Ramazanda seher vaktinde yenilen yemeğe “sahur” ismi verilir. Hadislerde Peygamber (sav) sahuru çok övmüştür. Hiç şüphesiz bu övgünün çok özel bir hikmeti vardır.
Sahur, seherden gelir. Seherin bir manası da akciğerdir. Öyle ya seher gecenin nefesidir. Gecenin nefeslenmesidir. Bu nedenle Hak Teâlâ “ant olsun sabaha soluklandığında” (Tekvir:18) buyurur. Gerçekten insanın akciğeri onun seheridir. Akciğer nefeslendikçe seher olur. Soluklandıkça insan nefs olur, nefis olur. “Nefes tüketenler bunun için nefeslerini harcasınlar”(Mutaffifin:26) ayeti de başka bir vecihten bunu beyan ediyor.
Hak Teâlâ, seherde sahur ile insan ve kâinatın aynı anda nefeslenip soluklanmasını müşahede ediyor. Gece, seher olmazsa adeta nefessiz kalıp boğulacak. Onun için hiçbir zaman gece nefessiz kalmaz. Mutlaka nefes alması gerekiyor. Yoksa kâinatın soluğu kesilir.
İş bu kâinatın ciğeri nefese muhtaçsa insanın ciğeri haydi haydi buna muhtaçtır. İşte bu şekilde Müslümanlar sahur ile bunu öğreniyor. Bunun egzersizini yapıyor. Allah'ın emriyle kâinat soluklandığında varlık ortaya çıkıyor. İnsan soluklandığında da hayatın tadı ve manası oluyor. Sahuru olmayanların ciğeri büzülür. Ciğeri olmayanın seheri olmaz. Var görünse bile bu bir sihirdir. Asılsızdır. O halde insanın bir varlık göstermesi için soluklanması gerekir. Bunun da en güzel nişanı sahurdur.
Seher ve sihir de aynı köktendir. “Ta fecrin beyaz ipliği siyah iplikten size seçilinceye kadar yiyin, için…”(Bakara:187) buyrulur. Buna göre sihir beyaz ipi siyah, siyah ipi beyaz göstererek orucun ifsat edilmesidir. Burada Hak Teâlâ sahurda yenilen yemeğin sihir bozma vasfına dikkat buyuruyor. Sahurda Müslümanlar, siyah ip ile beyaz ipi birbirine dolayarak fecirlerine mani olan sihri nasıl bozacaklarını öğreniyor. Bugün Müslümanların en çok muzdarib olduğu konu bu manadaki sihirdir. Beyaz ip ile siyah ipin birbirlerine dolanmasıdır. Bu da fecrin sökmesine mani oluyor. Fecrin yalancı fecir olmasına sebep oluyor.
Seher vaktindeki sahurla Müslüman, sihir bozucu oluyor. Beyaz ip ile siyah ipi hakiki hal üzere yakinen tanımış oluyor. Bu da onun ciğerinin sahte kimseler tarafından büyülenmesine engel oluyor. Bilakis kendisi insanları mest eden, onları şaşırtan büyüleyici bir kabiliyete, muhakeme gücüne sahip oluyor.
Ciğersizin biri sahurun hikmetini göz ardı ederek sürekli sahur ve imsak vaktiyle uğraşıyor. Büzülmüş ciğeriyle sahura ayar çekmeye kalkışıyor. Kesik nefesiyle büyüleyici olacağını zannediyor. Seherin ciğerle bağlantılı olduğunu nereden bilsin. Onun ciğeri büzülmüşse ne diye başkalarıyla uğraşıyor?
Gecenin nefesi seherdir. Varlık böyle ortaya çıkıyor. Eğer gece nefesini tutsa hiçbir zaman varlık ortaya çıkmazdı. Fakat gece nefessiz kalmaya dayanmıyor. Mutlaka nefes almak, soluklanmak (sahur) istiyor. Güzelliğin ve hayatın ortaya çıkmasını istiyor. Bunun gibi Müslüman da sahurla birlikte ciğerini büyütüyor, soluklanmaya hazırlanıyor, nefesiyle nefsini terbiye ediyor. Etrafına bir ruh ve soluk oluyor, nefes oluyor.
Birileri sihirleriyle Müslümanların iplerini birbirine dolayarak gerçek fecre mani olacağını düşünüyor. Beri tarafta başkaları dâhilde ciğerlerini bize büyük göstererek kendilerinin ümmete soluk olacaklarını zannediyor. Sihirli sözlerle seherimize ayar vermeye kalkışıyorlar. Tarihte kalmış ve artık hiç bir etkisi olmayan kokmuş nefeslerle üstümüze çöken karanlığı dağıtacaklarını iddia ediyor. Unutmamak gerekir ki seher geçmişte değil gelecektedir. Dikkati geçmişe çevirerek bize seher gibi gösterdikleri şey ancak sihirdir. Geçmişin ciğeri geleceğin nefesi olmaya kadir olabilir mi? Heyhat bu ne kadar uzak ve ihtimal dışı bir vaattir.
Müslümanlar sahurla ciğerlerini büyütür. Hayatın güçlü ve latif soluğu olmaya hazır olduklarını gösterirler. Nefeslerini geçmiş için değil gelecek için harcarlar. Geçmişe değil; geleceğe doğru koşarlar. Sihri bozmak için seherlerde nefes tüketirler. Bu şekilde bir taraftan güçlü nefese sahip olurlarken öte taraftan sahur ile sihri bozuyorlar. Beyaz ip ile siyah ipi karıştırarak ufuk karartmaya kalkışan dâhili ve harici ciğersizlere hadlerini bildiriyorlar.
Sahurdan başlayarak Ramazan bir ciğer büyütme egzersizidir. Uzun uzun nefes tutup güçlü soluklara, güçlü nefeslere sahip olma ayıdır. Peygamber (sav) “ümmetimin orucu ile Yahudi ve Hristiyanların oruçları sahurla birbirinden ayrışır” (Müslim) buyurmuştur. Çünkü onlar da sahur/seher yoktur. Ciğer yok, oluk yok, sihri bozma ve büyüleme vasıfları yok. Bu nedenle onlar nefesleriyle ne kadar Hakkın Nurunu söndürmeye çalışsalar da başaramazlar. Çünkü ciğerleri buna yetmez.