Ramazan-ı Şerif’in ilk cuma namazında camiler doldu taştı. Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Bitlis’te de vatandaşlar, ramazanın ilk cumasını kılacak olmanın sevincini yaşadı. Kentin tüm camilerinde olduğu gibi tarihi Ulu Cami'de de ramazan ayının ilk Cuma namazı heyecanı vardı.
Namaza yaklaşık bir saat kala tarihi cami dolup taştı. Vaaz kürsüsüne çıkan İl Müftüsü M. Feysal Geylani, merkezi sistemle infak ve zekâtın önemine dair önemli tavsiyelerde bulundu. Geylani, vaazında fakir, fukaranın ihtiyacının giderilmesi için infak ve zekâtların erken verilmesinin önemine dikkat çekti.
Tarihi Ulu Camii’nde okunan hutbede “infak” vurgusu yapıldı. Hutbeyi okuyan Ulu Cami İmam Hatibi Ergin Çiçek, infakın, Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla müminin kendi servetinden harcama yapması olduğu hatırlatmasında bulundu.
“Allah’a ve Resulüne iman edin; O’nun size emanet olarak verdiklerinden, başkaları için de infak edin. İçinizden iman edip infakta bulunanlara büyük bir mükâfat vardır.” ayetini hatırlatarak hutbeye başlayan Çiçek, “İnfak, Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla müminin kendi servetinden harcama yapmasıdır. Eşine, dostuna, akrabalarına, ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunmasıdır. Allah’ın kendisine lütfettiği zenginlikten başkalarını da faydalandırmasıdır. Kardeşinin gönlünü yapması, olmayana yardım etmesi, olana da ikram etmesidir. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi Vesselem) bir hadis-i şeriflerinde infak ve sadakanın karşılıksız kalmayacağına ve mükâfata dönüşeceğine dair ‘Kuşkusuz sadaka, Rabbin gazabını söndürür ve kötü bir şekilde ölmeyi önler.’ buyurmaktadır.” dedi.
“İslam medeniyeti aynı zamanda bir infak medeniyetidir”
Çiçek, okuduğu hutbede İslam medeniyetinin aynı zamanda bir infak medeniyeti olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi: “Mal hırsıyla cimrilik etmeye de akılsızca saçıp savurmaya da engel olur. Kardeşlik ve paylaşma duygularını geliştirir. İhtiyaç sahiplerinin yaşadıkları sevinç ve memnuniyet, infak edenin gönlünde huzura ve genişliğe dönüşür. Böylelikle mümin gerçek anlamda iyiliğe ulaşmış olur. Nitekim Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de ‘Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir.’ buyuruyor. İman, bilgi, hikmet ve marifet üzerine bina edilmiş İslam medeniyeti aynı zamanda bir infak medeniyetidir. Müslümanlar yardımlaşmayı, dayanışmayı, infakı hayatın merkezine almıştır. Çünkü Sevgili Peygamberimiz bu ümmete bir binanın tuğlaları, bir bedenin azaları, bir tarağın dişleri gibi olmayı öğütlemiştir. Müslüman, sahip olduğu birikimi ailesiyle, akrabalarıyla, komşularıyla, uzak yakın din kardeşleriyle ve insanlık ailesinin muhtaç fertleriyle paylaşır. Nitekim Yüce Rabbimizin, ‘Mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak edenler için Rableri katında ecirler vardır; onlar için korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.’ ayetini kendisine düstur edinir. Gece gündüz çalışırken sadece kendisini değil, toplumun iyiliğini düşünür.”
“Ramazan ayı, infak, yardımlaşma ve paylaşma adına eşsiz bir fırsattır”
Okuduğu hutbenin devamında Çiçek, dünyada malı bir araç olarak kullanamayan, hayatın amacı haline getiren dünyevileşme hastalığıyla karşı karşıya olduklarını belirtti.
Çiçek, hutbesinde, “Bencillik, mal düşkünlüğü, güç ve çıkar tutkusu, gösterişe dayalı hayatlar bu asrın afeti oldu. Yardımlaşma, dayanışma ve başkası için fedakârlık yapma gibi erdemler örselendi. Böyle bir çağda, insanlığın sürüklendiği sonu gelmez arzu ve ihtiraslar, ancak infak ve yardımlaşma bilinciyle aşılabilir. Cimrilik eden, fakire, yoksula, yetime, düşküne, darda ve yolda kalana hakkını vermeyenler ise kendisini ve insanlığı ancak felakete sürükleyecektir. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde bizlere, ‘Âdemoğlu, ‘malım, malım’ der. Ey âdemoğlu, senin yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin ve sadaka verip önceden ahirete gönderdiğin dışında malın mı var?’ uyarısını yapmaktadır. Ramazan ayı, infak, yardımlaşma ve paylaşma adına eşsiz bir fırsattır. Rabbimize kulluğumuzu farklı amellerle sergilediğimiz bu ramazan günlerinde, zekât ve sadaka-i fıtır gibi malî ibadetlerimizle ihtiyaç sahiplerine kol kanat gerelim. Kardeşlerimizin dertlerine derman olalım. Yardımlarımızı gösterişten uzak, yalnızca Rabbimizin rızasını kazanmak için yapalım. Yardım yaparken kardeşimizin onurunu zedeleyecek davranışlardan kaçınalım. Rabbimizin, ‘Ey iman edenler! Kazandıklarınızın ve sizin için yerden çıkardıklarımızın iyilerinden verin. Kendinizin ancak içiniz çekmeye çekmeye alabileceğiniz adi şeyleri hayır diye vermeye kalkışmayın. Bilin ki Allah zengindir, bütün iyilik ve güzellikler O’na mahsustur.’ uyarısına kulak verelim.” diye konuştu.
Hutbesinin sonunda Çiçek, Diyanet İşleri Başkanlığının bu yılki temasının “Ramazan ve İnfak” olduğu hatırlatmasında bulunarak, yurt içinde ve yurt dışında yapılacak olan etkinliklerle bu konun gündemde tutulacağını ifade etti.
İLKHA