Al Jazeera'nın muhabiri Abdülkadir Konuksever yaptığı özel haberi sizlerle paylaşıyoruz:
Bir yandan PKK ile güvenlik güçlerinin çatışmalarının, bir yandan da failli meçhul cinayetlerin yoğun olduğu doksanlı yıllarda bile Güneydoğu’nun diğer bölgelerine göre sakin olan Bingöl’ün Karlıova ilçesi bugünlerde huzursuz. İlk göze çarpan şey sessizlik olsa da, huzursuzluk yüzlerden rahatlıkla okunabiliyor. Yabancı plakalı aracımızla girdiğimiz Karlıova’da tedirgin bakışları fark etmemek güç. Gündelik alışverişlerine çıkmış Karlıovalılar işlerini çabucak bitirip bir an önce evlerine dönmenin telaşında. Dükkânlardan bazıları kapalı, açık olanların da kepenkleri kapatmaya hazır, yarım açık duruyor.
Uzun cenaze konvoyu
Karlıova merkezindeki sessizliğe karşın Kale Mahallesi oldukça hareketli. 22 Ekim'de katledilen 35 yaşındaki Fethi Yalçın’ın 23 Ekim Çarşamba günü kaldırılan cenazesi için üyesi olduğu HÜDA-PAR'lılar ve sevenleri uzun bir konvoy oluşturmuşlar. Cenaze aracının mahalleye girmesiyle birlikte Fethi Yalçın’ın kızı Sevim Yalçın’ın ağıtları karşılıyor tabutu: “Ne yapmıştı babam size, Allah hakkını koymasın.”
'Artık iş başa düştü'
Definden sonra HÜDA-PAR Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı, cenazeye katılanlara kısa bir konuşma yapıyor:
"Ey Karlıova’nın Müslüman evlatları, bizler Kürdistan’ın evlatları zarar görmesin diye şimdiye kadar sustuk, korktuğumuzdan değil, şimdiye kadar Kemalistler bizlere zulüm etti, şimdi de bu ateistler zulüm ediyor. Biz Kemalistlere teslim olmadık bu Apoculara da teslim olmayacağız herkes bunu böyle bilsin.”
Tasalı sözlerini ‘Artık iş başa düşmüştür’ diye bitiriyor.
9 Ekim’de yine Bingöl Karlıova İlçesine bağlı Serpmekaya Köyünde HÜDA-PAR taraftarı Cengiz Tiryaki’nin evi taranmış, ağır yaralanan Tiryaki 20 Ekim’de hayatını kaybetmişti. HÜDA-PAR bu saldırıdan PKK’yı sorumlu tutuyordu.
6-7 Ekim olayları sırasında HÜDA-PAR yanlıları ve PKK yanlıları karşı karşıya gelmiş, özellikle Diyarbakır’da Cami-Der’e yönelik saldırıda dört kişinin linç edilmesi HÜDA-PAR'ın tepkisine neden olmuştu.
"Katiller belli"
Kale mahallesindeki cenazede konuştuğumuz herkesin ortak görüşü Fethi Yalçın’ın kendi halinde biri olduğu. Onların verdiği bilgiye göre, Yalçın üç ay önce HÜDA-PAR’a üye oldu ama dört çocuğunu geçindirmenin derdinde olan Fethi Yalçın partisi adına hiç bir faaliyete de katılmadı.
Kale mahallesinde anlatılanlara göre Yalçın, kaloriferci olarak çalıştığı okula gitmek için sabah saatlerinde minibüse bindi. O evden çıktıktan sonra gelen iki kişi Yalçın'nın nerede olduğunu sordu, 'Yeni çıktı' yanıtını alınca da kendisine telefon edilmesini evine dönmesini istedi. Bu bilgiyi alan Yalçın minibüsten inerek evine doğru giderken söz konusu iki kişi ile karşılaştı. Bu iki kişi, Yalçın'a adını sordu ve ‘Fethi Yalçın’ yanıtını alınca da uzun namlulu silahlarla ateş açarak öldürdü. Ardından beyaz renkli plakasız bir araçla kaçtılar.
Mahallede ağızdan ağza dolaşan bilgiler böyle ama kimse görgü tanıklığı yapmıyor.
Karlıova'da yüzler asık ve tedirginlik hissedilir derecede.
Öfkeli sessizlik
Cenazenin defnedilmesinin ardından döndüğümüz Karlıova ilçe merkezindeki insanlar elimizdeki fotoğraf makinesini gördüklerinde hızla uzaklaşmayı tercih ediyorlar. Ancak makineyi çantasına koyduğumuzda diğerlerinin duymayacakları bir tonlamayla konuşuyorlar. Bunun için de kolumuzdan tutup tenha bir köşeye çekiyorlar. Belli ki konuştuklarının diğerleri tarafından görülmesini de istemiyorlar. Güvensizlik, korku ve öfke hâkim Karlıova sokaklarına.
Çözüm sürecinin kırılgan olduğu ilçe
“Çözüm sürecinde devletle PKK barıştı halk unutuldu.” Karlıova sokaklarında en çok zikredilen ifade bu. Bir yol kapama eyleminde birkaç helikopterin tepelerinde fır döndüğü ancak cinayetlerde herkesin 'sustuğu' ve 'üzerinin kapatılmaya çalışıldığı' anlatılıyor. Peki niye Karlıova ve niye HÜDA-PAR? Sorumuz pek çok kişi tarafından ‘Niye Bingöl’ diye düzeltiliyor. Bingöl’de her görüşten hatta aşırı uçlardan grupların bulunduğu belirtiliyor ve ‘Çözüm Süreci’nin en azından bu bölgede kolaylıkla akamete uğratılabileceği bir potansiyelin olduğu vurgulanıyor.
Bingöl'de 9 Ekim 2014'te Bingöl İl Emniyet Müdürü Atalay Ürker ve yardımcıları kentte 6-7 Ekim eylemleri nedeniyle hasar gören işyerlerini incelerken saldırıya uğramış, Atıf Şahin ve Başkomiser Hüseyin Hatipoğlu hayatını kaybetmiş, Ürker yaralanmıştı. Saldırından birkaç saat sonra da Bingöl’ün Genç ilçesinde bu saldırının faili olduğu iddia edilen dört kişi Özel Harekât Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından öldürüldü. PKK, Emniyet yetkililerine yönelik saldırı emrini vermediğini öne sürmüş, HDP de, bu saldırının da provokasyon olduğunu iddia etmişti.
"Doksanlı yıllar bile böyle değildi"
Son seçimlerde AK Parti Karlıova’dan 1400 oy alarak belediye başkanlığını kazandı. BDP 1100, HÜDA-PAR da 290 oy aldı. Ancak HÜDA-PAR’ın seçim zamanı adam adama markaj usulü yaptığı çalışma Fethi Yalçın gibi pek çok kişinin katılımına yol açtı. Bu durumun, Bingöl ve Karlıova seçimlerinde istediğini alamayan PKK’yı öfkelendirdiğini savunanların sayısı az değil. Bu savı destekleyenlere göre, HÜDA-PAR'ın hem Kürtçü hem İslamcı olması PKK’yı korkutuyor.
Ağustos ayında kepenk kapama eylemi yapan HDP’lilerin çağrılarına uymayan HÜDA-PAR’a yakın çevrelerin dükkânlarının taşlanması sonucu çıkan kavgada altı kişi yaralanmış. O olayların taraflar arasındaki nefreti arttırdığı savunuluyor. ‘Doksanlı yıllarda bile Karlıova böyle değildi’ değerlendirmesi yapılıyor.
1990’lı yıllarda bir yandan güvenlik güçleri ve PKK arasında çatışmalar yaşanırken, bir yandan da Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesinde genellikle enseye sıkılan tek kurşun ya da satırla, faili meçhul kalan cinayetler işleniyordu. Cinayetler faili meçhul kalsa da Hizbullah’a işaret ediliyordu. 2000’li yıllarda Hizbullah’a karşı yapılan güvenlik operasyonları sonrası, Hizbullah gücünü yitirdi ve yandaşları HÜDA-PAR çevresinde örgütlenmeye başladı.
6-7 Ekim olaylarının ardından HÜDA-PAR ile benzer çizgiye sahip Hizbullah, 12 Ekim’de yaptığı açıklamada "Müslüman kardeşlerimize bugüne kadar yapılan saldırılara karşılık verildiği gibi, bundan sonra da yapılacak saldırılara en azından misli ile karşılık verileceği bilinmelidir" demişti.
Derinlerin savaşı
Karlıova’daki saldırılardan PKK’yı sorumlu tutanların açtıkları bir de parantez var. Çözüm süreci tartışılırken saldırıların bir mantığa oturtulamayacağı belirtiliyor ve derin yapıların işbaşında olduğu fikrinin göz önünde bulundurulması gerektiği anlatılıyor. Yıllarca siyasetle uğraşmış Karlıovalı H. C’nin tespiti bu yönde.
“Devletin içerisinden nasıl Ergenekon ve benzeri yapılar çıktıysa, doksanlı yıllarda devletin buradaki işleri çetecilere havale ettiği gerçeği önümüzdeyken yapılan operasyonlara karşın hâlâ bu yapıların artıklarının pek çok kurumda varlığını sürdürdüklerini tahmin ediyorum. Veya yeni yapıların türediğini ve çözüm sürecinin karşısında durdukları çok belli. Bunun tam karşısında PKK var ve PKK’nın içinde de derin yapılar var. Öyle ki Apo’ya bile karşı duruş sergileyen kişiler var. Bu iki derin yapı pek çok yerde el ele vermişler belli ki. Karlıova gibi küçük yerler de bu kirli tezgâhlarını sergilemeleri açısından mükemmel bir yer. Burada herkes akraba, herkes birbirini tanıyor ve her evde hem HÜDA-PAR’lı, hem AK Partili hem de HDP’li var. Kimse kimseye ilişmez herkes kendi meşrebince yola devam ederdi ama çok belli ki birileri bunu gördü ve buraya müdahaleye başladı.”
Karlıova Belediye Başkanı Veysi Bingöl'ü Başbakan Davutoğlu aramış.
‘Başbakan aradı’
Karlıova Belediye Başkanı Veysi Bingöl altı ay öncesine kadar herkesin ‘can ciğer’ olduğu Karlıova’da bugün kimsenin kimseye selam bile vermediğini anlatıyor. Örneğin Yalçın'ın kardeşlerinden biri, HDP ilçe yöneticisi. Ama Bingöl'e göre, bu gerginlik devam ederse ilçede çok kan dökülecek. Bu düşüncelerini Başbakan Davutoğlu’na da aktardığını söylüyor:
“Belli ki birileri burayı zayıf gördü ve çomak sokuyor. Pek kimse bilmez ama Karlıova’daki herkes akrabadır, ya ana ya baba tarafından herkes herkesin akrabasıdır. Benim akrabalarımdan HDP’li de var HÜDA-PAR’lı da. Bu öldürülen iki arkadaşın ikisi de mazlum insanlar. Kimseye zararı olmayan ve partilerinin küçük fertleri. Yönetici değiller ve aktif değiller. İlla birileri öldürülecekse bu insanlar en sonda kalır. Bu olaylar için Başbakan aradı. ‘PKK ile barışıyorsunuz halkı unutuyorsunuz. Halk olarak biz de barışmak istiyoruz’ dedim. Kendisi de gerekenin yapılacağını söyledi. Barut fıçısı gibi burası eğer müdahale edilmezse çok kan dökülecek. Tarafların bir araya gelip uzlaşmaya ihtiyaçları var. Ben bunun için herkese çağrı yaptım bir araya getireceğim inşallah başarılı oluruz yoksa durum iyiye gitmeyecek.
HDP İlçe Başkanı Baran derin yapıya işaret ediyor.
‘Olaylar çok şüpheli’
HDP Karlıova İlçe Başkanı Yakup Baran olayların çok şüpheli olduğunu belirtiyor. Gündüz vakti işlenen cinayetten sonra ellerini kollarını sallayarak kaçan saldırganların halkı karşı karşıya getirmeyi de amaçladığıını söylüyor.
“Çok sıkıntılıyız, çok gergin bir ortam var. Herkes birbiriyle selâmı sabahı kesti. Biz bu saldırıları asla tasvip etmiyoruz. Güpegündüz gelip cinayet işliyorlar ve kaçıp gidiyorlar. Bunlar normal şeyler değil. Bu bir komplodur ve eni sonu ortaya çıkacaktır.”
Yakup Baran olayın failinin PKK ile bir ilgisinin bulunup bulunmadığı konusunda bilgisinin olmadığını belirtiyor:
“Benim PKK ile bir iletişimim yok. Kendilerinin yapıp yapmadığı konusunda da bir bilgiye sahip değilim. Ancak ben bunun devletin kirli bir oyunu olduğunu düşünüyorum. Devletin içine sızmış kesimlerin işi olduğunu düşünüyorum. Son çırpınışlarını yapıyorlar. Karlıova büyük bir aile ve aile üyelerinin bu oyunlar karşısında duyarlı olmaları gerekiyor. Bu derin yapılar ne yaparlarsa yapsınlar barış gelecektir.”
Demokratik Toplum Kongresi Eş Başkanı Hatip Dicle, Yalçın'ın cenaze törenin yapıldığı 23 Ekim'de başsağlığı mesajı yayınlayarak, KCK'nın, HÜDA-PAR'ı hedef almadığını öne sürdü ve saldırıyı 'karanlık güçlerin provokasyonu' olarak nitilendirdi.
HÜDA-PAR Bingöl İl Başkanı Tasalı 'PKK'nın işi' diyor.
‘Önce tehdit sonra ölüm’
HÜDA-PAR Bingöl İl Başkanı Hamdullah Tasalı ise üyelerinin öldürülmeden önce PKK’lılar tarafından tehdit edildiklerini savunuyor.
“Bu ölümler tesadüfî değil. Kobani olaylarından sonra gerçekleşti. Cengiz Tiryaki öldürülmeden önce defalarca tehdit edildi. Evine kadar gidip ‘ya partiden istifa et ya da seni öldürürüz’ demişler. Sonra gece evine gidip ailesinin yanında vurdular. Hem PKK hem de partililer aracılığıyla yapılan bu tehditleri sürekli görüyoruz.”
‘Derin yapı demek failleri saklamaktır’
Hamdullah Tasalı Karlıova’daki cinayetlerin faili olarak derin yapıları işaret etmenin asıl faillerin gizlenmesi anlamına geleceğini söylüyor. Tasalı’ya göre failler o kadar derinde değil.
“Sorumlular derin yapılar değil. Derin yapı demek meseleyi örtmekle eş. Adamlar tehdit ettiler öldürürüz diye ve tehditlerini gerçekleştirdiler. Bu cinayetlerin kanı bizzat PKK’nın ellerindedir. Hatip Dicle ‘kuşkuluyum’ demiş. Bize göre hiç bir kuşku yok. Onların partilerinin camı kırıldığında bile biz toplanıp HÜDA-PAR olarak geçmiş olsuna gittik. Ama bizim iki canımız gitmiş tek bir başsağlığı yok üstelik kendilerine yakın Kürt medyası ‘Karlıova’da iki IŞİD’ci öldürüldü’ diye haberler yaptılar. Bunlar failleri ortaya koyuyor.”
“Artık kendimizi müdafaa edeceğiz’
Fethi Yalçın’ın defni sırasında ‘iş başa düşmüştür’ sözlerini hatırlattığımız Tasalı coğrafyada kendilerinden başka herkesin silahının bulunduğunu bundan sonra kendilerini müdafaa etme konusunda daha kararlı olacaklarını belirtiyor.
“Herkesin silahı varken ben silahsız ne yapabilirim. Fıtrat ve hukuk bunu gerektiriyor. Benim bir silahım yok ama alacağım. Partililer olarak önlemlerimizi alacağız. Gidip kimseyi evinde öldürecek değiliz ama önlemlerimizi alacağız. Saldırılar devam ederse tabanımızdaki gençleri tutabilmemizin de bir garantisi yok.”
‘Barış eli havada kalmaz’
Bingöl ve Karlıova’da yaşananlara karşın uzatılacak barış elini de havada bırakmayacaklarını söyleyen Tasalı'’nın bunun için şartları var:
“PKK bize barış eli uzatırsa havada bırakmayız. Ancak bunu bir sözleşme ve taahhüt altına almak şartıyla neden olmasın. Biz siyasetçiyiz ve amacımız toplumun barış içerisinde olması. PKK’nın bu kibrini ve dayatmacılığını bırakıp bizimle yaşamaya alışması lazım. Biz nasıl onlara alıştıksa onların da bize alışması lazım. Kürt halkı 100 yıl Kemalizimden, 30 yıl bunlardan çekti, artık yeter.”
Karlıova’da gerilim had safhada ve her ne kadar patlamaya hazır olsa da bu durum tersine de evrilebilir. Bir Karlıovalı’nın sözleri bunun en iyi özeti gibi;
“Burası patlayabilir de normalleşebilir de yeter ki doğru kişiler doğru dokunuşlarda bulunsun. Yoksa Karlıova’nın Kanlıova olması kaçınılmaz.”
(Kaynak: Al Jazeera)