90’lı yıllarda Türkiye Kürdistan’ında PKK mezalimiyle karşılaşan şehir ve köylerde yaşanan cinayet ve katliamların bir başka tanığı da Mardin’in Dargeçit ilçesine bağlı Gêra Cafer köyüydü. 15 mazlum Kürdün PKK’nin kurşunlarıyla şehit olduğu Gêra Cafer’in, 90’lı yıllarda PKK zulmüne karşı olan destansı direnişini tanıklarından dinliyoruz.
Dargeçit’in (Kerboran) Altınoluk (Gêra Cafer) köyünde PKK’nin yaptığı katliam ve yaşattığı zulümlerini anlatan şehit yakınları, o acı dolu günleri de hâlâ unutabilmiş değil. Gêra Cafer’in ilk şehidi Molla Abdurrhaman Kaya’yı kardeşi Hacı Ahmet’ten dinledik. Hacı Ahmet, PKK’nin bölgede İslam’ı istemediği için ağabeyini hunharca şehit ettiğini söyledi.
Molla Abdurrhaman, PKK tarafından Gêra Cafer’e 15 kilometre uzaklıktaki Heştwan (Çalışkan) köyünde 1991 yılında hunharca katledildi. Aslen Gêra Caferli olan Molla Abdurrhaman evi bir gece PKK tarafından basılmış ve Molla Abdurrahman’ın parmaklarını kesen PKK’liler, saatlerce işkence yaptıktan sonra onu kurşunlayarak katletmişlerdi. Hamile eşinin yanında katledilen Kaya’nın cesedi sabaha kadar dışarıda bekletilmiş, PKK’liler köylülerin cenazeyi kaldırmalarına dahi izin vermemişlerdi.
“Ağabeyim Kur’an dersi verdiği için mürtet örgüt tarafından şehit edildi”
Şehid Molla Abdurrahman Kaya’nın kardeşi Hacı Ahmet Kaya, ağabeyinin çok küçük yaşlardan itibaren Kur’an-ı Kerim dersi görmeye başladığını ve askerliğini bitirdikten sonra da evlendiğini söyledi. Hacı Ahmet, “Evlendikten sonra Heştwan köyüne imamlık yapmak üzere gitti. Lakin 2 ayı dolmadan mürtet örgüt tarafından orada katledildi. Ağabeyim, camide çocuklara Kur’an-ı Kerim dersi verdiğinden dolayı mürtet örgüt tarafından şehit edildi. İnsanların doğru yolu bulması için imamlık yapıyordu. Ağabeyimi tanıyan herkes ondan razıydı. Hiç kimsenin kalbini kırmazdı. Kur’an ve sünnette ne varsa onu insanlara öğütlerdi. Mürtet örgüt, bölgede İslam dinini istemediği için ağabeyimi şehit etti. Her zaman bize Allah’ın emirlerinden çıkmamamız gerektiğini söylerdi.” diyerek Molla Abdurrahman’ın hayatını özetledi.
Hacı Ahmet, “Ağabeyimi şehit edenler, iman edip Müslüman olurlarsa kardeşlerimiz olurlar, fakat iman etmeyip İslam’a karşı dururlarsa biz de ölene kadar onlara karşı olacağız. Şehitlerimiz ne istediyse biz de onu istiyoruz. Onların yolunu daima sürdüreceğiz.” diye belirtti.
Gêra Cafer’in ilk şehitlerinden olan Süleyman Solmaz’ın eşi Emine Solmaz ise “Elhamdülillah, bu yolda olduğumuz için pişman değiliz. Hepimiz onların yolundan gideceğiz. Kâfirlerden korkmuyoruz.” dedi.
Gêra Cafer’in Seyyid Şehidi: Süleyman Solmaz
90’lı yıllarda PKK’nin zulüm ve baskılarına karşı duran Seyyid Süleyman Solmaz, 1993 yılında 50 yaşındayken şehit edildi. Akrabalarının tüm baskılarına rağmen tutumundan taviz vermedi. İlerlemiş yaşına rağmen İslami hizmetlerden geri durmayarak çocukları başta olmaz üzere köydeki çocukları Kur’an eğitimine yönlendirdi.
Şehit Süleyman Solmaz’ın eşi Emine Solmaz, köye dışardan geldiklerini, köylülerin İslami davasına ortak olduklarını, omuzladıklarını ve bu yüzden eşinin şehit edildiğini söyledi. Pişman olmadıklarını ve çocuklarını eşinin yolunda büyüttüğünü kaydeden Emine Hanım, kâfirlerden hiçbir zaman korkmadıklarını ve korkmayacaklarını söyledi.
“Hepimiz onların yolunda gideceğiz”
Köyde geride kalanların da şehadete talip olduklarını belirten Emine Hanım, sözlerine şöyle devam etti: “Benim şehit eşim kimseye zararı olmayan biriydi. Müslüman kardeşlerine verdiği sözde durarak şehit olana kadar rahmetli Hacı Mehmet Uğurtay ile birlikte PKK’nin zulmüne karşı çıktı. Yemişli’de bulunan akrabalarının köyden çıkması yönündeki telkinlerine rağmen o arkadaşlarını yalnız bırakmadı. Müslüman bir insan olarak çocuklarını Kur’an ve İslam’ı öğrenmeleri için camiye gönderiyordu. O da diğer arkadaşları gibi PKK’nin isteklerini reddetti ve sonunda bu zalimler onu şehit ettiler. O giderken çocukları daha küçüktü. Ancak çocuklar konusunda bizi çok tembihlerdi. Çocukları İslam yolunda yetiştirmemizi isterdi. Bırakmadılar çocuklarını büyütsün. Elhamdülillah, bu yolda olduğumuz için pişman değiliz. Hepimiz onların yolundan gideceğiz. Bu kâfir ve münafıklardan korkmuyoruz. Rabbim bize de şehadeti nasip etsin inşallah.”
“Babam şehit edildiğinde 11 yaşındaydım”
Babasını şehit ettiklerinde kendisinin henüz 11 yaşında bir çocuk olduğunu söyleyen Şehid Süleyman Solmazın oğlu Mehmet Emin, “Ben 11 yaşında bir çocukken babamı şehit ettiler. Babamı, onların fikrini benimsemediği ve Müslüman olduğu için şehit ettiler. Bizlere, neden çocuklarınızı dağa göndermiyorsunuz diye zulmediyorlardı. Bizler ise onların fikrini benimsemediğimizi ve İslam davasını sürdüreceğimizi söyledik. Babamı şehit ettiklerinde 50 yaşındaydı. Bizlere karşı çok merhametliydi ve sürekli bize İslam davasını sürdürmemizi tavsiye ederdi.” dedi.
Devam edecek… (M. Salih Keskin/Süleyman Tunç – İLKHA)