Sağlık-Sen Genel Başkanı Durmuş: "Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kabul edilemez"

Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde sağlık çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen saldırıya tepki göstererek hastane önlerinde önlemlerin arttırılması gerektiğini söyledi.

Silahlı kavgada yaralanan ve tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden kişinin yakınları tarafından Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisinde sağlık personellerine yapılan saldırı, sağlık çalışanlarına karşı şiddetin tekrar gündeme gelmesine neden oldu.

Şiddetin her türlüsüne karşı olduklarını aktaran Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, İLKHA'ya yaptığı açıklamada, şiddeti önleyici yaptırımların caydırıcı olması gerektiğini belirterek şiddet olaylarının yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini ifade etti.

"Sağlıkta şiddetin ortadan kaldırılması ve yasal düzenlemelerin yapılması için ciddi adımlar atıldı"

Sağlık-Sen olarak sağlıkta şiddete yönelik ciddi çalışmalar yaptıklarını aktaran Durmuş, "Sağlıkta şiddete yönelik Meclis'te bir komisyon oluşturuldu ve sağlıkta şiddetin ortadan kaldırılması için alınması gereken bir dizi tedbirlerin ve yasal düzenlemelerin yapılması için ciddi adımlar atıldı. Atılmış olan adımlar önemli adımlardır. Şiddet uygulayan insanlara karşı yasa çıkarıldı. Şiddet uygulayan insanların cezalarının önemli derece de artırılması sağlandı. Tutuklu yargılanmalarıyla ilgili kararlar alındı. Sağlık çalışanlarına yönelik bir şiddet uygulandığında sağlık çalışanı davacı olmadan da kamu davası olarak takip noktasında kararlar alındı. Şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının ifade vermeye karakola gitmeden, çalışmış olduğu yerden ifade verebilmesi kolaylığı sağlandı. Beyaz kod uygulaması ile 113'ü arayarak şiddet vakasını bildirmesi gibi bir sürü önemli tedbirler alındı." dedi.

"Hastane giriş ve çıkışlarında güvenlik önlemleri arttırılmalıdır"

Yapılması gereken en önemli işin; şiddetten önceki evre ile alakalı birtakım tedbirlerin alınması olduğunu ifade eden Durmuş, "Hastane giriş ve çıkışlarında güvenlik önlemleri arttırılmalıdır. Hastanelere silah, bıçak ve bu tür kesici, delici ve öldürücü aletlerle girmek mümkün olmamalıdır. Keçiören'de yaşanan hadisede de silah söz konusuydu. İnsanlar silahı görünce çok korkuyor. Bunun için hastanelere silah ve bıçak gibi aletlerle girilmesi önlenmelidir. Şiddet uygulayan kişilere verilen cezaların hapis cezalarından ziyade oralarda görev yaparak oradaki atmosferi yaşamasının insanların bilinçlenmelerine önemli bir katkısının olacağını düşünüyoruz. Türkiye'de birçok alanda örneklerini gördük ve bu tür cezalar verilen insanların daha fazla hassasiyet göstermesine neden oluyor. Neticede bunlar bizim insanlarımız… asacak kesecek değiliz. İnsanları topluma kazandırmak zorundayız. Şiddet hepimizin ortak sorunu ve toplumda şiddeti bütün kesimlerden kaldıracak çalışmalar yapılmalıdır." ifadelerini kullandı.

"Avrupa'da bu tür hadiselerde kişilere ciddi manada para cezası veriliyor"

Avrupa'da da şiddet vakalarının olduğunu aktaran Durmuş, "Avrupa'daki şiddet vakalarını ülkemiz ile kıyasladığınızda bizden düşük olan yerlerdeki en önemli sebep cezalarının çok ağır olması ve bunun bütün vatandaşlar tarafından bilinip içselleştirilmiş olmasıdır. Birisine bir tokat atıldığında bunun karşılığında çok ciddi cezalar alacağını insanlar biliyor. Hapis cezasının yanında parasal cezalar veriliyor. Bankadan parasını çektiğinde şiddet uyguladığından dolayı maaşından belli bir miktarın kesilmiş olması insanların bu konudaki bilinçlerinin devamlı diri kalmasını sağlayan önemli bir etkendir. Şiddet olmadan önce şiddeti önleyecek önemli duyarlılıkların oluşturtulacağı bir çalışmanın da STK, bakanlık ve hükümet tarafından ortak bir şekilde geliştirilmesi gerektiği kanaatindeyim." dedi.

"Haziran ayından bu yana 66 şiddet vakası var ve 143 sağlık çalışanımız zarar görmüş"

Her ay sağlıkta şiddet raporu yayınladıklarını ifade eden Durmuş, "Haziran ayından bugüne kadar 66 şiddet vakası olmuş. Sağlık çalışanlarının fedakârlığının zirve yaptığı bir süreçte tüm kamuoyunun bu konudaki duyarlılığının arttığı bir süreçte bile şiddet vakaları azalmıyor. 66 şiddet vakası var ve 143 sağlık çalışanımız zarar görmüş. Bu olaylarda sağlık çalışanları zarar görüyor. Elbette ki şiddete götüren sebepler var ama insanlar acı yaşadıklarında bu acılarının dışa vurumu, hastane koridorları veya acillerde olmamalıdır. Elbette insanların acısı var. Empati yapıldığında çok zor bir süreç ama bu zor süreç karşısında hiç kimsenin o hastanenin camını çerçevesini kırmaya ve sağlık çalışanlarına saldırmaya, tehdit etmeye, zarar vermeye ve yaralamaya hakkı yok." şeklinde belirtti.

"Sağlık çalışanlarının canla başla çalıştıklarını görüyorsunuz"

Sağlık çalışanlarının hayat bahşetmediğini ancak insanları hayata bağlamak için bütün mesleki bilgilerini uyguladıklarını aktaran Durmuş, konuşmasının devamında şunları aktardı:

"Ne yaparsanız yapın hiç kimseye hayat bağışlamak gibi bir lüksümüz yok. Birileri hayatını kaybettiğinde suçlu olarak sağlık çalışanları görülmemelidir. İhmal olması gibi bir durum söz konusu değildir. Sağlık çalışanlarının bilerek ve isteyerek başkanlarına zarar vermesi gibi bir durum asla söz konusu değildir. Sağlık çalışanlarının canla başla çalıştıklarını görüyorsunuz. Keçiören'de bir hadise vuku buldu, Konya Karaman'da da benzer bir hadise vuku buldu. Sokaktaki bir kavga sonrası pompalı tüfek ile hastaneye gidip hasmına ateş edebiliyor. Bu olayda sağlık çalışanlarına bir şey olmazken polisler yaralanıyor. Adam pompalı tüfek ile hastanenin içinde kurşun sıkıyor. Bunlar kabul edilebilir şeyler değildir. Sağlık çalışanlarının eksikliği ve yanlışı olursa şikâyet mercileri ve mekanizmaları var. Vatandaşların sağlıkta uğradığı mağduriyetlere karşı her türlü merciye başvurabilme ve sıkıntılarını çözme hakkı var. Hasta hakları birimleri kurulmuş ayrıca başhekim ve idareciler var. Bir hata oluşmuş ise mutlaka bunun telafisi mümkündür ve çözülür. İnsanımızın bu noktada katkı sunması gerekir."

"TV dizilerinden şiddet sahnelerinin çıkarılması gerekir"

Son olarak Durmuş, "Şiddet bizim, toplumumuzun bütün kesimlerinin ortak sorunudur. Bizim tüm kesimlerde şiddetin ortadan kaldırılmasıyla alakalı ortak çalışmalar yapmamız ve bu noktada en küçüğünden en büyüğüne kadar belli bir bilinç düzeninin oluşması gerekiyor. Bu konuda basın kuruluşlarına da televizyon organlarına da çok büyük görevler düşüyor. Televizyon dizilerinde hastanelerde sahnelenmiş olan görüntüler kişilerin zihninde şiddet uyguladığında kahraman olacakmış gibi algılar oluşturuyor. Bu nedenle bu tür sahnelerin dizilerden çıkartılması gerekir. Toplumda gerçekten barış, birlik ve kardeşliğin, anlayışın ve hoşgörünün hâkim kılınacağı zeminlerin oluşturulması gerekiyor diye düşünüyoruz." dedi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Aralarında Diyarbakır'ın da olduğu 19 ilde PKK/KCK'ya operasyon: 40 gözaltı
İnternette şiddet her yerde, çocuklar nasıl korunmalı?
HÜDA PAR: Zalimlerin pençesinde inleyen mazlumlar için tüm insanlığı harekete geçmeye çağırıyoruz
Hizbullah Cemaati’nden Suriye’deki gelişmeler ile ilgili mesaj
Aralarında Diyarbakır'ın olduğu 20 ilde uyuşturucu operasyonu: 34 tutuklama