Pir-i zindan Muhammed Şakir, yarın özgürlüğüne kavuşacak

​90'lı yıllarda karanlık yapıların kumpası sonucu 30 yıldır zindan hayatı yaşayan Muhammed Şakir, Diyarbakır'da kaldığı cezaevinden yarın özgürlüğüne kavuşacak. Şakir için dava arkadaşları ve sevenleri karşılama düzenleyecek.

İslam'ın izzetini koruyup savundukları için 90'lı yılların karanlık yapıları tarafından kurulan kumpaslar sonucu onlarca Müslüman, günlerce süren işkence ve sorgulamalar sonrası ihdas edilen suçlamalarla ömür boyu hapse mahkûm edildi.

O dönemin mahkemelerine başkanlık yapan, savcılık, hâkimlik yapan, operasyonları yapan, polislerin belgeleri altına imza atan savcı ve hâkimlerin çoğu FETÖ üyesi olduklarından dolayı ya tutuklandı ya görevden alındı ya da kimisi firar etti.

Adil yargılama yapmadıkları için DGM'ler kapatıldı, özel yetkili mahkemeler kapatıldı. Buna rağmen bu mahkemelerin verdiği kararlar tekrar yargıya açılmadı.

Mustazaf Müslümanların cezaevinde olmaları yetmiyormuş gibi ailelerine de zindan hayatı çektirildi. Mustazaf Müslümanlar, o cezaevinden bu cezaevine sürgüne gönderildi. Gözü yaşlı anne ve babalar, eşler ve çocuklar kar kış demeden Yusufîlerinin görüş gününe yetişmek için yollara düştü, türlü türlü sıkıntılar yaşadı. Kimi aileler ise çektikleri onca sıkıntı ve eziyete rağmen çoğu zaman Yusufîleriyle görüşemeyerek cezaevi önlerinde saatlerce bekledi.

Bu mahkûmlardan 56 yaşındaki Muhammed Şakir, 1992 yılının Ekim ayında gözaltına alınmış ve diğer zindan arkadaşları gibi haftalarca geçirildiği işkencenin ve uzun yıllar süren yargılamaların ardından müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

30 yıldır cezaevinde büyük bir sabır sergileyerek zindanı medreseye çeviren Şakir, tutuklu bulunduğu Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi'nden yarın özgürlüğüne kavuşacak.

Şakir için yarın cezaevi önünde yakınları, dava arkadaşları ve sevenleri tarafından geniş katılımla bir karşılama programı düzenlenecek.

Avukat Orhan: "Bu tür tahliyeleri Gazze'den, Filistin'den biliriz…"

Muhammed Şakir'in dosya avukatlarından Avukat Abdulgani Orhan, o dönemlerde İslami kesimlere yapılan adaletten uzak uygulamaları hatırlattı.

Müvekkili Şakir'in dosyası hakkında bilgi aktaran Orhan, "Bilindiği üzere bölgemiz 1990'lı yıllardan beri çok karanlık süreçler geçirdi. 90'ların kasvetli dönemlerinde özellikle bölgenin dindar insanları gerek PKK gerekse devletin içerisine çöreklenmiş JİTEM gibi karanlık odakların tasallutu altındaydı. O dönemde dindar olduğu için birçok insanın mağdur edildiği, katledildiği, ortalardan kaybedildiği ev birçoğunun da masum yere cezaevine atıldığı süreçleri biliyoruz. Muhammed Şakir ve dosya ortakları da o sürecin tarihe kayıtlı şahitleridirler. 1992'de gözaltına alınarak 30 yıllık cezaya çarptırılmışlar. Sonraki süreçlerde 28 Şubat ve akabinde gelen af düzenlemeleri onları kapsamamıştı." dedi.

Orhan, "Bugün geldiğimiz an itibariyle de dosyasının yatarını bitirmiş ve kısmetse de yarın tahliyesi söz konusu. Bizler genelde bu tür tahliyeleri Gazze'den, Filistin'den biliriz. Filistin'de 20, 30, 40 yıl işgal rejimi zindanlarında kalan Müslümanların cezaevinden çıkıp evlerine gelmeleri, ihtiyar annelerine ya da cezaevindeyken annesinin karnında olup gün itibariyle 30-40 yaşına gelmiş çocuklarını görme anlarından biliriz." ifadelerini kullandı.

"Cezaevinden alıp yaklaşık 90 yaşını aşmış annesine götüreceğiz"

Filistin'deki mahkumiyetlerin bir örneği olarak Şakir'in durumuna dikkat çeken Orhan, "Günümüz Türkiye'sinde maalesef aynı durum söz konusu ve Muhammed Şakir de bunun ispatlarından birisi. Dosya ortağı olan 2 kişi yaklaşık 3 ay önce tahliye olmuştu. Muhammed Şakir'in de yatarı bugün itibariyle bitiyor ve kısmetse yarın 30 yıllık mahkumiyetinin yatarını bitirmiş ve tahliye olmuş olacak. Nasipse yarın cezaevinden alıp yaklaşık 90 yaşını aşmış annesine götüreceğiz." diye belirtti.

Şakir'in 30 yıl içerisinde Türkiye'nin birçok cezaevini dolaştığına vurgu yapan Orhan, "Çok ciddi sıkıntılara sadece 'müslümanım' dediği kanaatinde olduğundan katlanmış ve bugün başı dik bir şekilde cezaevinden çıkışına şahit olacağız. Allah-u Te'ala onu ve onun gibi dindarlıklarından dolayı cezaevine girmiş diğer kardeşlerimizi de en kısa sürede tahliyelerini göstersin." şeklinde konuştu.

Türkiye tarihinde bu kadar süre cezaevinde kalanlar arasında Şakir'in nadir kişilerden olduğunun altını çizen Orhan, "Turgut Özal döneminde 1991 yıllarında bir af yapılmıştı. O günden sonra cezaevine girenlere yönelik bir düzenleme yapılmadı. Türkiye'de 30 yılın üzerinde cezaevinde yatan kimse yok; 27, 28 veya 29 yıl yatan var. Muhammed Şakir de 29 yılını bitiren istisnalardan olup parmakla sayılacak birkaç kişiden biridir. Dindarlığı yönüyle cezaevine gidip bu kadar süre yatıp çıkan 3 kişiden biridir. Diğer 2'si onun dosya ortaklarıydı. Muhammed Şakir, onlardan 3-3,5 ay fazla yatmış oldu. Bu yönüyle onun kadar cezaevinde yatan 2'nci bir kişiyi henüz görmedim." dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır Diyarbakır'da
HÜDA PAR Genel Başkanı Yapıcıoğlu, Diyarbakır'da vatandaşlarla buluştu
Diyarbakırlı girişimcilerden "Boykot Market" projesi
Bu bir cinayettir, intihardır demesinler!
Duruşmada fenalaşan Narin'in babası Arif Güran hastaneye kaldırıldı