7 ekimden bu yana siyonist işgal rejimine karşı mücadele eden Filistin halkına desteklerini her platformda dile getiren Peygamber Sevdalıları Vakfı'nın bu hafta da düzenlediği basın açıklamasındaki durağı Diyarbakır merkez Kayapınar ilçesindeki Hacı Ali Erbey Camii oldu.
Cuma namazında merkez Kayapınar ilçesindeki Hacı Ali Erbey Camii önünde Cuma namazı sonrası düzenlenen basın açıklamasında Filistin'e verdiği ve destekten ötürü son zamanlarda batılı ülkelerin hedefi haline gelen Yemen ile Bahreyn'in Filistin ve Yemen'e karşı cephe açması ele alındı.
Düzenlenen basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Muzaffer Beber okudu.
İşgal rejiminin 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye yönelik aralıksız saldırılarını sürdürdüğünü, siyonist vahşete karşı sessizlik, çaresizlik, tükenmişlik halinin asla kabul edilemez olduğunu dile getiren Beber, kanser hücresiyle mücadele edildiği gibi aynı şekilde siyonist terör şebekesiyle de öylece mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizerek siyonistlerin soykırımına karşı üç maymunları oynamanın, vurdumduymazlığın, kanıksamanın, zulümleri kabullenmenin ölüm ve intihar etmekten daha kötü olduğuna vurgu yaptı.
"soykırım davası duruşmalarına Türkiye müşteki sıfatıyla katılım göstermelidir"
Siyonist terör şebekesinin Gazze'ye yönelik yapmış olduğu saldırılarla sadece Gazze'nin enkazlar altında kalmadığına dikkat çeken Beber, "Bu saldırılarla birlikte siyonistler Gazze ile birlikte tüm insanlığa, vicdana savaş açmakta; ümmetin izzet ve şerefine kastetmektedirler. İzzet sahibi her insan hiçbir zaman insanlığın ölümünü, vicdanların yok olmasını, izzet ve şerefin ayaklar altına alınmasını asla kabul etmez ve etmemelidir." ifadelerini kullandı.
Uluslararası Adalet Divanı'na Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından yapılan başvuruyu memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Beber, "Başlayan bu sürece olan desteğimizi bir kez daha beyan ediyoruz. Bu sürecin mümkün olan en kısa sürede tamamlanmasını ve adaletin tecelli etmesini istiyoruz. Açılan davada siyonistlerin Filistinlilere soykırım yaptığını ve siyonist teröristlerin derhal Gazze'den çekilmesi gerektiği dava dosyasına eklendi. İnsanlık vicdanı bu davayı izlerken, İslam ülkelerinden hiçbir sesin çıkmaması kabul edilebilir bir durum değildir. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin siyonist israil aleyhine Uluslararası Adalet Divanı'nda açtığı 'soykırım' davasında görülecek olan duruşmalara Türkiye mutlaka müşteki sıfatıyla katılım göstermelidir." şeklinde konuştu.
Mavi Marmara'nın hesabı sorulmadan Gazze soykırımının meydana geldiğini ve bundan dolayı ilk davacı konumumda olan Türkiye'nin olması gerektiğini söyleyen Beber, "Güney Afrika'nın İsrail'e açtığı soykırım davasına buradan Türkiye başta olmak üzere tüm vicdan sahibi ülkeleri müdahil olmaya davet ediyoruz. İslam ülkelerinin liderlerine sesleniyoruz; Gazze'deki katliam ve soykırıma dur demek için bu meseleyi Uluslararası Ceza Mahkemesine götürme cesaretini gösteriniz. Siyonist işgal rejiminin soykırımına dur diyen Yemen'e her türlü destek sağlanmalıdır." diye belirtti.
"ABD, İngiltere ve işbirlikçilerinin Yemen'e vahşice saldırması gösteriyor ki; küfür tek millettir"
Yemen halkı ve ordusunun HAMAS'ın yanında yer alarak siyonistlere karşı direnişin safında yer aldığını belirterek Türkiye'nin de bu yönde işgal rejimine karşı birtakım yaptırımları uygulamasının kaçınılmaz hale geldiğini dile getiren Beber, şu ifadelere yer verdi:
"Yemen, Siyonist işgal rejiminin soykırımını durdurmak için, Siyonistlere dışarıdan gidecek olan silah, gıda ve petrolün akışını durdurarak, Siyonistlere büyük darbeler vuruyorken bizim limanlarımızdan siyonist israile mal ve teçhizat taşınmasına müsaade edilmemelidir. Hükümet bu konuda resmi karar alarak tüm ticari ilişikleri askıya almalıdır. siyonist cephede yer alan ABD, İngiltere ve işbirlikçilerinin Yemen'e vahşice saldırması, sivillere ve savunmasız insanların başına bomba yağdırması gösteriyor ki; küfür tek millettir. siyonist şer cephesinde yer alan ABD ve İngiltere, 12 Ocak'tan bu yana Yemen'e 8 defa hava saldırısı düzenledi. Saldırılara; İtalya, İspanya, Fransa, Norveç, Hollanda ve ne yazık ki asli nüfusunun yüzde 99'u Müslüman olan Bahreyn de destek verdi. Bahreyn'in Siyonist ve Emperyalist çetenin saflarında Müslüman Yemen'e dolayısıyla da Filistin'e karşı savaşması, asla kabul edilemez."
Kasım 2023'te toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı zirvesinde, 1967 yılındaki ambargoya benzer içerikteki önerinin kabul edilmemesini sağlayan 4 ülkeden biri olan Bahreyn'in suç dosyasının her geçen gün kabarmakta olduğunu sözlerine ekleyen Beber, "Mazlum Filistin ve Yemen halkına kan kusturan siyonist ve emperyalist cephe ile saf tutan satılık Bahreyn yönetimi, İslam Ümmetine karşı büyük bir ihanet içerisine girmiştir. Bu cephenin içinde yer almak, Bahreyn için büyük bir zillettir ve utanç vesikasıdır. Müslüman Bahreyn halkı, satılmış yöneticilerine karşı kıyama kalkmalı, siyonizme uşaklık eden liderlerine engel olmalıdır. Bölge ülkeleri ve Müslüman devlet liderleri Yemen'e yapılan saldırılara dur demek için ABD, İngiltere ve Bahreyn'e karşı ortak tavır almalıdırlar. ABD'nin ve İngiltere'nin bölge ülkelerinin gözüne korku salmak için yapmış olduğu bu saldırıya karşı, Türkiye'deki NATO üslerinin faaliyetleri derhal durdurulmalıdır." ifadelerine yer verdi.
"Filistin'i devlet olarak tanıyan özgür ülkeler, siyonistlerden izin alma zilletinden kurtulmalıdır"
siyonist çetelerce Gazze'de sivil yerleşim alanları her gün bombalandığını; okul, hastane, cami ve evler tamamen ya da kısmen yıkılmış durumda olduğunu kaydeden Beber, Gazze'nin alt yapısının tamamen çöktüğünü, açlık ve susuzluğun ciddi boyutlara ulaştığını belirtti.
Beber, "Havaların soğumasıyla birlikte, barınacak yer bulamayan ve yakacağı olmayan kardeşlerimiz büyük sıkıntılar yaşamaktadır. Refah sınır kapısında binlerce yardım tırı bekletilmektedir. Adeta açlık ve kıtlıkla bir millet yok edilmek istenmektedir. Buna asla müsaade edilememeli ve kapılar derhal açılmalıdır." şeklinde konuştu.
Müslüman lider ve uluslararası aktörlere çağrıda bulunan Beber, "Gazze'de yaşayan iki buçuk milyona yakın mazlum insanın hayatlarının idamesi için gerekli su, gıda, ilaç, barınma ve temel ihtiyaçların karşılanması için 'insani yardım koridoru' acilen açılmalıdır. Filistin'i devlet olarak tanıyan özgür ülkeler, seçimle iş başına gelmiş HAMAS'a ve Gazze hükümetine denizden, karadan ve havadan ulaşmak için siyonistlerden izin alma zilletinden kurtulmalıdır. Bu özgür ülkeler, uluslararası hukuka uygun olarak HAMAS'la siyasi, ekonomik ve askeri iş birliği yapmalıdırlar. İşgal tamamıyla son bulana kadar Siyonist işgal rejimi ve tüm kurumlarıyla; askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik tüm ilişkilere son verilmeli, asla yeni iş birliği yapılmamalıdır." ifadelerini kullandı.
Beber, siyonistlerin her bir saldırı, katliam, cürüm ve hukuk tanımayan uygulamalarına karşı mutlaka caydırıcı yaptırımlar uygulanmalıdır. Siyonistler ancak güçten anlar, İslam ümmeti bu gücünü göstermelidir. Müslümanlar izzetli bir şekilde yaşamak istiyorsa aralarındaki ihtilafları bir kenara bırakıp siyasi, ekonomik ve askeri birliklerini kurmalı ve siyonist vahşete dur demelidirler. Filistin davası ümmetin ortak davasıdır. Mescid-i Aksa ve Kudüs, Müslümanların ortak değeridir. Bu bilinç kaybolmamalı ve nesiller boyu diri tutulmalıdır. Peygamber Sevdalıları olarak bir kez daha en yüksek sesle haykırıyoruz ve diyoruz ki; ilk kıblemiz Mescid-i Aksa'nın ve Müslüman kardeşlerimizin, Filistinli annelerin, bacıların ve çocukların yanındayız." dedi.