HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı Susa (Yolaç) köyünde 1992 tarihinde PKK tarafından camide katledilen şehitler için düzenlenen programa katıldı. Susa-Der tarafından düzenlenen “Cami yarenlerini anma Programı”na katılan Yapıcıoğlu, önemli açıklamalarda bulundu.
HÜDA PAR Genel Başkan yardımcıları ve parti yetkililerinden oluşan kalabalık bir heyetle Susa köyüne gelen Yapıcıoğlu, 1992 tarihinde PKK tarafından 10 Müslüman’ın hunharca katledildiği camiye giderek incelemelerde bulundu. Ardında İslam adına can veren şehitlerin fotoğraf sergisini gezen Yapıcıoğlu, şehitliği de gezerek düzenlenen programa katıldı.
Programın ardında önemli açıklamalarda bulunan Yapıcıoğlu, herhangi bir dava bedel ödemeden bir noktaya varamayacağını, Susa şehitleri bu dava uğruna verilmiş ağır bedellerden biri olduğunu söyledi.
“Herhangi bir dava bedel ödemeden bir yere varamaz”
Yapıcıoğlu, Susa şehitlerinin İslam davası için büyük bir kazanım olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Bir dava bedel ödemeden herhangi bir noktaya varamaz. Susa şehitleri bu dava uğruna verilmiş ağır bedellerden birisidir. Fakat aynı zamanda bu dava için büyük kazanımlardan bir tanesidir. Kürdistan’daki mücadelenin ne olduğunu onun mahiyetini, kimin ne amaçla çalıştığını bilmeden Kürdistan’ı tam olarak anlamak ve onu doğru bir şekilde yorumlamak mümkün olmayacaktır.” dedi.
"Katlettikleri insanların büyük çoğunluğu Kürtlerdir"
Kürdistan’da katledilen insanların yüzde 90’nın Kürtlerden oluştuğuna dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Bu gün birileri Kürtlerin hakları ve onların özgürlüğü için çalıştığını iddia edebilir. Ama onların kirli tarihine, vahşet tarihine ve kan dolu tarihine bakıldığında katlettikleri insanların büyük çoğunluğu belki yüzde 90’dan fazlası Kürtler olduğu görülecektir.
Bir tek şeyleri var despotluk. Kendilerine benzemeyen herkes onların nazarında haindir. Herkesi ihanetle suçlayarak bu katliamlarına meşrüyet kazandırmaya çalışıyorlar. Fakat er veya geç gerçekler ortaya çıkacaktır. Tarih bu gerçekleri kaydediyor. Bir gün bu gerçekler gün yüzüne çıktığında aslında özgürlük lafını ağızlarında düşürmeyenlerin nasıl bir despotizm için çalıştıkları ve çabaladıkları görülecektir.
Bu gün Allah nurunu belki kurdukları tezgahlar, propagandalarla, yalan haberlerle, karayı ak akı kara göstermeye çalışmakla bu nuru söndürmeye çalışıyorlar. Dediğimiz gibi bu nur her geçen gün daha parlayarak tamamlanacaktır. Bu şehitlerin kanı bunun müjdesidir. O günde bunu görüyorduk. Bu söylediklerim inşallah çok uzak bir gelecekte değildir.”
“O gün şehitleri sahiplenen bir avuçtu bu gün binlerdir”
Susa katliamının yapıldığı tarihe dikkat çeken Yapıcıoğlu, bu gün binlerce gencin şehitlere imrenerek bu yolu sürdürdüğünü belirterek, “26 Haziran 1992 tarihinde camide ibadet eden 15 Müslüman dışarıya çıkarılmak suretiyle tarandı. Bunlardan 10 tanesi şahadet şerbetini içti. O dönem yaralıları ve henüz ruhunu teslim etmemiş olan şehitleri hastaneye götürecek araba belki yoktu veya var olan arabaları kullanacak şoför yoktu.
Belki sahiplenecek bir avuç insan vardı. Bir avuç insanın katılımıyla defnedilmişti. Gün be gün bu şehitlikte toplanan insanların sayısı artıyor. Kalabalık her gün biraz daha artıyor. Bizler öyle inanıyoruz ki bunlar bu şehitlerinin kanlarının bereketidir. Belki onlar bu dünya hayatlarını noktalayıp gittiler fakat en büyük mertebeye ulaştılar.
Arkalarından gelen gençler ve kalabalıklar, onlara imrenerek bakan insanların sayısı gün be gün artıyor. İnşallah Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmeye çalışanlara ‘Siz bu nuru söndüremeyeceksiniz. Bu nur parlayacak ve Allah mutlak surette nurunu tamamlayacaktır’ mesajını verecektir.” şeklinde konuştu. (Şükrü Tontaş - İLKHA)