Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi modelini öngören anayasa değişikliği teklifi yüzde 51.40 oyla kabul edildi.
Hayırlı ve uğurlu olsun inşaallah!
Sonuçları itibarı ile birçok mesajı bünyesinde barındıran bu seçimlerden herkesin gereken dersi çıkarması gerektiğini temenni ediyoruz.
HÜDA PAR olarak memleketin hayrı ve milletin selameti yönünde hiçbir pazarlığın içine girmeden tarihsel bir duruş sergiledik.
Yönetimle alakalı bir değişikliğin ilk kez Batı'ya rağmen ve sivil siyaset eliyle yapılmasını değerli gördük ve buna destek verdik.
Bölgesel ve küresel vesayet ile ülke üzerindeki yüz elli yıllık vesayetin geriletilmesinde kilit bir rol üstlendik.
Özellikle Kürt coğrafyasındaki seçim sonuçlarına yönelik yapılacak sağlıklı bir değerlendirme ile mesele anlaşılmış olacaktır.
Sonuçların netleşmesini müteakip Sn. Erdoğan'ın Güneydoğu'da çok ciddi değişim ve dönüşüm yaşandığını vurgulayan şu sözleri önemlidir:
"Verilen tüm oylar, elbette önemlidir ama özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki oyların ayrıca önemli olduğunu da burada vurgulamak isterim. Partilerin halk oylamasındaki pozisyonlarını dikkate aldığımızda, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki tüm illerde 10 ila 20 puanlık artışlar olduğunu görüyoruz. İnşallah bu sonuçlar, ülkemizin önünde yeni bir dönemin başladığının da müjdecisi olacaktır. Buradan ülkemizin tamamıyla birlikte bu bölgedeki vatandaşlarımıza tercihlerini ülkemizin birliğinden, beraberliğinden, kardeşlikten yana kullandıkları için hasseten şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum."
Bu sözlerin içi mutlaka doldurulmalı ve bu halkın İslami, insani, vicdani ve ahlaki olan hak taleplerinin daha fazla sabote ve istismar edilmesine fırsat verilmemelidir.
Milliyetçi söylem ve savaş dilinin Batı'da kazandırmadığı gibi Doğu'da da kaybettirdiği zinhar görülmeli; dil ve kimlikle ilgili taleplerin karşılanması için bir yol haritası oluşturulmalı ve çok gecikmeden kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Kayyumlar ve operasyonlar üzerinden Kürt coğrafyasında "Evet" lehine çok iyimser beklentiler içerisinde olunmasına dair yaklaşımların gerçeği yansıtmadığı da ortaya çıktı.
"Evet, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ama mevcut durumla çok büyük beklentilerin de içine girmemek gerekiyor." dedik hep.
Devlet, Kürt meselesinde vasat bir bakış açısına bir türlü sahip olamıyor.
Ya tamamen güvercin ya da şahin.
Oysa Kürt halkının 7 Haziran seçimleri sonrası duruşu çok netti.
Örgüt ve uzantıları tarafından tehditler eşliğinde yapılan çukur, barikat ve şiddet çağrılarının hiçbirine itibar etmedi.
Dil ve kimlikle ilgili taleplerinden vazgeçmediğini ise bu referandumda açıkça ortaya koydu.
15 Temmuz'da olduğu gibi halk bir kez daha görevini yapmış, bundan sonrasını siyasete bırakmıştır.
Halkın beklentileri doğrultusunda anayasanın tümden değişmesi, siyasi partiler ve seçim kanunlarında yapılacak değişiklikle seçim barajının kaldırılması dâhil, her türlü sorunun çözümü, siyasetin bu halka karşı namus borcudur.
Hükümet ve özellikle Sn. Erdoğan bundan sonraki adımlarını “Adalet, Meşveret, Liyakat" esaslarına göre atmalıdır.
HÜDA PAR sahip olduğu oy oranı, parti disiplini içindeki kararlı tutumu ve kararsız kitlelere güven telkin edip onları harekete geçirebilme potansiyeli ile yapılacak her hayırlı işe yine hesabî olarak değil, hasbî olarak “Evet” diyecektir.
Sözümüzün arkasındayız:
“Evet” dedik; “Evet”in takipçisi olacağız!