DİYARBAKIR (AA) - YUSUF BATI - Diyarbakır'ın Silvan ilçesinde asker kıyafeti giyen terör örgütü PKK mensuplarınca 23 yıl önce camide gerçekleştirilen 2'si çocuk 10 kişinin hayatını kaybettiği, 5 kişinin yaralandığı katliam unutulmadı.
İlçeye bağlı Yolaç (Susa) köyünde 26 Haziran 1992 tarihinde gerçekleştirilen saldırıda camide ibadet ederken kurşuna dizilerek hayatını kaybedenlerin yakınlarının acısı ilk günkü gibi tazeliğini koruyor.
Köyün çevresini saran teröristlerce elleri bağlanarak uzun namlulu silahlarla taranan cemaatten Hüseyin Çetinkaya (32), Said (30), Meki (21), Medeni (19) ve Zeki Fidancı (15), Ahmet (40), Emin (14) ve Adnan Kantar (19), Ali Uslu (28) ve Haluk Ugas (21) yaşamını yitirdi, 5 kişi yaralandı.
Terör mağduru olarak değerlendirilen saldırının acı izlerini taşıyan köyün sakinleri yaşanan acıların son bulmasını diliyor.
- "Saldırıda 4 oğlumu kaybettim"
Mustafa Fidancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, saldırıda 4 oğlunun camide ibadet ederken teröristlerce katledildiğini söyledi.
"PKK militanları onları camiden çıkarmış, ellerini bağlayıp cami avlusundaki duvara yaslayıp ateş etmişler. Dokuz kişi olay yerinde hayatını kaybetmiş. Bu kişilerden 3'ü benim oğlum. Oğlum Medeni ise saldırıda ağır yaralanmış. Hastaneye götürürken kan kaybından kaybettik" diyen Fidancı, yaşadığı acının tarifsiz olduğunu vurguladı.
Fidancı, "Saldırıda 4 oğlumu kaybettim. Acım çok, gözümden yaş eksilmiyor. Allah'tan sürekli sabır diliyoruz" dedi.
- "Sizi yanıltmak için asker elbisesi giydik"
Saldırıdan yaralı kurtulan Fesih Çetinkaya, köyün camisinde her yatsı namazından sonra Kur'an-ı Kerim ve siyer dersi aldıklarını, terör örgütü mensuplarınca bu nedenle camiye gitmemeleri yönünde tehdit edildiklerini savundu.
PKK mensuplarının camiye ayakkabılarıyla girdiğini ifade eden Çetinkaya, "Bir arkadaş onlara, 'Allah'ın evine ayakkabıyla girilmez' dediğinde bir terörist, 'Allahınız nerede gelsin sizi kurtarsın' dedi" diye konuştu.
Çetinkaya, kendilerini camiden çıkaran teröristlerce elleri bağlandıktan sonra yere yatırıldıklarını anlatarak, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı:
"Bu sırada köy sakinlerinden biri, 'Bunlar asker olsaydı elimizi ip bağlamaz kelepçe takarlardı' dedi. Onlarda, 'Biz dağdan geldik. Asker değiliz. Sizi yanıltmak için asker elbisesi giydik' dediler. Daha sonra bizi ayağa kaldırıp yüzümüzü camiye çevirerek bizi sıraya dizdiler. Bu sırada amcamı oradan götürmek istediler. Gitmemek için direnen amcamı orada katlettiler."
- "14 kişi caminin avlusunda yatıyordu"
Köy sakinlerinden Mehmet Mehdi Fidancı, saldırı günü cemaati camiden çıktıktan sonra evinde ağırlamaya hazırlandığını dile getirdi. Fidancı, cemaati evinde beklediği sırada bir anda silah seslerinin duyulduğunu anlatarak, bir arkadaşını yerde yatarken gördüğünü aktardı.
Silah sesleri kesilince camiye gittiğini ifade eden Fidancı, "14 kişi caminin avlusunda yerde yatıyordu ve hepsinin elleri bağlıydı" şeklinde konuştu.
Fidancı, PKK'lıların köye benzin bidonlarıyla geldiklerini, karşılık verilmesi halinde evlerini ve camiyi yakacaklarını iddia ederek, köyde teröristlere yardım eden köylülerin saldırıdan sonra köyü terk ettiğini söyledi.
- Acıyı yaşayanlar dayanışma için dernek kurdu
Susa Mazlumları ve Mağdurları Anma, Anlama, Yaşatma Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Susa- Der) Başkanı Muhammed Afif Çetinkaya, acıyı yaşayanların katılımıyla 3 yıl önce kurdukları dernekle katliama sessiz kalmadıklarını göstermek istediklerini kaydetti.
"Geçmişte nasıl Susa katliamını yaşadıysak bugün de aynı şekilde Allah'tan başka kimseye boyun eğmeyen insanlar hedefte" ifadesini kullanan Çetinkaya, "Katliamın ardından PKK'ya yakın medya organlarında yer alan haberlerde, 'gerillalarımız cami baskınından sonra hiç kayıp vermeden kendi üslerine geri döndüler' ifadesi yer alıyordu. Oysa karşılarındaki insanlar camide ibadet eden mazlumlardı" ifadelerini kullandı.