Yaptığım araştırmaya göre toplumda konuşulan kavramların bilgisel karşılığının olmadığını söyleyebilirim. Herhangi bir dayanağı olmayan bilginin her şeye yansıması yanlış olduğu gibi söze yansıması da yanlış olur. Öncüllerin yanlışlığı düşünce yanlışlığına da sebebiyet verir. Mesela toplumda cahil denildiğinde okuma yazması olmayan anlamına gelir. Oysaki cahillik inançtan yoksunluk anlamına gelir. Cahillik denilince kişinin bilginin merkezine yakın olması da yeterli değildir. Nerden anlıyoruz? Ebu Cehil yıllarca Kâbe'ye yakın ikamet etmesine rağmen bilgili olmasına rağmen cahil sıfatından kurtulamamıştır. Nedir bu ismin anlamı? Cahilliğin babası manasına gelmektedir. İslam dininin en büyük düşmanlarından biri olarak tarihe geçmiştir. Kureyş kabilesi tarafından oldukça zeki ve bilge bir insan olarak bilinirdi. Böyle bir insan nasıl cahil oluyor diye detaylı düşünmek gerekir. Cahillik insanı adaletten, vicdandan uzaklaştırıp sonunu hüsran yapar. Nereden anladığımızı örnekleyerek temellendirelim:
Hazreti Musa(AS), Peygamberlerin büyüklerindendir. Mısır'da, kâfirliğiyle meşhur olan Firavun zamanında dünyaya geldi. O dünyaya gelmeden önce Firavun bir rüya gördü. Bu rüyadan korktu. Rüyasını tabircilere anlattı ve ne manaya geldiğini sordu: Kendisine, ‘israil oğullarından bir çocuk dünyaya gelecek. O çocuk senin saltanatını yıkacak' dediler.
Firavun, doğan bütün erkek çocukların öldürülmelerini emretti. Ev ev dolaşırlar, yeni doğan çocuk olup olmadığını kontrol ederlerdi. Hazreti Musa'nın annesi, hamileliğini gizledi. Musa Aleyhisselam dünyaya geldiği zaman annesi Onu kimseye göstermedi. Bir müddet evde gizlice büyütmeyi düşündü. Fakat bu hem zor hem de riskliydi. Eğer haberleri olursa hemen öldürürlerdi. Düşünmeye başladı. Gizli gizli büyütemezdi. Çaresiz olarak bir sandık yapıp içine koydu ve Nil Nehri'ne bıraktı. Gözümün önünde öldürülmesin de ne olursa olsun diyerek, düşünüyordu. Nil Nehri, Firavun'un sarayının bahçesinden geçiyordu. O sırada, Firavun'un karısı Asiye Hanım bahçede bulunuyordu. Yukarıdan aşağıya doğru bir sandık geldiğini gördü. Merakla aldı ve açtı, içinde bir çocuk. Alıp Firavun'a götürdü. Kendilerinin çocukları yoktu, bunu büyütüp kendimize çocuk ediniriz, dedi.
Firavun "Belki benim saltanatımı yıkacak olan bu çocuktur." diye öldürmek istediyse de Asiye Hanım mani oldu. "Bu küçücük çocuktan ne zarar olur" diye onu razı etti. Saraya aldılar ve büyütmek istediler. Bir sütanne aradılar. Hz. Musa hiç bir kadını emmiyordu. Nihayet bir vesileyle annesi geldi. Onu emmeye başlayınca, ücretli olarak onu sütanne olarak tuttular. Her gün annesi geliyor ve Hz. Musa'yı emziriyordu. Böylece Hz. Allah, Musa Aleyhisselam'ı Firavun'un sarayında korumaya almış ve annesini de hem de ücretle ona sütanne olarak yine saraya yerleştirmişti. Böylece Hz. Musa sarayda büyümeye başladı. Yetişip delikanlı olana kadar sarayda kaldı. Fakat cahiller bunun hikmetini anlayamadı.
Demek ki erkekleri öldürerek kızları gömerek sorunları çözmek bilgeliğin bir işareti değil, cahilliğin cahiliyenin bir işaretidir. Bu anlamda cahillik İslam'dan yoksunluktan başka bir şey değildir diyebiliriz. Rabbim bizleri cahil etmesin.
Selam ve dua ile...