Bir kaç gündür bazı özel TV kanallarındaki ahlaksız dizi ve programlar ve RTÜK’ün bu TV’lere verdiği cezalar gündemdedir.
Öncelikle şu hususun altını çizmek gerekir ki; TV’lerde yayınlanan ahlaksız diziler, filimler ve programlar toplumumuzun ahlaki yapısını bozmak için kurgulanan birer sosyal mühendislik projesidir.
Bu proje ile amaçlanan ise; İslam ahlakımızı ve müslüman aile yapımızı bozmak, kurdukları projeler çerçevesinde neslimizi şekillendirmek ve aile yapımızı zir u zeber etmektir. Bunu da büyük ölçüde başardılar.
Önce inanç, ahlak, namus ve izzet gibi erdemli hasletleri gericilik ve kabalık olarak gösterdiler. Sonra uyuşturucu, şiddet, mafya ve ahlaksız ilişkileri normal gösterme, hatta bunlara özendirme gayreti içine girdiler.
Derken, bir taraftan aile kurumundaki bağlar gevşedi, boşanmalar ve ahlaksız ilişkiler normalleşti ve “herkes istediği gibi yaşama hakkı vardır” algısı körpe dimağların bilinçaltına yerleşti. Diğer taraftan uyuşturucu kullanımı, şiddet ve mafyavari çeteler kurmak gençlerimizin idolu oldu. Böylece kısa bir zaman diliminde toplumumuzun sosyal yapısı kendiliğinden değişiverdi.
İnsanlığa numune olan Müslümanların aile hayatı bitme noktasına geldi. “Dünyadaki cennet” olarak tabir edilen mutlu aile kurumu, yerini psikolojik travmalar yaşayan ebeveynler, gençler ve çocuklara bıraktı. Artık ne kadın eşini, ne kardeş abla ve ağabeylerini, ne de evlat ebeveynlerini dinlemez ve umursamaz hale geldi.
TV’ler üzerinden işlenen bu süreç 40 yıldır devam ediyor. Her yıl bir önceki yıla göre daha profesyonel ve daha titizlikle aile kurumu tahrip ediliyor. Böyle devam ederse birkaç yıla kalmaz tıpkı Avrupa gibi Türkiye’de de aile kurumu diye bir şey kalmaz.
Peki, aile kurumumuzu doğrudan hedef alan bu projelere karşı neden ciddi önlemler alınmıyor?
Türkiye’de faaliyet gösteren tüm Radyo ve televizyonların yayınlarını denetlemekle görevli olan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ne işe yarıyor?
Başta belirtelim ki, Cumhuriyetin kuruluşuyla yönünü batıya çeviren Türkiye’de, kurulmuş bir düzen var ve bu düzen tıkır tıkır işlemeye devam ediyor.
Kim iktidar olursa olsun, lokal düzeydeki bazı düzenlemeler dışında bir şey yapmadığı veya yapamadığı gerçeği ortadadır. Yoksa basit bir yasa değişikliği ile toplumumuzun kaderini değiştiren hamleler pekâlâ yapılabilir.
Bazı TV kanalları yapacakları ahlaksız program, dizi ve yayınlarla aile kurumumuzu hedef alacak, bu TV’leri denetlemekle görevli olan RTÜK’te ya onları uyaracak ya da caydırıcılığı olmayan cezalarla konuyu geçiştirecek. Sonra da “gereken yapıldı” diye açıklamalar yapacak.
Beyler! Aile kurumu elden gidiyor. Geleceğimiz olan çocuklarımız elden gidiyor. Bir bütün olarak toplumumuz elden gidiyor. Bunun müeyyidesi “Uyarı”, “Şu kadar gün kapatma kararı” veya “para cezası” ile geçiştirilemez.
Siyasi parti temsilcileri olan RTÜK üyelerinden de bundan başka da bir şey beklenmez doğrusu.