İngiltere’de yayımlanan Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, Mısır’da cumartesi günü Mursi yanlılarına yönelik güvenlik güçlerinin gerçekleştirdiği katliamın görgü tanıklarıyla konuştu. Bir yıl kadar önce seçimle göreve gelen ve askerî darbe ile 3 temmuzda devrilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi taraftarlarının toplandığı başlıca mekânlardan olan Rabaa camiinin yakınındaki hastaneye kanlar içinde kalmış 37 ceset getirilmişti. Bu hastaneye giden Fisk, binaya girdiği anda gördüklerini şöyle anlattı:
“General Sisi’nin niyeti neydi?”
“Ayman Huseyni duvarın dibinde yatıyordu. Kapının hemen solunda, üzerinde Halid Abdul Nasser yazan bir kefen. Odada 37 ceset vardı. Doktorların gömlekleri de kanlar içindeydi. Bizim ayakkabılarımızın da kan içinde kalması uzun sürmedi... Rabaa camiinin yakınındaki bu hastane, kadın ve erkeklerin gözyaşlarıyla doluydu. Bir doktor bana, ‘Onlar aydınlıktadır. Allah katındadır. Biz sadece gölgedeyiz’ dedi...
Ölenlerin çoğu yüzünden vurulmuştu. Bazıları gözlerinden ve bir kısmı da göğsünden... Sırtından vurulan sadece bir kişi gördüm. Bana gösterilenlerin çoğu sakallıydı. Bu bir katliam mı? Kesinlikle.. General Abdülfettah el Sisi’nin, cuma günü Mısırlılara (terörizmle mücadele için) destek çağrısı yaptığında niyeti neydi acaba?
Bu insanlar şafaktan birkaç saat önce öldürüldü. Herkes, Muhammed Mursi’nin lideri olduğu İhvan yanlılarının üzerine, polisin önce plastik mermilerle daha sonra gerçek kurşunlarla ateş açtığını söyledi. 23 yıl önce bir radikal İslamcı tarafından öldürülen Devlet Başkanı Enver Sedat’ın anıt mezarının ve caminin yakınlarında yürüyorlardı... Ateşi ilk kim açtı? Benim gördüğüm ölülerin hepsi Müslüman Kardeşler üyesiydi ya da onların arkaşları veya aileleri.. Hiç ölü bir polis görmedim.
Müslüman Kardeşler (İhvan), bu insanların silahsız olduğunu açıkladı. Bana hastanenin yolunu tarif eden, cami yakınındaki otopark görevlisinin elinde kalaşnikof tüfek görmüştüm ama, bu açıklama doğru olabilir... O, buralarda gördüğüm tek silahlı adamdı.”
“Bu onları terörist yapmaz”
“Ahmed Habib isimli bir doktor, hayatı boyunca bu boyutta bir katliam görmediğini, iki haftalık tıbbi malzemeyi birkaç saatte tükettiklerini söyledi. Doktorların çoğu hayat kurtarmak için sabaha kadar çabaladıktan sonra bitkin halde morga dönmüş odanın önünde uyuyordu. Ölenlerin hepsinin Müslüman Kardeşler’den olduğu söylendi. Bu, onları terörist yapmaz. Sisi’nin çağrısından sonra bazı arkadaşlarıma Kahire sokaklarında kan akacağından korktuğumu söylemiştim. Bir yabancı olarak, yaşanacakları ben tahmin edebilirken, El Sisi’nin bir general olarak bunu görememesi bir soru işareti...”