HÜDA PAR Genel Başkanı İshak Sağlam, dış gündemin öne çıkan başlıklarını değerlendirdi.
Sağlam, yaptığı haftalık dış gündem değerlendirmesinde; Moskova’da gerçekleşen Erdoğan-Putin zirvesi, Avrupa’nın insanlık dışı göçmen politikası ve Afganistan’da ABD-Taliban arasındaki anlaşmaya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan-Putin Zirvesi
Erdoğan-Putin arasında gerçekleşen İdlib zirvesini değerlendiren Sağlam, "Moskova’da Erdoğan ve Putin arasında gerçekleşen İdlib zirvesinden ateşkes kararı çıkması sivillerin güvenliğinin sağlanması açısından önemlidir. Yaşanan son çatışma ve gerginliklerden sonra bir kez daha müzakere masasına dönülmüş olması, askeri yöntemlerin çözüm olmadığını bir kez daha göstermiştir. Zirvede güvenli koridor, ayrım gözetilmeksizin ihtiyaç duyan herkese insani yardım ulaştırılması ve siyasi çözümün desteklenmesine yönelik alınan kararlar Suriye’de iç savaşın sonlanması açısından umut vaat etmektedir. Ancak bölgede daha önce 13 kez ilan edilen ateşkesin ihlal edildiği gerçeği göz önünde bulundurularak garantör ülkelerin ateşkesin korunması için azami özen göstermesi gerekmektedir." dedi.
"Askeri çözüm yolları ötelenerek siyasi çözüm esas alınmalı"
Siyasi çözüm önerisini yineleyen Sağlam, "Garantör ülkeler, mutabakata uygun olarak ateşkesi kalıcı hale getirmek için sorumluluklarını yerine getirmeli, güvenli geri dönüş ve insani yardımların ayırt edilmeksizin tüm sivillere ulaştırılmasını sağlamalıdır. Ateşkes süreci ülkede siyasi müzakerelerin yeniden başlaması için değerlendirilmeli, askeri çözüm yolları ötelenerek siyasi çözüm esas alınmalı ve yeni anayasa hazırlanması çalışmalarına ivme kazandırılmalıdır." ifadelerini kullandı.
Avrupa’nın göçmen politikası
Avrupa’nın göçmen politikasını değerlendiren Sağlam, "Ekonomik buhran, iç savaş, dış müdahale gibi sebeplerle Avrupa ülkelerine göç etmek zorunda kalan göçmenler kötü muamele ve ırkçı saldırılar ile karşı karşıya bırakılmıştır. Medeniyet ve insan hakları propagandası yapan Avrupa ülkeleri, ırkçı saldırıları teşvik etmiş ve birçok göçmenin yaşamını yitirmesine sebebiyet vermiştir. Bazı Avrupa ülkelerinde umut yolculuklarında mahsur kalan göçmenleri kurtaranlara dahi cezai yaptırım uygulanmaktadır. Son olarak Yunanistan, Avrupa’ya ulaşmak isteyen mültecilere fiziksel şiddet uygulamakta, hatta silahla vurup öldürmektedir." dedi.
"İşkenceci rejimlerin Uluslararası Ceza Mahkemesince yargılanması sağlanmalıdır"
BM’nin ikiyüzlü politikasını da sert dille eleştiren Sağlam, "İnsanlığa karşı suç işleyen, temel yaşam hakkını ihlal eden Yunan makamlarına yönelik hukuki bir yaptırımın uygulanmaması BM’nin işlevsizliğini ve insan hakları konusundaki ikiyüzlü politikalarını ortaya koymaktadır. Umut yolculuğunda ölüm, kötü muamele, açlık ve hastalık gibi sorunlarla baş başa kalan yüzbinlerce göçmen için tüm uluslararası kuruluşlar harekete geçmeli, göç veren bölgelerde siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanması için katkıda bulunmalıdır. Refah umuduyla ölüm yolculuğu gerçekleştiren göçmenler sağ popülist yönetimlerin insafına terkedilmemeli, işkenceci rejimlerin Uluslararası Ceza Mahkemesince yargılanması sağlanmalıdır." çağrısında bulundu.
Afganistan’da ABD-Taliban anlaşması
Afganistan’da ABD ve Taliban arasındaki anlaşmayı da değerlendiren Sağlam, "Afganistan’a 'Barışı Geri Getirme' adı ile Afganistan ve ABD arasında Doha’da imzalanan anlaşma ile sorumlulukların yerine getirilmesi halinde ABD ve koalisyon güçleri askerlerinin 14 ay içinde ülkeden çekilmesi öngörülmektedir. İki yıldır devam eden ve defalarca sabote edilen görüşmeler anlaşma ile neticelense de anlaşmanın hemen akabinde karşılıklı saldırıların düzenlenmesi Afganistan için öngörülen barış için tarafların sorumluluklarını yerine getirmediğinin kanıtıdır." dedi.
"Afganistan yönetimi ve Taliban, ülkenin istikrara kavuşması için öncelikle iç barışı sağlamalı"
Son olarak Afganistan yönetimine ve Taliban’a çağrıda bulunan Sağlam, "Obama döneminden bu yana Irak ve Afganistan’dan asker çekmeyi vaat eden ABD yönetimi, bölgede asker artırımına gitmiş ve istikrarsızlığı derinleştirici saldırılar düzenlemiştir. İşgalin başladığı 2001 yılından bu yana ABD’nin Afganistan’da gerçekleştirdiği saldırılarda onbinlerce sivil katledilmiş, ülke rejimi siyasi ve askeri olarak bağımlı hale gelmiştir. Bundan sonraki süreçte ABD’nin anlaşma gereğince sorumluluklarını yerine getirmesi mümkün görünmemektedir. Bu açıdan Afganistan yönetimi ve Taliban, ülkenin istikrara kavuşması için öncelikle iç barışı sağlamalı, karşılıklı ateşkes ilan edilmelidir. İç barışın sağlanmaması halinde istikrarsızlık ve dış müdahalenin önüne geçmek mümkün olmayacaktır." şeklinde ifade etti.
İLKHA