Kendilerini zorbalıkla Kürt halkının temsilcisi gibi göstermeye devam eden BDP/PKK yandaşlarının kendilerine alternatif olan ve halkın büyük teveccüh gösterdiği sivil toplum kuruluşlarına saldırıları bayramda da devam etti. Daha önce de bölgede birçok sivil toplum kuruluşuna ve HÜDA PAR’ın ilçe teşkilatlarına bombalı ve Molotoflu saldırılar yapan BDP/PKK yandaşları, bayramın birinci ve ikinci gününde İlim-Der ve Yusufi-Der’e bombalı saldırı yaptılar. Ayrıca Mersin`de PKK/BDP`li oldukları belirtilen 50-60 kişilik bir grup satır ve bıçaklarla, kurban derisi toplamak isteyen Mustazaflar Cemiyeti Mersin Şubesi üyelerine saldırdı. Olayda aralarında Mustazaflar Cemiyeti Mersin Şubesi Başkanı Veysi Yumlu`nun da bulunduğu 7 kişi yaralandı. Yapılan saldırılar Türkiye’nin birçok ilinde basın açıklamaları ile lanetlendi.
Saldırılarla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Hür Dava Partisi(HÜDA-PAR) Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bahattin Temel ve Mustazaflar Cemiyeti Genel Başkanı Avukat Abdulgani Orhan, bu camianın sağduyulu davranmaya devam edeceğini ifade etti.
HALKIMIZIN HUZURUNU BOZAN, HALKIMIZIN DÜŞMANIDIR
Son dönemlerde HÜDA PAR ilçe teşkilatlarına ve sivil toplum kuruluşlarına yapılan saldırıları gazetemize değerlendiren Hür Dava Partisi Teşkilattan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Bahattin Temel, önemli açıklamalarda bulundu. Olaylara seyirci kalanlara çağrıda bulunan Temel, “Biz camia olarak yıllardır bu tür saldırılara maruz kalıyoruz. Yapılan saldırılara karşı tabanımızı, çevremizi ve üyelerimizi sağduyuya davet ettik. İçinde ölümler olduğu halde biz sağduyumuzu muhafaza ettik. Biz parti olarak tabanımıza ve bu olaylara seyirci kalanlara ve saldıranlara şunu söylüyoruz: Kim bu halkın, bu bölgenin sükûnetini bozarsa ve buna suikast ederse onlar bu halkın düşmanıdır. Bu nedenle bu halkın huzurunu ve barışını isteyenler gerçek barışa ve huzura götürecek eylemlerde bulunmalıdırlar. Birilerinin ben buranın diktatörüyüm deme lüksü yoktur. Biz 90’lı yıllardaki gibi halkımızın zarar görmesini ve acı çekmesini istemiyoruz” dedi.
İNSANLIK NAMINA SALDIRILARA DUR DENMELİDİR
Bu saldırıların açık ve net bir şekilde kınanması gerektiğini belirten Temel, “Eğer bu saldırılara karşılık bize yakın gençler benzer eylemleri yapmış olsalardı şimdi sesiz kalan kesimler bizim aleyhimizde kızıl kıyameti koparırlardı. İnsanlık namına, güzellik namına bu halkın huzurunu isteyen her kim varsa bu saldırganları telin edip bunlara dur demelidirler. Çünkü bu onların sorumluluğudur. Yarın öbür gün yanacak bir ateş herkesi yakar. Biz üzerimize düşeni yapıyoruz. Tabanımızı sükûnete davet ediyor ve kardeşliğin tesisi için yoğun bir çaba gösteriyoruz. Ama tarafsız duranlar, demokratlıktan dem vuranlar görevlerini yapmıyorlar. Bunlar saldırganları, halkın huzuruna kast edenleri açık ve net bir şekilde mahkûm etmelidirler” diye konuştu.
HÜDA PAR’IN YÜKSELİŞİNE TAHAMMÜL EDEMİYORLAR
Bu saldırılarının asıl sebebinin HÜDA PAR’ın hızlı yükselişinden kaynaklandığını belirten Temel, “Şunu açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki bizim dışımızdaki kesimlerin yaptığı kamuoyu araştırmalarında halkın HÜDA PAR’a ciddi bir teveccühü oluşmuş. İşte saldırıların asıl sebebi de budur. Yani bize yönelen bu teveccühü baskıyla sindirmek istiyorlar. Halkımız artık şiddet ve kaostan bezmiş olup bir arayış içerisindedir. Şu anda HÜDA PAR halka büyük bir umut olmuş durumdadır. Biz halkın içindeyiz bunu net bir şekilde görüyoruz. Görüştüklerimiz bize ‘Şimdiye kadar neredeydiniz, Allah rızası için bizi bu zalimlerden kurtarın’ diyor. Onlar da bunu bildikleri için azgınlaşıp saldırıyorlar” şeklinde konuştu.
BELEDİYELER HALKA HİZMET DEĞİL RANT YERLERİ OLMUŞ
Bölgedeki belediyelerin halka layık olduğu hizmeti yapmadığını belirten Temel, “Bölgede belediyeler yapılması gereken hizmetleri arka plana atmıştır. Maalesef burada belediye hizmetleri yapılmamış, halka layık olunan hizmetler yeteri derecede götürülmemiş. Belediyeler bir çiftliğe dönüştürülmüş ve rant kaynağı olarak değerlendirilmiş. Bu konuda bizim elimizde bilgi ve belgeler mevcuttur. Gerek gördüğümüzde bunu kamuoyu ile paylaşabiliriz” dedi.
HALKIMIZ İÇİN DAHA ÇOK ÇALIŞACAĞIZ
“Bu saldırılara sesiz kalanlar kendi üzerlerine düşeni yapmazlarsa bu saldırganlara karşı olan sessizlik yarın onları da yakacak. Bu sıkıntı onlara da ulaşacaktır. O zaman da artık geç olmuş olacak” diyen Temel, “Biz kavgadan ve şiddetten yana değiliz. Biz diyoruz ki bu halk çok kaos gördü. Artık şiddetten bıkmıştır. Halkın huzur ve barışı için ısrarcıyız. Birçok kesimle görüşüyoruz. Saldırılar ile ilgili BDP çevreleriyle görüştüğümüzde bu saldırıları yapanların kendilerinden olmadıklarını ve provokatör olduklarını söylüyorlar. Biz de onlara ‘Madem bunlar sizden değil ve provokatörlerse bir açıklama yapın ‘bu saldırıları yapanlar provokatördürler, bizden değildirler deyiniz’ diyoruz. Ama böyle bir açıklama yapmaktan kaçınıyorlar. Onları destekleyen medya ise bu saldırılar ballandırarak veriyor. Saldırganlarla birlikte medyaları da bize saldırıyor. Biz bu saldırıları yapanları tanıyoruz. Kim olduklarını biliyoruz. Bazılarının kimliklerini tespit ettik. Yüzleri kapalı olsa da onları tanıyoruz. Biz bütün bunlara rağmen tabanımızı ve halkımızı sağduyuya ve biraz daha sabırlı olmaya davet ediyoruz. Tabanımıza da bunlara verilecek en güzel cevabın gece gündüz demeden daha çok çalışmak olduğunu söylüyoruz” şeklinde konuştu.
BU SALDIRILAR BDP/PKK’NİN SON ÇIRPINIŞLARIDIR
Demokrat olduklarını iddia eden BDP/PKK’nin bölgede kendileri dışında kimseyi kabul etmek istemediğini belirten Mustazaflar Cemiyeti Genel Başkanı Avukat Abdulgani Orhan “Kendilerine alternatif olduklarını düşündükleri sivil toplum kuruluşlarına ve HÜDA PAR’ın ilçe teşkilatlarına son zamanlarda bombalı ve molotoflu saldırılar yapıyorlar. Bunun en büyük sebebi HÜDA PAR’ın siyasete girmesi ve halkın gösterdiği çok yoğun teveccühtür. Bundan dolayı etekleri tutuştu ve bu saldırıları yapmaya başladılar. Ellerindeki silah gücüyle şiddeti tırmandırarak ve insanları korkutarak oylarını artırma telaşına düştüler. Şimdiye kadar bütün dünyaya Kürtlerin tek temsilcileri olduklarını iddia ediyorlardı. Şimdi aslında tek temsilci olmadıkları ortaya çıkınca saldırmaya başladılar. Diyarbakır’da bayramdan önce PKK, esnaflara kepenk kapattırmak istedi. Bunun için bildiriler dağıtıp esnafı tehdit ettiler. Onların bu tehditlerine aldırış etmeyen Diyarbakır esnafı onların çağrısına uymadı. İnşallah bu, onların son çırpınışları olur. Özellikle yaklaşan yerel seçimlerde ciddi bir şekilde oy kaybı yaşadıklarında ve ellerindeki bazı belediyeleri de kaybettiklerinde bu durum daha net bir şekilde anlaşılacaktır” diye konuştu.
BDP KÖR, SAĞIR VE DİLSİZİ OYNUYOR
Yapılan saldırılar karşısında BDP’nin kör, sağır ve dilsiz rolü oynadığını ifade eden Orhan, “Kendilerinin karşısında olan her kesimi yok etmek istiyorlar. Bunu 80’li yıllardan beri yapıyorlar. Bu saldırılarla ilgili bir açıklama yapmaları halinde ‘Kürtlerin bizden başka temsilcileri de var, biz de açıklama yaparak bunu kabul etmiş oluruz’ düşüncesiyle hiçbir açıklama yapmıyorlar. Bunun yerine ‘korkutup sindirelim’ mantığıyla hareket ediyorlar” dedi.
BÜTÜN OYUNLARI BOZACAĞIZ
Şiddeti tırmandırmanın hiç kimseye fayda sağlamayacağına dikkat çeken Orhan, “Şiddet hiçbir şekilde halkın faydasına ve yararına değildir. Halkımızın faydasına olmadığı için bu camia şiddete asla başvurmaz. Biz sağduyulu ve itidalli duruşumuza devam edeceğiz. Hangi güç olursa olsun bu bölgeyi 90’lı yıllardaki çatışma ortamına çekemeyecek. Bugün İslam topraklarına Mısır’da, Afganistan’da, Irak’ta ve yanı başımız Suriye’de Müslümanların kanı oluk oluk akmakta. Biz aynı acıların burada yaşanmaması için her türlü oyunu bozacağız. Biz camia olarak şiddeti kabul etmeyen, şiddetten uzak duran bir camiayız. Ama bir tokat yiyince diğer yüzünü çevirecek bir camia da değiliz. Hiç kimse bizi şiddetin içine çekemeyecek. Bu bölgede halkımız kimi seçmek istiyorsa onun temsilcisi o olacak” diye konuştu.
SALDIRI TALİMATI BDP’DEN Mİ?
Özellikle saldırıların Mustazaflar Camiası’na ve onun desteklediği yeni oluşum olan Hür Dava Partisi’ne yapılması bölgedeki siyasi rakip olan BDP’yi ve onun saldırılarla ilgili tavrını akıllara getirdi. Bölgede gerçekleştirilen bu saldırıların hiç biriyle ilgili şuana kadar BDP’den tek bir açıklama yapılmış değil. BDP’nin özellikle bu saldırılar karşısında suskun kalması ve saldırganların BDP yandaşları olarak bilinmesi ‘Saldırı talimatlarını BDP mi veriyor’ yorumlarına neden oldu.