Türkiye'de 16 Nisan'da yapılan referanduma dışardan da ilgi büyüktü. Hatta bazı ülkelerin müdahalesi ve gayreti, sanki bu referandumun o ülkelerde yapıldığı izlenimini veriyordu. Özellikle Almanya, Hollanda, Avusturya, İsviçre bloku, aleni bir şekilde hayır oylarının çıkması için resmi ve gayri resmi yollardan bir gayret içerisine girdiler. Bu konuda diplomatik teamüller tamamen ayaklar altına alındı ve şimdiye kadar şahit olmadığımız bir tablo ortaya çıktı. Seçim sürecini ve sonuçlarının sıhhati için AGİT gözlemci gönderdi. Ama ne gözlemci? Güya seçim sonucunu tarafsız bir şekilde rapor edecek olan bu gözlemcileri tek tek inceledik. Tamamı Türkiye karşıtı tutumları ile bilinen ve bunu gizleme ihtiyacı bile duymayan şahıslar. ABD'ye gelince seçim sonuçları için bir yorum yapmak için AGİT raporunu beklediğini söyledi. AGİT'in Mısır'da yapılan ve her yönü ile gayri meşru olan ve güya Sisi'nin kazandığı seçimin meşruiyetini ifade ettiğini hatırlayalım. Ortadaki tablo bu!
Seçimin istedikleri şekilde sonuçlanmaması üzerine küresel şer güçler bu sefer seçim sonuçlarını manipüle etmeye ve tartışmaya açmaya çalışmaktadır. Aslında bu yolla kurumların aldığı kararların tartışılmasına zemin hazırlanmaya çalışılmaktadır. Bir ülkede alınan her kurumsal karar tartışılıyorsa, bu kaosa zemin hazırlama demektir. Seçim sonuçları üzerinden sokakların hareketlenmesi ve yeni bir Gezi Olayları kalkışması hazırlanmak isteniyor. Hatta Batı'da bazı gazeteler hala böyle bir sürecin başlamamış olması karşısında şaşkınlıklarını ifade ediyorlar.
Seçim sonuçları çok basit gerekçelerle manipüle edilmeye çalışılmaktadır. Evet ve hayır oyları arasında çok az bir fark ( %51,4 evet, %48,6) olduğu gerekçesi ile bu sonucun toplumu böldüğü ve yarısının bu değişikliğe karşı olduğu gerekçesi ile referandum kararlarını uygulanmaması tezi işlenmektedir. Bu tez üzerinden de sokaklar karıştırılmak istenmektedir. Bu kaos çığırtkanlığının da tellallığını CHP ve bu zihniyetin temsilcileri yapmaktadır. Her seferinde seçimlerden yenilgi ile ayrıldıklarında türlü bahanelere sarılan CHP, bu sefer uluslararası mihrakların desteği ile garip tezleri üzerinden sokakları karıştırmak istemektedir.
Referandumdaki oy oranları üzerinden yapılan manipülasyon üzerine Avrupa'da yapılan seçim ve referandumlardaki oy oranlarını araştırdık. Aşağı yukarı Türkiye'dekine yakın oranların çıktığını gördük. Arada fazla bir fark olmadığı halde, kimse bunu tartışma konusu yapmamıştır. Türkiye, İngiltere, Hırvatistan, İsviçre, Polonya, Moldova, Danimarka ve Avusturya'da yapılan seçim sonuçlarına baktığımızda aşağı yukarı benzer oranların söz konusu olduğunu görmekteyiz. 8 farklı ülkenin referandum oylamalarında oy oranlarının yüzde 53'ü aşmadığı görüldü. Ancak bu ülkelerde sonucun "tartışmalı" olacağı düşünülmedi. Kurallar bellidir. % 50+1 sonucu kazanmak için yeterlidir. O halde kurallar belli olduğu halde halkın tercihinin tartışmaya açılmasının iyi niyetli bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz. Avrupa'nın bu tavrının iyi okunması lazımdır. Maksat, Türkiye'de bir kaosun çıkması için seçim sonuçlarını kullanmaktır. Her kesimden ve düşünceden olan insanımızın bunu görmesi ve halkımızın aldığı karara saygı göstermesi icap eder. Şimdiden tüm kesimler seçimleri kazanmak için enerjilerini cumhurbaşkanlığı seçimine harcarlarsa daha isabetli bir iş yapmış olurlar.