Tüm dünyayı etkisi altına alan ve birçok ülkede ikinci ve üçüncü dalganın yaşandığı yeni tip Coronavirus (Covid-19) salgını Türkiye’de de son zamanlarda yeniden artışa geçti.
Salgınla ilgili en fazla merak edilen 10 soruyu İlke Haber Ajansı (İLKHA) muhabirine cevaplayan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanı Prof. Dr. İsmail Balık, vatandaşlara Covid-19 hastalığını ve önerilen tedbirleri ciddiye almaları uyarısında bulundu.
Prof. Dr. İsmail Balık merak edilen soruları şu şekilde yanıtladı:
Favipiravir verildi, kullanayım mı?
Eldeki bilgiler ışığında kullansın dememiz gerekiyor. Çünkü bugüne kadar yapılan araştırmalarda henüz virüse tam olarak etkili bir ilaç bulunamadı. Ama kısmi olarak etkili olan daha önce başka enfeksiyon hastalıklarında da kullanılmış olup ve onlarda pozitif etkisi görülen birtakım ilaçlar var. Bunlar kullanılıyor. Ülkemizde Favipiravir kullanılırken, Amerika ve bazı başka ülkelerde Remdesivir kullanılıyor. Yapılan araştırmalarda bunlar arasında önemli bir farkın olmadığı ve etki düzeylerinin hemen hemen birbirine yakın olduğu görülmektedir. Genel olarak izlenim şöyle; eğer bu ilaçlara erken başlanırsa yani hastalığın daha başında kullanılırsa hastalığın ağırlaşmasını önlemeyle alakalı bir gözlemimiz var. Bazı çalışmalarda kullanan ve kullanmayan arasında fark yokmuş gibi bir gözlem var. Elimizde tam etkili bir ilaç olmayınca pozitif gözlemler de göz önüne aldığımızda kullanılması kesinlikle yararlıdır.
Hidroksiklorokin kullanayım mı?
Hidroksiklorokin ilacı hem sıtmada hem de başka birtakım romatolojik hastalıklarda geçmişten beri kullanılan bir ilaçtır. Yine laboratuvarda virüse karşı etkili olduğu anlaşıldığı için başlangıçta yaygın bir şekilde kullanıldı. Bunun da etki düzeyi ile ilgili tartışmalar halen devam ediyor. Bazı araştırmalarda erken kullanılması halinde yararlı olduğu gösterilirken bazı araştırmalarda yararlı olmadığı gösterildi. Burada kâr zarar hesabı yapmak gerekiyor. Bu ilacın yan etkilerinden bahsedildi. Kalpte birtakım işlevleri bozduğu ile ilgili bilgiler var. Dolayısıyla kalp riski olmayanlar açısından eğer hekim ön görmüş ve tavsiye etmişse kullanılmasında herhangi bir sakınca yok.
Vitamin kullanayım mı?
Türkiye şartlarında normal dengeli beslenen kişinin ekstra bir vitamin ihtiyacı yok. Ama bağışıklığı etkileyen bazı vitamin ve mineraller var. Bunların başında D vitamini ve çinko geliyor. Eğer D vitamini ve çinko eksikliği varsa bunun testini yaptırarak kullanıyorsanız sıkıntı yok. Test yaptıramıyorsanız da çok yüksek dozlara çıkmadan çinko ve D vitamini almakta yarar var. Olabildiği kadar D vitamininin vücuttan sentezlenebilmesi için öğle saatlerinde bu mevsimde bile olsa güneş altında 10-15 dakika kalmak bağışıklık sistemini desteklemek açısından çok faydalı olacaktır. Bazı çalışmalarda D vitamini eksikliğinin hastalığın ağır seyretmesine neden olduğuyla alakalı veriler var. Sadece D vitamine bağlamak mümkün değildir. Hastalığın ağır seyretmesiyle alakalı birçok faktör var.
Covid-19’lu biriyle temasım oldu, hemen test yaptırayım mı?
Bu gereksiz bir işlem. Bir kere her temasta bulaşma riski söz konusu olmayabilir. Temastan sonraki 3’üncü günle 14’üncü gün arasında bulaşma söz konusu olabilir. Genellikle güçlü temas şüphesi olan kişilerde 5’inci güne kadar da test yapmalarına gerek yok. Bunu bir kere unutmasınlar. 5’nci günde yapılan test gereksizdir. Negatif bile çıksa bulaşmadı anlamına gelmez. 6’ncı günde bir daha yapmak gerekir. O da gereksiz yere masraf ve de zaman kaybı olacaktır.
Covid’li biriyle temas ettim. Hemen bulaştırıcı olur muyum?
Temas ettikten hemen sonra bulaştırıcı olmaz. Genellikle belirtiler çıkmadan ya da test pozitifliğinden 3 gün önce başlar. 5-6 günü baz aldığımızda temastan 3’üncü ve 4’üncü günden sonra bulaşıp bulaşmayacağını söyleyebiliriz.
Covid oldum, iyileştim ama testim pozitif çıkıyor. Bulaştırır mıyım?
Genellikle bulaş 10-13 günden sonra kayboluyor. 14’üncü güne kadar çıkan vakalar da var. Yüzde 95’in üzerinde 14 güne kadar bulaşın ortadan kalktığını biliyoruz ve test negatifleşiyor. Çok nadiren 14 günü geçebiliyor. Zaten birçok ülkede karantina süresinin 10 hatta 7 güne çekilmesi tartışılıyor.
Hastalığı atlattım ama şikayetlerimin bir kısmı devam ediyor, normal mi?
Son zamanlarda bu konu üzerinde çok duruluyor. Uzun Covid-19 ya da uzanmış Covid-19 diye bir durumdan bahsedilmeye başlandı. Covid-19 gerçekten vücutta çok kapsamlı bir değişime sebebiyet verebiliyor. Bağışıklık sistemini ve tüm dokuları damarlar yoluyla etkileyebiliyor. Bundan dolayı bazı organlarda hastalıkların düzelmesi yavaş olabiliyor ve uzun sürebiliyor. Tat ve koku alma ile ilgili sorun 2-3 ay kadar sürebiliyor. Başka organlarla alakalı kalp, akciğer ve beyin ile ilgili hasar yapmışsa bunlarla ilgili belirtiler uzun süre devam edebiliyor. Bazı kişilerde diyabeti ortaya çıkarabiliyor. Covid-19 geçirdikten sonra yaşı ilerlemiş olan ve hastalıkları olanlar özellikle birtakım belirtiler devam ediyorsa ara ara kontrole gitmelerini tavsiye diyoruz.
Hastalıktan yeni kurtuldum, korkuyorum yeniden hasta olur muyum?
İkinci defa ve nadiren üçüncü defa pozitif olan vakalar var. Genellikle üç aydan daha önce ikinci kere enfeksiyon geçirilmiyor. Üç aydan sonraki dönemlerde bazı kişilerin bağışıklık sistemi yeterli antikor oluşturmuyor. Dolayısıyla kişiler tekrar virüs ile karşılaştığında tekrar enfekte olabiliyorlar.
Coronavirus’e ikinci defa yakalananlarda hastalığın daha ağır geçtiği doğru mudur?
İkinci kere enfekte olanlar hastalığı daha ağır geçirilebiliyor. Bunula ilgili örnekler giderek artıyor ama ikinci kere enfeksiyon oranı çok yüksek değildir. Zaten Coronavirus enfeksiyonlarının kalıcı bağışıklık bırakmadığını biliyoruz. Aynı şekilde ister hastalık yoluyla ister aşı yoluyla bağışık olun bunun ne kadar süre devam ettiği ile ilgili bilgiler daha henüz netleşmedi. Muhtemelen 6 ay ile 1 yıla kadar bağışıklık oluyor. Bu süre boyunca bile dikkatli olmakta yarar var. Hastalığı geçirenin de aşı olanın da enfeksiyon tamamen bitene kadar kendini korumaya ve maskesini takmaya devam etmesi gerekiyor.
Piyasaya çıkacak olan aşılar güvenilir mi? Aşı olayım mı?
Kesinlikle hangi aşıya önce erişebilirseniz mutlaka aşı olun. Hastalığın çok ciddi şekilde ağır seyrettiğini ve büyük oranda ölümle sonuçlanabildiğini unutmamak gerekiyor. Kime ne yapacağı belli olmayacağı için şu anda elimizdeki tek silah aşı. Dolayısıyla hangi aşıya öncelikli olarak erişebilirsek aşı olmamızda kesinlikle yarar var. Bu aşıya Çin aşısı demek yanlış. Bu aşıyı bulan Çinliler değil. Bu aşı Çin’de bulunmadı. Bu çok eski bir teknoloji ve birçok ülke bu teknolojiyle aşıyı yapabilme potansiyeline sahip. Örneğin bizde de Kayseri’de yapılan ve bir firmamızın da üreteceği aşı aynı teknoloji ile üretiliyor. Dolayısıyla bu aşı Çinlilerin bulduğu Çinlilere ait olan bir aşı değil. Bu aşıya Çin aşısı demek yanlış. Bir Çin firmasında üretilen aşıyı almak demek daha doğru.
Dolayısıyla burada bir algıyı düzeltmemizde yarar var. 40 yıldır bilinen klasik bir yöntem ile hazırlanan bir aşı teknolojisi olduğu için ve geçmişte birçok enfeksiyon hastalıklarından korunmada çocuklarımıza yaptığımız birçok aşının bu yöntemle hazırlandığını hatırlatmak istiyorum. Dolayısıyla bu teknolojide herhangi bir kaygı oluşturacak durum yok. Virüs önce çoğaltılıyor daha sonra öldürülüyor ve insan vücuduna ölü virüsler veriliyor. Bu aşının çalışmalarında yaklaşık 400 bin doz kullanılmış durumda. Çin’de, Brezilya’da, Endonezya’da ve Türkiye’nin de dahil olduğu birçok ülkede bunun denemeleri yapılıyor ve hazırlık çalışmaları bitmek üzere.
Çin tarafından yapılan açıklamalarda koruyuculuğunun yüzde 90 üzeri olduğu ve yan etkilerinin de klasik aşılarda görülen kadar olduğu yani hafif vücut kırgınlığı, aşının yapıldığı yerde ağrı, kızarıklık gibi hafif belirtileri olduğu ciddi bir yan etkinin görülmediği açıklandı. Türkiye’de faz 3 çalışmaları yapan ülkelerden bir tanesidir. Sadece bunu değil BioNTech/ Pfizer firmasının faz 3 çalışmasını da yapıyor. Türkiye faz 3 çalışmalarına katıldığı için bu aşının etkilerini ve yan etkilerini bizzat kendisi gözlemleyen nadir ülkelerden bir tanesi. Bundan dolayı zaten belki hiçbir ülkenin erişemeyeceği miktarda aşıyı erkenden herhangi bir ön anlaşma ve ön ödeme yapmaksızın alabilen ülkelerden bir tanesidir. Bakanlığımızın açıklamalarında da biliyoruz. 50 milyon doz aşı bize 2-3 ay içerisinde gelecek. Bu ciddi bir avantaj. Salgının belini kırmak açısından bizim çok işimize yarayacak.