BİNGÖL - Son zamanlarda İslami STK'lara ve HÜDA PAR'a yönelik artan provokatif saldırılara tepkiler devam ediyor. Sosyolog Eser, konuyla ilgili İLKHA'ya önemli değerlendirmede bulundu.
''Saldırıların özellikle bayram süresine denk gelmesi de manidardır''
"Mühim bir mevzu için konuşuyoruz." diyen Eser, "Gerçekten bölgemizi ciddi manada etkileyecek bir mevzudur. Öncelikle İslami STK'lara yapılan saldırıları nefretle lanetliyorum, kınıyorum. Bu saldırıların özellikle bayram süresine denk gelmesi de manidardır.'' dedi.
''Yaşadığı topluma birileri bu kadar yabancılaşmışsa bunun da sorgulanması gerekir''
Birilerinin toplumun bayramını bayram havası içersinde geçirmesini hazmedemediğine dikkat çeken Eser, "Yaşadığı topluma birileri bu kadar yabancılaşmışsa bunun da sorgulanması gerekir. Bir sosyolog olarak bu saldırıların arka planına baktığımda PKK ve BDP yandaşları gözükmektedir. Netice itibarıyla haberlerde baktığımızda saldırıyı yapan grup Apo lehine slogan atmakta. Birileri bu saldırıyı yapmakla tabiri caizse, ' Bölgede bizim dışımızda başka bir sesin çıkmasına izin vermeyiz,'arzusundadır. Aslında sloganlarıyla renklerini belli etmekteler. Bu noktada bence kendilerini de sorgulamalarında fayda vardır.'' İfadelerini kullandı.
''BDP/PKK'nin kendisini bölgenin tek hâkim gücü olarak görmesi çok tehlikeli bir düşüncedir''
Cumhuriyetin ilanıyla CHP'nin tek parti döneminde ülkeyi tek bir fikir altında yönetme gayesi güttüğünü dile getiren Eser, "Bundan dolayı 10 binlerce insan mağdur edildi. Bugün doğu ve güneydoğuda özelde parti olarak BDP, örgütlü güç olarak da PKK bölgenin tek hâkim gücü olarak kendilerini görmekteler. Bu çok tehlikeli bir düşüncedir. Ve demokratik ortamlarda pratize edilmemesi gereken tavır ve davranışlardır. Çünkü neticede demokratik bir ortamda yaşadığımızı iddia ediyorsak her düşüncenin kendini ifade etme hakkı vardır. Hiç kimse doğuda tek parti vardır başka parti yoktur, tek örgütlü güç PKK' dir, başkası yoktur fikrini taşımamalıdır. Tek parti zihniyetini BDP ve PKK bu bölgede hâkim kılmaya çalışmamalı. Bu da yanlış bir düşüncedir. Bu yönüyle de birilerinin kendilerini sorgulaması gerekmektedir. Bir başka husus da insanlar arasında, örgütler arasında bir çatışma varsa, bunun arka planında birilerinin birilerini alt etme planı vardır.''şeklinde konuştu.
''Herkesin hesabını çok iyi ve sağlıklı yapması gerekmektedir ''
İslami STK' ların özellikle başta Diyarbakır olmak üzere Doğu ve Güneydoğu'daki, çalışmalarının takdire şayan olduğunu söyleyen Eser, ''Bu çalışmaları birileri hazmedemediği için bu saldırıları yapıyorlar. Bir başka husus bu saldırılarla birileri birilerini sindirme gayesi de güdüyor olabilir. Yani biz saldırgan pozisyona geçelim, bombalama hadiseleri yapalım belki birileri bundan çekinir ve geri adım atar, anlayışında olanlar, yanlış yapmaktadırlar. Şu da bölgenin bir gerçeğidir ki hepimiz gençlik çağımızda barut kokusunda yetiştik. Hiç kimsenin bu saldırılardan korkacağı yoktur. Saldırı her zaman karşılığında misli bir saldırı doğurur. Haliyle bu da bölgeyi büyük bir kaosa sürükler. Özellikle hükümetçe demokratikleşme adımlarının atıldığı bu günlerde birilerinin yanlış hesap peşinden koşmaması gerekir. Bu yanlış hesap bunların dışındaki insanlara da zarar vermektedir. Herkesin hesabını çok iyi ve sağlıklı yapması gerekmektedir.''dedi.
''Yangına körükle gitme yerine yangını söndürmek için sorumluluk alınmalıdır''
"Bu noktada şunu açıklıkla gözlemliyorum ki bölgede çok tehlikeli bir oyun oynanmakta birileri bu oyunun figüranı, maşası gibi gözükebilir. Ama birilerinin de sağduyulu davranmasında fayda vardır." diyen Sosyolog Eser, şunları kaydetti:
"Bu saldırılar devam ettiği sürece kimsenin birilerinden sağduyu beklemeye hakkı yoktur. Çünkü çıkacak yangına herkesin soğuk su dökmesi gerekmektedir. O yangına körükle gitme yerine, o yangını söndürme noktasında sorumluluk alması gerekmektedir. Bu da özellikle bölgemizdeki kanaat önderlerine bir görev düşüyor. STK 'lar, İslami camialara ve sorumluluk makamında bulunanlara görev düşüyor. Yani herkese, devlete ve polise görev düşüyor. Bu saldırılar devam ettikçe ve saldırganlar yakalanmadığı sürece polis'te töhmet altında kalmaktadır. Bir sosyolog olarak ben toplumun bütün kesimlerini duyarlı olmaya davet ediyorum. İnşallah bu duyarlılık olduğu sürece bölgemiz yeniden bir ateş topuna dönüşmez. Yakın komşularımız Suriye ve Irak'a baktığımızda bölge olarak barışa ne denli ihtiyaç duyduğumuz ortadadır. Son bir yıla yakın bölgede herhangi bir cenazenin olamamış olması, bir olayın olmamış olması sevindiricidir. Bölge halkı herkes barışı sevmektedir. Herkes barışa hasret kaldı, barışa sarıldı. Bu barış ve sükûnet ortamının devamında fayda vardır. Şimdiden bu saldırıları engelleyecek adımlar atılmazsa yarın seçim sürecinde birileri bunları daha da körükleyebilir. Daha farklı sorunları çıkabilir. Bu noktada herkesin sorumluluk sahibi olmasında fayda vardır.''(Nihat Kanat /Salih Gönül-İLKHA)