PKK İslam'a mı Dönüyor?

Abdullah Öcalan’ın Nevroz mesajında İslam kardeşliğinden dem vurması, ya vitesi değiştirip İslam’dan başka kurtuluş olmadığını anladığını ya da konjonktürden dolayı günü kurtarma adına böyle bir yöneliş içinde olduğunu düşündürüyordu.

Abdullah Öcalan’ın Nevroz mesajında İslam kardeşliğinden dem vurması, ya vitesi değiştirip İslam’dan başka kurtuluş olmadığını anladığını ya da konjonktürden dolayı günü kurtarma adına böyle bir yöneliş içinde olduğunu düşündürüyordu. Ancak Demokratik İslam Kongresi adı verilen etkinlikte okunan vaaz niteliğindeki uzun mektubu dikkatleri bir kez daha Apo’nun ve PKK’nin İslam’la ilişkisine çevirdi.

İslam’ın kurtarıcılığından bahsedip katılımcılara “Mü’min kardeşler” diye hitap etmesi bundan böyle karşımızda yeni bir Apo’nun dolayısıyla yeni bir PKK’nin olduğu imajını veriyordu. Âdeti olduğu gibi İslami kesimlere tahammülsüzlüğünü ve saldırmasını ve tarihten gelen İslami akımlara çatmasını ve hakaretini görmezden gelip bilgisizlik ya da cehalet olarak nitelendirirsek Apo’nun bu yönelişini PKK’nin İslam düşmanlığı zırhını çıkarmaya niyetlendiği, bundan böyle karşımızda İslam’la barışık bir PKK’nin olduğu şeklinde yorumlayabiliriz. Ancak bu yönelişin samimi olup olmadığı, İslam’la Apo’nun neyi kastettiği, PKK ve Apo’nun söylem ve eylemleriyle anlaşılabilir.

Apo, savunduğu İslam’ın ne olduğuna satır aralarında açıklık getirmektedir. Sözleri biraz irdelendiğinde savunduğu İslam daha çok emperyalist Batılıların Müslüman halklara karşı dile getirdikleriyle benzerlik taşımaktadır. Zira Batılılar, Müslümanları sömürme ve kaynaklarını yağmalama adına tarih içinde Müslümanların kurduğu medeniyetin görkemini ve İslam kültürünün ulaştığı yüksek seviyeyi her fırsatta dile getirirler. Avrupa Ortaçağ karanlığındayken İslam kültürünün eseri olan mimarinin ulaştığı yüksek seviyeden bahsedip pohpohlamaya ve böylece kaynaklarını yağmalamaya uzun yıllar devam ettiler. Bugün bu sözler para etmeyince tehditlerle, terör ve işgallerle sömürmeye ve yağmalayama devam ediyorlar.

Apo’nun İslam’a getirdiği tanım daha çok emperyalist sömürgecilerin önceleri söyledikleri ninnileri çağrıştırmaktadır. İslam’a şöyle bir tarif getiriyor Apo: “Eğer illa genel bir güncel İslami tanımlama da bulunma gereği varsa bunu kültürel İslam olarak belirlemek kanımca herkesi içermesi nedeniyle doğruya daha yakındır. Kültürel İslam’la kast edilen hem gerçekleşmiş hem de anlamını sürdüren İslam toplumu olmaktadır. “

Keşke Apo, “Mü’min kardeşler” ifadesini samimi ve ihlaslı bir mü’min olarak dile getirseydi. Keşke yıllarca Müslüman halka yaptığı zulümden sonra tevbe edip biricik kurtuluşun İslam çatısı altında olduğunu itiraf edip İslam’a teslim olduğunu ilan etseydi. Maalesef böyle şeylerin izine bile rastlamıyoruz. Apo’nun savunduğu sözde kültürel İslam, onun ve yandaşlarının eliyle yapılan zulme ses çıkarmayan, her türlü söylem ve eylemlerine kör ve sağır davranan ve ihtiyaç durumunda fetva hazırlayan, daha çok Ortadoğu diktatörlerinin kullanmaya çalıştığı İslam’dan başkası değildir. Oysa bu İslam’ın en ileri derecesine Suud Krallığında rastlıyoruz. Bu ülkede bazı İslami kurallar uygulanırken, Müslümanca yaşamak isteyen halka akla hayale gelmedik zulümler yapılmaktadır. Bir taraftan İslam’ın hâkim olduğu görüntüsü verilirken diğer taraftan emperyalizmin ve siyonizmin jandarmalığını yürüten Suud krallığı, Ortadoğu’daki İslami hareketlerin yok edilmesi ve İslami direnişin kırılması için zorba ve işbirlikçi güçlere her türlü imkânı sunmaktadır.

İslam berrak su gibidir. Samimi, ihlaslı ve takva peşinde olanların barınabileceği bir çatıdır. Hesap peşinde olanlar, hedeflerini gerçekleştirmek için kullanmaya çalışanlar, ikiyüzlüler, yalancılar ve sahtekârlar İslam’ın sahasına girdikleri zaman kendilerini ele verirler. Hiçbir örtü çirkin ve hain yüzlerini örtemez.

Apo’nun ve PKK’nin tövbe edip İslam’a dönmesi hepimizin temennisidir. İslam’a dönerlerse ve Kur’an temelinde meselelere yaklaşırlarsa hem kendilerini kurtarırlar, hem de yıllardır hakikatten uzaklaştırdıkları insanların günahlarından kurtulurlar. Sivil cumalardan başlayıp kutlu doğumlarla devam eden ve Apo’nun “Mü’min kardeşler” hitabetiyle bir adım daha ileri çıkan İslam’la ilişkiler, bugüne kadar samimi bir görüntü verecek bir noktaya ulaşamadı. Hareket ve tavırlarıyla böyle bir tutum içinde olduklarını henüz gösteremediler.

Kürdler Müslümandır. Yıllarca büyük zulümlere maruz kaldılar. Hiçbir zaman İslam’dan ödün vermediler. PKK, uzun yıllar Marksizm’i dayattığı halde İslam’da direttiler. Bu hakikat Kürdlerin kurtuluşunun İslam’da olduğunu ortaya koymaktadır. Zira İslam’a dayanmayan hiçbir çözüm Kürd sorununu sona erdiremeyeceği gibi Kürdler tarafından kabul görmeyecektir. Son çıkışlarıyla PKK’nin bu hakikati anladığı görülmektedir. İslam’dan görünüp halk desteğini arkalarına alma hesapları yerine, tövbe etmeleri ve İslam’a teslim olmaları Apo’yu da PKK’yi de kurtaracaktır. İslam’ı koltuk değneği olarak kullanmanın zamanı geçmiştir. Böyle niyetleri varsa vazgeçmeleri, oldukları gibi görünmeleri yararlarına olacaktır. Zira Allah’a teslim olmuş Mü’minler varken bundan böyle Müslüman Kürd halkı ikiyüzlülerin ve sahtekârların arkasından gitmeyecektir.

(Hürseda Haber)

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.