PKK’li çeteler ağababalarının talimatıyla Kürdistan’ı yakıp yıktılar. Mazlum Kürt halkına hayatı zindan ettiler. Mağazaları, alış-veriş merkezlerini, araçları ateşe verip her yeri tahrip ettiler. Hem de polislerin gözleri önünde. Polis çoğu yerde olayları sadece seyretmekle yetindi ya da küçük çaplı müdahalede bulundu. Barış sürecini koruma adına… Barbar sürüler halinde savunmasız sivil halka saldıran, her yeri yakıp yıkan bu çetelerle hala barış yapma hayalleri kuran hükümetin ya aklında zoru var ya da kapalı kapılar ardında kirli planlar…
Kobani’yi, IŞİD saldırılarını bahane eden PKK’li çeteler, en büyük saldırılarını bölgedeki Müslümanlara yaptılar ve yapıyorlar. Bu çeteler her yerde HÜDA PAR mensuplarına saldırdılar. Saldırılarda HÜDA PAR mensubu kardeşlerimiz şehit oldu. Onlarca da yaralı var. Hâlbuki dost, düşman herkes de biliyor ki, HÜDA PAR camiası PYD-IŞİD arasındaki çatışmalarda taraf değil. HÜDA PAR camiası zihniyet olarak, partisel program bazında IŞİD’ten çok uzak. Ve en önemlisi Suriyeli mazlum Kürtlere, Rojovalı, Kobanili insanlara kucak açan, onlar için yardım kampanyaları düzenleyen bir camia…
O zaman PKK’li çetelerin derdi ne? Neden HÜDA PAR camiasına kırmızı görmüş boğa gibi saldırıyorlar? Müslüman kişi ve derneklere hücum ediyorlar. Gördükleri her sakallıyı linç etmeye çalışıyorlar. Ki Batman’da Yakup Çelik adlı özürlü genç, sakallı olduğu için bu çetelerin saldırısına uğradı ve tam on dört yerinden bıçak darbesi yedi.
Bunda anlaşılmayan bir şey yok. Onlar da biliyorlar HÜDA PAR’ın IŞİD’le bir alakası yok. Onların derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek. Kobani saldırıları bahanesiyle Kürdistan’daki İslami hareketi bitirmek istiyorlar. Kendilerine rakip gördükleri dindarları ve özellikle de HÜDA PAR’ı sindirmek, ellerinden gelirse tamamıyla imha etmek istiyorlar. İslamsız, dindarsız bir Kürdistan istiyorlar. Kürdistan’ı Marksizm’in, Leninizm’in merkezi yapmak istiyorlar. Müslüman halkı Allah’tan, Kur’an’dan koparmak istiyorlar.
Evet, onların derdi bu. Ve kendilerine en büyük rakip ve engel olarak HÜDA PAR camiasını görüyorlar. Haksız da sayılmazlar. Çünkü HÜDA PAR’ın tek bir derdi var. Allah’ın dinini ihya etmek. O’nun rızasını kazanmak. Müslümanca bir hayat yaşamak. Kürdistan halkının tek gerçek değeri olan İslam’ın bu topraklarda ihyasına çalışmak.
Batıdaki Müslüman kardeşlerimiz de bunu böyle bilsinler. Bölgede olup bitenlerin bir inanç ve akide mücadelesi olduğunun artık farkına varsınlar. Başlarını kuma gömerek yanlı medyanın yalanlarıyla kendilerini avutmasınlar. Ve sanki ortada iki grubun hakimiyet savaşı varmış gibi davranmasınlar. Kesinlikle öyle bir şey yok. Saldırı altında olan Müslüman bir halk var ve bu halkın izzetlerini, dinlerini, ırzlarını koruma mücadelesi var.
Türkiye’deki tüm İslami kesimlerin kardeşlerine sahip çıkmaları gerekiyor. Doksanlı yıllardaki gibi başlarını kuma gömerlerse bu vebalin altından kalkamazlar. Ahiret gününde bunun hesabıyla mutlaka yüzleşecekler.
HÜDA PAR, basına yansıyan açıklamalarında kendilerini savunma kudretine sahip olduklarını, asla boyun eğmeyeceklerini, mensuplarını korumak için ne gerekiyorsa yapacaklarını söylemiş bulunuyor.
Bir çift sözüm Kürdistan’ı kaosa sürüklemek isteyenlere: Bu işten herkes zarar görür ama en çok siz zarar görürsünüz. Çünkü karşınızdaki insanlar dinlerine ve izzetlerine her şeyden daha düşkün. Dinleri için kendilerini kurban etmeye hazır insanlar.