Bundan yedi yıl önce yani 14 Ağustos 2013 günü, Mısır da halkın seçimiyle Cumhurbaşkanı olan Muhammed Mursi`yi deviren askeri cuntaya karşı, ülkenin dört bir tarafından meşru ve barışçıl protestolar, yürüyüşler ve mitingler düzenlenmişti. Bu protestoların en büyüğü de milyonların katıldığı Rabiatül Adeviyye Meydanında gerçekleşmişti.
Halkın meşru protestolarına, zalim Sisi`nin emriyle Helikopter destekli tanklar ve ağır silahlarla müdahale eden askeri cunta; kadın, erkek, genç, yaşlı, çocuk, demeden iki binden fazla kişiyi şehit edip, yaklaşık yedi bin kişiyi de yaraladı. Bu katliamlar yapılırken, Dünya`nın muhtelif ülkelerinde yayın yapan onlarca televizyon kanalı canlı yayın yapıyordu.
Dünya kamuoyunun gözleri önünde zalim askeri cunta, şehit ettikleri Müslümanların cesetlerini yaktılar. Şehitlerin naaşları ve yaralıların vücutları üzerinden tanklar geçirdiler. Rabia Camisi`ni içindeki kutsal kitaplarla beraber yaktılar...
Askeri cuntanın Rabiatül Adeviyye Meydanı`nda bir günde şehit ettiği Müslümanların sayısı, terör devleti İsrail`in yıllarca Gazze`de şehit ettiği Müslümanların sayısından daha fazlaydı.
Kısacası korkunç katliamlar gerçekleştirdiler, öyle ki krallar döneminde bölgeyi işgal eden İngiliz ordusunu ve 1967 savaşında Sina`yı işgal eden İsrail ordusunu bile geride bıraktılar.
Mısır halkına yapılan bu korkunç katliamlara karşı demokrasi putunu yiyen batıdan her zamanki gibi ses çıkmadı, bilakis alttan alta darbeye destek verdiler.
İslam âlemine gelince; Maalesef aynı durum onlar için de geçerliydi. İslam âleminin sözde liderleri dut yemiş bülbül misali gıkları çıkmadığı gibi kısa sürede zalim Sisi ve gayrı meşru askeri cuntayı tanıyıp destek verdiler.
Bütün bunlara rağmen me`yus değiliz, batı ve İslam âleminin sözde liderlerinin üç maymunları oynadığı, ümmetin ihtilaflarla boğuşup birbirleri ile uğraşmalarına rağmen ümitsiz değiliz. İnanıyoruz ki zalimler mazlumların kanında boğulacak ve başta Rabiatül Adeviyye olmak üzere destan yazılan bu meydanlar ümmetin kıyam merkezi olacaktır.
Rabiatül Adeviyye meydanı; Zalim Sisi ve Mısır askeri cuntasının alnında kara bir leke olmuştur.
Rabiatül Adeviyye meydanı; Zalim Sisi`nin şahsında Dünya müstekbirlerine karşı kıyam eden mazlumların buluşma noktası olmuştur.
Rabiatül Adeviyye meydanı; Müslümanların canlarını davaları uğruna nasılda seve seve verdiğine şahit olmuştur.
Rabiatül Adeviyye Meydanı; Mısır direnişinin sembol ismi Şehide Esma Biltaci`nin şehit olduğu mekân olmuştur.
Rabiatül Adeviyye Meydanı; Rabia işaretiyle ümmetin parolası olmuştur.
Bu meydanda Ümmetin izzetini yüceltmek için şehit olan yiğitleri unutmama adına 14 Ağustos “Dünya Rabia Günü” olarak ilan edildi.
Biz Müslümanlar bu önemli günlerimize sahip çıkmalıyız. Ümmetin izzetini muhafaza etmek için can veren yiğit şehitleri hatırlamalıyız. Covit-19 salgınından dolayı belki seminerler, paneller ve mitingler düzenlenemiyor ancak sosyal medya başta olmak üzere yazılı ve görsel medya aracılığıyla bu günü gündemde tutmalıyız.
Bu gün sadece Mısırlılar için değil, belki bütün Dünya Müslümanları için bir evrensel hareket gününe dönüşmelidir.
Not: Rabiatül Adeviyye şehidlerinin öğretmenlerinden İslam İryan üç gün önce Firavun Sisi zindanlarında şehid oldu. Şehid İslam İryan başta olmak üzere bütün şehidlere rahmet diliyor, kanları İslam aleminin uyanışına vesile olmasını temenni ediyorum.