“Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz” (Bakara 2/183)
Evet… 11 ayın sultanı, hayat rehberi Kur’an-ı Kerim’in indirildiği ay, mübarek Ramazan Ayı’na ulaşmış olduk. Ayette de ifade edildiği gibi bu aydaki oruç bir zırh bir koruma görevini görmektedir. Bu ayın önemini asırlardır nebiler, Salihler ve âlimler anlata durdular. Sahabeler altı ay boyunca bu aya vasıl olmak için dua ettiler; sonraki altı ayda da bu zaman dilimindeki dua ve ibadetlerinin kabulü için niyazda bulundular.
Buna göre Ramazan ayı, ibadetlerin yoğunlaştığı, hayır defterlerinin dolduğu, cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı bir aydır. Bu ayda umut ve beklenti en üst seviyede olmamış olsaydı, içlerinde cennetle müjdelenenler olmak üzere sahabeler, bu aya vasıl olmak için bu kadar niyazda bulunurlar mıydı?
Peygamber efendimiz Sallallahu aleyhi vesellem de üç aylara girdiğinde “Ey Allah’ım! Recep ve Şabanı bize mübârek kıl, bizi Ramazana kavuştur” diye niyazda bulunmuştur. Yoğun ibadet ve hasat ayına kavuşmak o Resulün temennisi bile olmuşsa, biz ulaşanların ne kadar bahtiyar olduğunu daha anlatmaya gerek var mı?
Peki, “Ümmetin Ayı’na” kavuşan bizlerin, yani kendi ayına kavuşan biz müslümanların bu aya dönük bir programı var mıdır? Bu ayda gerektiği gibi oruç tutmaya, gerektiği gibi namaz kılmaya, gerektiği gibi sadaka ve zekât vermeye, gerektiği gibi gece ibadetleri eda etmeye, gerektiği gibi Kur’an-ı Kerim okumaya ve gerektiği gibi şeytanlardan uzak durmaya gayretimiz var mıdır?
İstediğimiz takdirde günahlardan korunabileceğimiz bu mübarek ayda, o yönde bir eğilim ve gayret içerisinde olmalıyız. Azgın şeytanların zincire vurulduğu bu ayda, nefsin ve kötü dürtülerin mahpus; aklın, vicdanın ve ruhun müspet davranışlarla özgür ve huzurlu olduğu bir gerçektir. Fırsatı değerlendirmek akıl sahipleri ve özgürlük kahramanlarının misyonudur. Bu yol, “ben” zindanından azade olup dünyevi çerçöplerden ulviye miraç eden kadirşinasların yoludur. Bu yolun salikleri olmak için şeytan ve şeytanın istemlerine karşı durmalıyız.
Bu mübarek rahmet ve ibadet ayında şeytanın adeta zincirlerini koparmak adına çabalayanlar her zaman olduğu gibi yine olacaktır. Ramazan ayı boyunca bir fındıkkabuğunu doldurmayacak meselelerle gündemi doldurmaya çalışanlar olduğu gibi bu ayda Ramazan’ın ruhuna ve misyonuna aykırı konserler ve eğlenceler düzenleyenler de çıkacaktır.
Cinni şeytanların zincire vurulduğu bu ayda insi şeytanların görev devri yine mideleri bulandırmaya devam edecektir. Ama eninde sonunda insi şeytanların da cinnilerle aynı kaderi paylaşmaları kaçınılmazdır. İslami ve insani çalışmaların temposu arttıkça onların zincire vurulma günleri o çalışmalar oranınca yaklaşacaktır. Bugün bir çok yerde olduğu gibi Kürt halkının başına musallat olan bu simsarların görev süreleri inşallah bitmek üzeredir.
Nusaybin gibi yerlerde şevên hunerê (sanat geceleri) adı altında her hafta Gulşilav Parkı, Musa Anter Parkı, Laleş Parkı, Dengê Jinên Azad Kültür Merkezi vb. yerlerde gerçekleştirilen veya gerçekleştirilecek ribab (kemençe) ve gitar dinletisi, yoz oyun ve alevice halk oyunları, yörenin hangi geleneğinin karşılığıdır. Hele bunun Ramazan ayına ramak kala başlaması ve Ramazan boyu devam edecek olması, Müslüman Kürt halkının zincire vurulmuş cinni düşmanlarına insilerin desteği değilde nedir?! Bir zamanlar sokaklarının teravih ve mukabeleye gidenlerle dolup taştığı o güzelim Nusaybin’in; Laleş, kemençe, anter ve gitarla anılır olması ne kadar üzüntü verici. Belediyenin, asli görevlerini yapmadığını da insan gidip görünce hemen fark edebiliyor zaten.
Ne diyelim… Bütün memleketi asli fonksiyonuna kavuşturacak ve gerçek Ramazanların ihyası için çalışacak bir “Hareket”in lüzumiyeti yine kendini hissettirdi gerçekten. Bütün bunların önüne, bir parti oluşturmakla geçilecekse, evet o parti de olsun.
Sonuç itibariyle, Ramazanı dolu dolu yaşayalım; hareket, cemaat ve oluşumların müspet programlarını ihya edelim; cinni şeytanları prangalardan kurtarmaya çalışan insilerin karşısında dik duralım.
Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun!
Selam ve dua ile.