başını üstüne koyanlar, kendilerine baş tacı edenler var ya. Allah'ın Resulünün çiğnediği o pislikleri yerden alıp başlarının üzerine bayrak yapanlar var ya. Onlar iflah olmamıştır ve olmayacaklardır. Buna günümüzde defalarca şahitlik ettik. Onun için biz buradan bir daha haykırıyoruz. Allah'ın Resulü yine buradan yine haykırmıştı. Veda Hutbesi'nde, Arafat'ta haykırmış ki, 'Ey insanlar kadınlar hakkında Allah'tan korkunuz. Siz, onları Allah'ın emaneti olarak almıştınız' buyuruyor. Onların namuslarını Allah adına kendinize helal edinmiştiniz, buyuruyor. Yani bu anlamda Allah resulü bir takım hakları, hukukları, adaleti baş tacı etmişti, baş tacı olarak ilan etmişti. Biz buradan aynı şekilde baştacı olarak ilan ediyoruz. Ve bunun zıddını yapanların helak olduğunu, bittiğini, tükendiğini görüyoruz ve buna şahitlik ediyoruz. Allah'ın Resûlü o gün aynen böyle bir kalabalıkta, 'Cahiliyeden kalma faiz ayaklarımın altındadır' buyurmuştu. Ve 'İlk kaldırdığım faiz amcam Abbas bin Abdülmuttalib'in faizidir.' demişti. Bugün yeryüzünü kasıp kavuran, insanlığın kanını emen, en büyük maddi canavarın faiz olduğunu bir daha ilan ediyoruz. Şu Diyarbakır Meydanı olarak biz de tekrar ayaklarımızın altına alıyoruz, alacağımızı ilan ediyoruz. Almadığınız takdirde insanlarımız ta ciğerlerinin, alın terinin, bütün emeğinin heba olacağını buradan bir daha insanlığa haykırıyoruz, ilan ediyoruz. Yine biz buradan müminlerin kardeş olduğunu, müminlerin canlarının, mallarının, ırzlarının birbirlerine haram olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz. Bunu insanlık olarak insanlık alemi olarak en büyük bir beyanname olarak ilan ediyoruz. Buna uyulmadığı takdirde mahvolacağımızı görüyoruz, şahitlik ediyoruz."
"Adalet öyle bir sıfattır ki olmadığı zaman en büyük fesat çıkar"
"Ey iman edenler, Allah için adaleti ayakta tutan hakkın şahitleri olunuz." ayetine atıfta bulunan Göktaş Hoca, "Annenizin, babanızın, akrabalarınızın aleyhinde de olsa adaleti ayakta tutan şahitler olunuz. Evet, bu mesaj hepimizedir. Ama özellikle gücü ve kuvveti eline geçirenlere, fakirken zengin olanlara, idareyi elinde bulunduranlaradır. Hocalarımız her Cuma, 'Allah adaleti emrediyor' ayetini okuyor. Eğer oradaki cemaat sadece ihtiyarlarsa, emeklilerse onlar hangi adaleti yerine getirecekler. O ülkenin yöneticileri, hâkimleri o camilerde değilse o ayet kimlere okunuyor. Adalet deyince yetki sahiplerine sesleniyoruz. Adalet öyle bir sıfattır ki olmadığı zaman Allah korusun en büyük fesat çıkar. Bu sadece yöneticilere değil, azıcık yöneten, zengin olan herkes adalet sahibi olmakla mükelleftir. Peygamber sevdalıları, âşıkları olarak bizler adalet örnekleri olmalıyız. Sokağımızda, apartmanımızda işyerimizde parmakla gösterilmeliyiz ki dinimiz yayılabilsin. Aksi takdirde zulümde, haksızlıkta diğer insanlardan farkımız yoksa bu İslam'ın daha da aleyhine olacaktır." sözlerine yer verdi.
Etkinliğin mesajını içeren 10 madde
Etkinlikte Peygamber Sevdalıları Platformu Genel Koordinatörü Adnan Akgönül, 10 maddelik mesajı okudu.
Akgönül'ün okuduğu 10 madde sırasıyla şöyle:
-Peygamberi anlamak; Kur'an-ı Kerim'i özü ve hikmetiyle kavramaktır. İlahi mesajın amaçlarına ve gayelerine katıksız, duru bir şekilde ulaşmaktır. Bu yol, Efendimizin(sav) açıklayıcı, öğretici ve terbiye edici vasıflarını fehmetmektir. Sünneti yaşamak; tüm amel ve davranışların merkezine rızay-ı ilahiyi yerleştirmektir. Allah'ı (cc) sevmek peygamberi(sav) sevmektir. Onu (sav) sevmek ona (sav) uymaktır.
-Peygamberi anlamak; inanç, amel, fikir ve duruşumuzu İslam ile uyumlu hale getirmektir. Beşeri ideolojilerin, İslam dışı düşüncelerin, bid'at, hurafe ve sapkınlıkların şerrinden Allah'a (cc) sığınılmalıdır. Sünneti yaşamak; doğru istikameti ve nebevi yöntemi yol edinmektir. İslami sorumluluk, her şart ve zeminde Müslümanlarla birlikte yol almak ve asla zalimlere meyletmemektir.
-Peygamberi anlamak; "Ey Allah'ın kulları kardeş olun" ilkesinin hakkını ikame etmektir. Bu kardeşlik ancak ve ancak İslam kardeşliğidir. Sünneti yaşamak; Müslümanlar arasında muahat (Kardeşleşme) kurumunu tekrardan inşa etmektir. Muahat; muhaciri-ensara, siyahı-beyaza, fakiri-zengine ulaştırmaktır.
-Peygamberi anlamak; onun(sav) ahlakı ile süslenmektir. Onun muhteşem ve muazzam ahlakını her alanda ilke edinmektir. O’nun ahlakı Kur'an'dı. Sünneti yaşamak; savaşta ve barışta, dostlukta ve düşmanlıkta, sevgide ve nefrette ölçülü olmaktır. ‘Muhakkak Allah aşırı gidenleri ve haddi aşanları sevmez’ ( Bakara 190) düsturu ile ahlaklanmaktır.
-Peygamberi anlamak; ırkçılığa dayalı menfi asabiyetten arınmaktır. Peygamberin (sav) ayakları altında olan ırkçılığı başımıza çıkarmak asabiyyet-i cahiliyedendir. İslam'ın ‘millet’ anlayışı saf ve berrak haliyle ‘ümmet’ anlayışıdır. Sünneti yaşamak; insanlığın onur ve gayretine sahip çıkmak, hududullahı muhafaza etmektir. Hz Muhammed’in(sav) ‘Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir. Babanız da birdir. Hepiniz Adem'in çocuklarısınız, Adem ise topraktandır.’ nidasını en gür bir şekilde haykırmayı insani görev olarak bilmektir.
-Peygamberi anlamak; İslami nasların ruhuna bağlı kalarak mezhepsel yorumları ve fikri ayrıntıları kültürel zenginlik saymaktır. Mezhepler birer vasıtadır. Aracı amaç kılmak cehalettir. İslam ümmetinin en büyük sorunlarından biri mezhepçilik ve iç çekişmelerdir. Sünneti yaşamak; tarihi olaylardan ibretler alarak geleceğimizi ihya ve inşa etmektir. Mezhepsel tefrikanın ve ayrılığın tedavisi ‘Sakın ha, benden sonra tekrar küfre dönüp de birbirinizin boynunu vurmaya kalkışmayın.’ nebevi ikazına uymaktır.
-Peygamberi anlamak; İslam'ın şiar ve kutsallarına vefa göstermektir. Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescidi Aksa Müslümanların tartışılmaz kutsalıdır. İlk kıblemiz olan Mescidi Aksa ve Kudüs şehri, Siyonist işgal altındadır. Sünneti yaşamak; İslam'ın fetih ruhunu ve izzetini diri tutmaktır. Çevresi Allah (cc) tarafından mübarek kılınan Beytül Makdis'i kurtarmak, özgürlüğüne kavuşturmak her Müslüman’ın vefa borcudur.
-Peygamberi anlamak; ‘Sizin en hayırlınız ailesine karşı en hayırlı olanınızdır.’ nebevi mesaja gönül açmaktır. İslam'ın aile ve kadına bakışı; ‘Kıymet ve sevgiye dayalı gözden sakınılan değerli birer emanettir’ fikriyatıdır. Sünneti yaşamak; cahiliye bataklığında istismar edilen emanete sahip çıkmaktır. Bu değerli emanet toplumu inşa eden annedir. Annenin değeri ise cennettir.
-Peygamberi anlamak; her zaman ve her şartta en doğru duruşu sergilemektir. Olağanüstü durumlarda bile insanın fıtri haklarını karşılamak Peygamber adaletinin gereğidir. Sünneti yaşamak; insanların can, mal, namus ve diğer yaşam haklarını muhafaza etmektir. ‘Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsizliğe sevk etmesin’ (Maide 8) ilahi mesajını tekrardan diriltmek her Müslüman’a farzdır.
- Peygamberi anlamak; Kur’an ve sünnet emanetine sahip çıkmaktır. Bu emanet İslam dininin özüdür. Dini naslar bellidir, açıktır ve şeffaftır. Bu naslar sahabenin içtihat ve yorumları ile zenginleşmiş, âlimlerin gayret ve çabaları ile günümüze kadar ulaşmıştır. Sünneti yaşamak; nebilerin, sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yolundan gitmektir. Bu yol İslam dininin özüdür. ‘Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm’ı seçtim’ (Maide 3) mesajı değişmez ilkedir.
Etkinlikte Kürdçe bir konuşma yapan Molla Mahmut Kılınç, bugünün anlamlı bir gün olduğunu söyledi.
"Kim asabiyet davası güderse kaybetmiştir"
Kılınç, "Bugün hem Diyarbakır halkı, hem de Kürdistan halkı için hem de dünya Müslümanları için önemlidir. Diyarbakır halkı, bölge halkı bu anlamlı günde Allah Resulü'ne biat ediyorlar. Allah resulü Medine’ye hicret ettiğinde ‘taleel bedru aleyna’ ile Resullah’ı bekleyenler vardı. Ya Rab şahid ol. Diyarbakır halkı da Medine gençleri gibi ‘taleel bedru aleyna’ ilahisini söylüyorlar." dedi.
Peygamber'i tanımanın Kur’an’ı tanımakla eş değer olduğunu vurgulayan Kılınç, "Zira Peygamber'in her günü Kur’an’ın bir ayetidir, Kur’an’ın hakikatleridir, ilahi mesajdır. Peygamber'in sünneti kaybolmuştu. Peygamber'i tanımak asabiyetten kurtuluştur. Peygamber, asabiyeti ayakları altına almıştır. Kim asabiyet davası güderse kaybetmiştir. Kim İslam’a sarılırsa Allah onu aziz kılmıştır. Araplar, milletlerin açlarıydılar. İslam onları dünya ve ahiretin efendileri yaptı. Köleler, İslam diniyle beraber yeryüzünün azizleri oldular. Kisra saraylarının kapısının önündeki Araplar, artık yeryüzünün hâkimleri oldular. İslam’la aziz oldular. Allah bu dine hizmet etmeyi Araplara nasip etti. Sonra Osmanlılar, tevhit bayrağı devraldı, 600 yıl hüküm sürdü. Peygamberin sünnetiyle onlar da bu hizmeti yaptılar." diye konuştu.
Bugün Müslüman Kürd halkının, tevhid bayrağını kaldırdığını vurgulayan Kılınç, "Müslüman Kürdler dünya hâkimiyetine adaydırlar. Tevhid bayrağını elinizden bırakmayın. Kim tevhid bayrağına sarılırsa hem dünyayı hem de ahireti kazanmıştır. Bizler Peygamber'in sünnetine sırt çevirdiğimizde namusumuz, canımız elimizden gitti." diye belirtti.
Günümüz idarecilerine seslenen Kılınç, "Kimsenin makamı Peygamber'in üzerinde değildir. Allah Resulü zulmü yasaklamıştır. Bizler de Diyarbakır’dan bugün Peygamber'in sünnetini esas alarak diyoruz ki; Peygamber idareciydi, tüm işlerinde örnekti. Eğer idareciler zulüm yaparlarsa insanların hakkına girerler." ifadelerini kullandı.
Hazretin Muhammed'in insanlık tarihinde Peygamberlerin sonuncusu olduğunu dile getiren Kılınç onun, daima hak ve adaleti tesis ettiğine dikkat çekti.
"Kardeşlerim, bacılarım bizler cellat olmuşuz, celladımıza âşık olmuşuz. Bu yüzden gökyüzünden azap bulutları geliyor." diyen Kılınç, "Kardeşlerim, bacılarım, ey Peygamber âşıkları! Bu kış yakında bitecektir. Çünkü hak geldi, batıl kayboldu. Belki bugün değil ama yakında. Diyarbakır, Batman, Van ve Kürdistan’dan doğmuştur. Sizlere müjde olsun. En yüksek seda İslam’ın olacaktır. En yüksek ses Peygamber sevdalılarının sesi olacaktır." diye konuştu.
Eller duaya kalktı
Etkinlik Beşir Şimşek Hoca'nın okuduğu dua ile sona erdi. Şimşek duasında, "Çocuklarımızı kadın yaşlı sakatlarımızı getirdik Ya Rabbi! Dünyaya kurtuluşun Kur'an'da, Peygamber'de olduğunu haykırdık. Herkese ulaştır Ya Rabbi. Habibin Hazreti Muhammed sevdası için bir araya gelenlerin günahlarını bağışla. Bizlere Peygamber'i anlamayı nasip et. Bizlere Peygamber'i sevmeyi, onun sünnetini yaşamayı nasip et. Onun şefaatine nail et. Meydanlardaki kardeşliği, birlik ve beraberliği, Peygamber aşkını İslam coğrafyasına dağıt. Habibin hürmetine Müslümanlar arasındaki tefrikaları kaldır. Müslümanları yekvücut yap. Kadın erkek, yaşlı çocukların kanına giren kafirleri kahret. Zalim ve kâfirleri helak et. Zindanlarda Yusufilerimizi azad et. Rahmet yağmurlarını yağdır. Hastalarımıza şifa ver. Herkesi selametle memleketlerine ulaştır." temennilerinde bulundu.
ETKİNLİKTEN NOTLAR
Diyarbakır'da yapılan etkinlik için aylar öncesinden Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından hazırlık yapıldı. Türkiye genelinde Siyer Sınavları düzenlenip, salâvat kampanyası başlatıldı.
Platform tarafından, kapsamında Diyarbakır'da Özkan Yaman'ın kaleme aldığı “Peygamber'den (sav) Dersler (63 Hadis-i Şerif)” adlı kitap dağıttı. Anons araçlarıyla etkinliğe halk davet edildi.
Cadde ve kavşaklar Türkçe, Kürtçe ve Arapça yazılarla Hazreti Muhammed'i öven brandalarla süslendi.
Yüzbinlerce peygamber aşığının iştirak ettiği, etkinliğin düzenlendiği Diyarbakır Newroz Parkı Miting Alanındaki çalışmalar, sabahın erken saatlerine kadar sürerken günün ilk ışıklarıyla beraber halkın alana gruplar halinde akın ettiği görüldü.
Salâvat ve tekbirler eşliğinden 7'den 70'e her yaştan etkinlik alanına akın eden peygamber sevdalısı, birbirinden güzel görüntüler oluşturdu. Gerçekleştirilen etkinlik münasebetiyle şehrin ana caddelerinde yoğun bir araç trafiği yaşandı.
Peygamber sevdalıları, oluşan yoğunluk nedeniyle kilometrelerce uzaklıkta araçlarından inerek, yaya olarak mevlit alanında yerleri almaya başladı.
Alana gelen seyyar satıcılar ise platform görevlileri tarafından satışlarını daha rahat yapmaları ve düzenin korunması için kendilerine belirlenen noktalara yerleştirildi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da platform tarafından, mağdur ve ihtiyaç sahipleri için alanda kermes kurularak, hem halkın hem de görevlilerin yeme-içme ihtiyaçları giderilmeye çalışıldı.
Alana ulaşımın rahat sağlanması amacıyla Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından kentin 22 ayrı noktasından, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından ise bazı noktalardan ücretsiz ek seferler düzenlendi.
Etkinlik esnasında izdihamın yaşanmaması için kadın ve erkekler, alana ayrı ayrı kapılardan giriş yaparken, kayıp olan çocuklar için de kayıp çadırı, kadın ve erkekler için de birer sağlık çadırı ve çevrede bulunan sahipsiz eşyaların teslim edilmesi için ayrıca bir birimin oluşturulduğu gözlendi.
Mevlit alanında "La İlahe İllallah Muhammed Resulullah" yazılı büyük tevhid bayrakları asıldı. Ayrıca Kürtçe (Kurmancî-Zazakî) İngilizce, Türkçe ve Arapça dillerinde "Diyarbakır Mevlid Alanına Hoş Geldiniz" pankartı asıldı.
6-7 Ekim saldırılarında Diyarbakır, Bingöl, İdil ve Cizre'de şehid edilenlerin fotoğrafları alanın dört bir yanında asıldı.
Konuşmalardan önce Özlem Ajans sanatçılarından Musab Şanlı, Cahit Kılıç, Derviş Madsor, İbrahim Akbaş tarafından Mevlid-i Şerif okundu.
Özlem Ajans sanatçılarından M.Ali Oğuz, Özcan Atsat Nurullah Aslım, Mehmet Gündüz, Burhanettin Cebba, Ömer Güneş, Musab Şanlı, Ferdi Kalkan, Cahit Kılıç, İbrahim Akbaş, Bilal Dalkılıç, Derviş Madsor, Nurullah Ürün, Neytullah Karadeniz, Salih Gül birbirinden güzel; ilahi, ezgi ve kasidelerle alanı dolduran Peygamber aşıklarını coşturdu.
Batman Çocuk Grubun canlandırdığı "Mazlum Coğrafyalar" isimli çalışma büyük beğeni topladı.
Oluşabilecek ani sağlık sorunlarına müdahale etmek için 3 sağlık çadırında gönüllü 5 uzman doktor, 4 pratisyen, 20'si kadın, 20'si erken 40 hemşire, 2 sağlık memuru, 2 anestezi teknikeri, 12 hasta taşıma personeli hazır bulunduruldu.
Platform yetkilileri, özellikle alanda kaybolan çocukların rahatsız olmamaları için oluşturulan kayıp çadırında, çocukların oyalanmaları için oyuncak, meyve suyu, kek ve oluşabilecek psikolojik sıkıntılara karşı psikolog bulundurulduğunu belirttiler.
Yasin Börü ve arkadaşları ile Aytaç Baran unutulmadı
Alanda 6-7 Ekim 2014 tarihindeki saldırılarda şehid olan Yasin Börü ve arkadaşları ile 9 Haziran 2015 tarihinde şehid edilen Aytaç Baran'ın fotoğraflarının yer aldığı büyük brandalar asıldı.
2 bin kişi görevlendirildi
Alanda düzenin sağlanması ve koordinasyonun eksiksiz işlemesi için Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından 2 bin kişinin görevlendirildiğini belirten yetkililer, her yıl olduğu gibi bu yıl da etkinlik alanında kadın ve erkeklerin İslam'a uygun olacak şekilde farklı alanlarda durarak, farklı giriş noktalarından alana girdiklerini ve izdihamın yaşanmaması için de her türlü önlemin alındığını söylediler.
Güvenlik koridoru oluşturdu
Miting alanında kadın ve erkeklerin birbirine karışmaması için araya uzun şeritler çekilirken platform tarafından görevlendirilmiş erkek ve bayan görevliler de olası izdihamın önüne geçmek için güvenlik koridoru oluşturdular. Polis de erkeklere ayrı, bayanlara ayrı arama noktaları oluşturdu.
Seyyar satıcılar da yerlerini aldı
Seyyar satıcıların sabahın erken saatlerinde alana kurdukları tezgâhlar; bayrak, flama, bandaj satıcıları ise alanda farklı kareler oluşturdu. Katılımcıların su ve yemek ihtiyacını karşılamak için alana taşınan su ve platform tarafından alanın değişik noktalarında erkeklere ve kadınlara ayrı ayrı kermesler açıldı. Daha önceki yıllarda alana giren ve çeşitli renkli görüntüler oluşturan seyyar satıcılar ise bu yıl alana alınmayarak alan dışında kendilerine yer tahsis edildi.
Etkinlik alanında dev LED ekran kuruldu
Alanın tüm çevresine ve alan dışına taşan peygamber sevdalılarına sesin ulaşması için dev ses sitemleri vinçlerin yardımıyla kurulurken, platformu görme imkânına sahip olmayan katılımcılar için de dev LED ekran kuruldu. Basın mensuplarının daha sağlıklı bir şekilde çalışabilmeleri için ve Türkiye dışından gelen misafir, kanaat önderleri ve STK temsilcileri için ise ayrıca bir alan ve protokol tahsis edildi.
Aralarında HÜDA PAR Genel Başkanı Zekerekiya Yapıcıoğlu ve Genel Başkan yardımcıları da olmak üzere diğer siyasi parti temsilcileri, STK yetkilileri, âlim, aydın, yazar, kanaat önderinden birçok kişi Mewlid etkinliğine iştirak etti.
Etkinliğe Filistin'den Hamas sözcüsü ve temsilcisi Dr. Sami Ebu Zuhri, Irak Kürdistanı'ndan Şeyh M. Reşit Taha Osman, İran Kürdistanı'ndan Mesut Ğalisi, Hasan Şükrüllah ile Zebihullah, Suriye Kürdistanı'ndan Şeyh Zahıd Haznevi, Mısır'dan Cemaat-i İslami liderlerinden İslam Ğamri, Bosna'dan Balkan Araştırmaları Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Mesut İdriz ile Balkan Araştırmaları Merkezi Koordinatörü Prof. Dr. Ali Çaksu, Lübnan'dan Tevhid Hareketi Lideri Şeyh Bilal Şaban ile Şeyh Vaddah Muhammed, Belucistan'dan Şeyh Abdulmecid, Komela İslami'den Ahmet Cemal ile Sekvan Haci de katılım gösterdi.
Alanda telefon bağlantılarında sıkıntı yaşanmaması için GSM operatörleri alan etrafında seyyar baz istasyonları yerleştirerek, yaşanabilecek muhtemel iletişim sıkıntılarının önüne geçmeye çalıştılar.
Etkinliğin yapılmasına kısa bir süre kala coşku içinde gruplar halinde alana akın eden halkın görüntüleri dikkatlerden kaçmazken, etkinliğe katılmak için birçok esnaf, kısa süreliğine de olsa dükkânlarını kapatarak alana geldi.
Mewlid alanına doğru yürüyen peygamber sevdalısı halk, ellerindeki bayrak ve pankartlarla, dillerinde salâvat ve tekbirlerle, şehrin değişik yerlerinde renkli görüntüler de oluşturdu.
Etkinlik TV kanallarından canlı verildi
Program öncesi etkinlik alanına kurulan canlı yayın araçları, Muhammedi coşkuyu an be an canlı olarak ekranları başındaki Peygamber âşıklarına ulaştırmaya çalıştı. Etkinlik, bazı yerel ve ulusal TV'ler tarafından canlı olarak yayınlandı.
Halk etkinlik öncesi cemaatle namaza durdu
"Hazreti Peygamberi Anlama ve Sünnetini Yaşama” temalı Mewlid etkinliği öncesi özlem Ajans sanatçılarından Bilal Dalkılıç öğle ezanını okudu. Ardından, miting alanında saf tutan Peygamber Sevdalıları, Molla Beşir Varol imamlığıyla cemaatle öğle namazını eda ederek dua etti.
İLKHA