Bireysel gayretlerin yeterli olmadığı noktada, kolektif gayretler ortaya çıkar. Ortak aklın ortak ürünü olan iş birliği, elbette başarılı neticeler verecektir.
Bu doğrultuda 12 Şubat 2006 yılında Danimarka’da Sevgili Peygamberimiz aleyhisselatü vesselam’a hakaret içerikli karikatür krizine karşı, toplumsal bir tepki doğdu. Peygamber aşığı olan halkımız, özellikle Diyarbakır ve çevre iller, dünya gündemine oturan milyonluk meydan protestoları yaptılar. Mustazaflarla Dayanışma Derneği(Mustazaf-Der) bu işin öncülüğünü yapıp kitlesel tepkileri koordine etti. “Her Müslüman bir peygamber sevdalısıdır.” sloganıyla meydanlar inlemeye başlanınca ortaya bu slogandan PEYGAMBER SEVDALILARI çıktı.
Öyle ki bir gün düzenlenen bir etkinlikte batıdaki Müslüman kardeşlerimizin kendi aralarında konuştuklarına ilk dönemlerde bizzat şahit olmuştum. “Çok güzel bir isim seçmişler.” diyordu biri diğerine. Yine inanıyorum ki oturup isim oylaması yapalım anlayışından çok, doğal süreç içinde bu ismin zuhur ettiğine inanıyorum. Lütf-u ilahi, işin bereketini zımnında gizlemiş de böylelikle ayan olmuş diye düşündüm.
Daha sonra 2009’da bu ruha bir elbise giydirilerek birçok dernek bir araya geldi. Oluşum tamamlandı. Tabi ki bu arada her yıl Sevgili Peygamberimiz aleyhisselatü vesselam adına Siyer yarışmaları düzenlendi. Umre ve muhtelif ödüller muhtelif kategorilerde verildi. Katılım gittikçe arttı. Bir yıl ben de sınav sorumlusu olma şerefine nail olduğumda yurt çapında 220 bin katılımın olduğuna şahit oldum. Hem de resmi ve gayrı resmi engellemelere karşın…
Derken 2018 yılında bu gayrete bu elbise dar gelince Peygamber Sevdalıları VAKFA dönüştü. Daha rahat, daha uygun şartlarda çalışmalarına devam etmek, Sevgili Peygamberimiz aleyhisselatü vesselam’ı daha geniş kitlelere tanıtmak, örnekliğini yaymak ve göstermek için il ili teşkilatlandı.
Avrupa’da da aynı yarışmayı ve etkinlikleri düzenlemesi, bazı ülkelerde bu ruhu diriltti. Belki daha önceleri de vardı; ama bu etkinliklere paralel Malezya, Kuzey Irak, Yemen, İran’ın bazı eyaletleri, çeşitli Müslüman Afrika ülkeleri, Bosna Hersek gibi coğrafyalarda da Kutlu Doğumlar duyar olduk. Peygamberi bir bereket ve Nebi-yi Zi-Şan’ın şerefli hayatının anılması, tanıtılması az bir mesaj değildi.
Mevlid-i Nebi düzenlemek, Hz. Peygamberi anlama ve Sünnetini yaşama etkinlikleri adına Salavat Seferberliği, Kasım ayında “Yolumuzu Aydınlatan Yıldızlar” adıyla sahabe programları, Namaz buluşmaları, Ödüllü şiir ve makale yarışmaları, Umre Ödüllü O’nu oku, O’nu yaşa Siyer Yarışması, Siyer Mektepleri, Bayramlaşma Etkinlikleri gibi birçok etkinlik ve faaliyetler durmaksızın gerçekleştirildi.
Kendi ifadeleriyle “Bizim öncelikli amacımız; asırlardır İslam ile şereflenmiş, İslam’ı hayatının ve kültürünün bir parçası haline getirmiş bu Müslüman toplumun önündeki şeytanın ve dostlarının koyduğu engelleri kaldırmaktır. İNSAN İLE İSLAM ARASINDAKİ TÜM ENGELLERİ KALDIRMAK bizim için büyük ve kutsal bir vazifedir.”
Bu vazifeye katkıda bulunmak adına “O’NU OKU, O’NU YAŞA” sloganıyla bu yıl salgın dolayısıyla online düzenlenen Siyer yarışmasına katılıma ailece herkes davetlidir.
Unutmayalım: “Siyer, insanlığı vahye uydurma projesidir.” Bu projede yer alanlara ne mutlu!