ŞIRNAK - Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu (Roboski) köyünde TSK'ya ait savaş uçaklarından atılan bombalarla 34 sivil insanın katledilmesinin üzerinden tam bir yıl geçti. Bu uzun süre zarfından çok şey konuşuldu, yazıldı, çizildi, ancak bir arpa boyu yol kat edilmedi.
Olayın yıldönümü nedeniyle evlatlarının mezarı başında toplanarak dua eden Roboski anneleri, İlke Haber Ajansına konuştular.
Mehmet Ali Tosun'un Annesi Fadile Tosun: Biz adalet istiyoruz. Benim 7 tane çocuğum var. Sağ olduğumuz sürece davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Biz sadece adalet ve barış istiyoruz. Bu sınır bizim ekmek kapımızdır, gelirimizdir, ekmek paramızdır. Önce serbest ettiler, gidin ticaretinizi yapın dediler. Bizde gittik, başımıza bu felaket geldi. Babalarımız, dedelerimiz bu yolda geçimlerini sağlayıp ekmek kazanıyorlardı. Hayatımız bu yolda geçti. Başka yapabilecek işimiz yok.
Şervan Encü'ün Annesi Leyla Encü: Öncelikle buraya kadar geldiğiniz için Allah sizlerden razı olsun. Çocuklarımızın katledilmesinin üzerinden bir yıl geçti ve Başbakan hiçbir şey yapmadı. Gazete ve televizyonları izlemekten gözlerimiz yoruldu. Çocuklarımız terörist değildir, bizim çocuklarımız öğrenciydi. Bunu dünya âlem biliyor. Sınıra sadece ekmek parası kazanmak için gidiyorlardı. Biz Başbakanlıktan gelen tazminatı istemiyoruz. Bizim çocuklarımız satılık değil. Kaymakam ziyarete gelince ona saldıran 7 kişi nezarete atıldı. Neden bizim çocuklarımızın failleri yakalanmıyor.
Selam Encü Annesi Semire Encü: Başbakan sadece gülsün başka da bir şey demiyorum. Önceki gece konuşmalarını dinledim, öyle olmadığını kendisi de biliyor, ama sürekli PKK'lılar diyor… Eşini buraya gönderdi, biz onu ağırladık ve elini göğsüne koydu ve 'Bende anayım, o failleri bulacağım' dedi. Hani nerede failler… Alay Komutanı, pilotlar, Necdet Özer ve Başbakandan davacıyız. Elimizden bir şey gelmiyor, sadece onları Allah'a havale ediyoruz. Nadir Alma'nın kız kardeşi Selma Alma: Hiçbir şekilde failler belli olmadı, hiç kimse cezalandırılmadı. Zaten buradan da anlaşılıyor ki Türkiye'de adalette çifte standart uyguluyor. Bizim acılarımız ilk günkü gibi taze. Başbakan çıkıp 'Onlar sivil değil terördüler' diyor. Benim ağabeyim geçen senelerde askerliğini bitirdi. Kesinlikle bu olayı bir leke ile kapatmak istiyor. Ama biz hiçbir şekilde bunun peşini bırakmayacağız. Failler cezalandırılana kadar davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Salih Ürek, Bilal Encü hepsi bizim arkadaşlarımızdı. Aynı sırada oturuyorduk. Hatta okuldan birlikte dönerken gittiler. Vicdansızca parçalandılar.
Cemal Encü'nün Annesi Hazal Encü: Benim oğlum öğrenciydi. Lise son sınıfta okuyordu. Ey Başbakan yazık değil mi? 1 yıl oldu sen kalkıp faillere ödül veriyorsun. Gidip Antalya'ya gönderiyorsun. Biri bir polise taş atarsa 20 yıl ceza veriyorlar. Neden 34 kişinin katilerini bulunmuyor. Başbakan ne zaman konuşursa yaramızı deşiyor. Yaramızdan kan akıyor. Müslüman değil mi? Bunlar öldüğü zaman Doğu ve Güneydoğu'da 3 gün yas ilan edildi. Onlar ne yaptı? Yılbaşını kutladılar. Biz onların kimliklerini ceplerimizde taşımıyor muyuz? Hani nerede adaleti, O kimlikleri ona geri iade edip buralardan göç edip gideceğiz.
Erkan Encü'nün Annesi Felek Encü: Benim oğlum da öğrenciydi. 7. Sınıfa gidiyordu. Başbakanın açıklamalarına bakıyoruz, biraz teselli bulalım diye, ama bakıyoruz ki yaramız daha da kanıyor. Adalet Roboski'ye gelmeyene kadar kalkıp oturup Roboski diyeceğiz. Merak etmesin Roboski'yi unutturmayacağız. Amerika'da katledilen o çocuklar için 7 gün yas ilan edildi, bayraklar yarıya indirildi. Başbakan neden yas ilan etmedi. Biz sadece faillerimizi istiyoruz. Bu kadar insanın önünde yakalayıp hapse koysun. Bizimde içimiz rahatlasın. Mademki herkes kardeştir diyor.
Aslan Encü'nün Annesi Zahide Encü: Biz sağ olduğumuz müddetçe failleri arayacağız. 34 tane aslanlarımız hepsi İnşaallah cennette şuan oturuyorlar. Acaba Başbakan ve failler nerede oturacaklar.
Osman Kaplan'ın oğlu Özkan Kaplan: 1 yıl oldu, ama failleri bulunmadı. Biz 5 kardeşle yetim kaldık. En büyüğü benim, 11 yaşındayım. 6. Sınıfa gidiyorum. Amcalarım bizlere bakıyor. (Abit Dündar Muhammet Müldür -İLKHA)