Küresel çapta tüm yaşamın etkilendiği salgın sürecinde, toplum sağlığının korunması en büyük öncelik haline geldi. Bununla birlikte salgın, hem tüketici davranışlarında hem de harcama tercihlerinde birçok değişikliğe neden oldu. Pek çok tüketicinin öncelik ihtiyaçları değişirken harcamalar da bu doğrultuda şekillendi.
Salgından en olumsuz etkilenen sektörler, seyahat, yeme-içme ve giyim olurken normalleşme süreci ile birlikte harcamalar salgın öncesi dönem seviyesine dönmeye başladı.
İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte sanal alışveriş de günden güne büyüyen bir pazar haline gelirken özellikle salgın sürecinde sanal alışveriş arttı. Sanal alışverişin sunduğu kolaylıklar, ürün çeşitliliği ve büyük çapta gerçekleşen kampanyalarla çok sayıda müşteri çekiyor.
İstenilen ürünlerin kolay ve hızlı şekilde internet üzerinden bulunabilmesi müşterilerin sanal alışverişi tercih etmesine neden oluyor. Durum böyle olunca da büyük firmalar gibi küçük esnaf da “e-ticaret”e yöneldi.
Salgın sürecinde satışları azalan küçük esnaf e-ticarete yönelerek bir çıkış kapısı ararken özellikle de yöresel ürün satışı yapan esnaf, müşterilerinden aldıkları siparişleri kargo yolu ile gönderiyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi Gaziantep'te de Covid-19 salgın süreci ile halkın yoğunlukla daha çok tercih ettiği yöresel ürünler çevrimiçi olarak satılmaya başladı.
Kentte doğal ürünlerin satıldığı tarihi Almacı Pazarı’nda bulunan esnaf, salgın nedeniyle dükkanlarına gelerek alışveriş yapmaktan çekinen müşterilerine kargo yolu internet üzerinden verdikleri siparişleri gönderiyor.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek isteyenlerin yöneldiği doğal ürünleri virüs kapma endişesi nedeniyle pazara gelmeyerek internet ya da sosyal medya ortamında sipariş yolu ile istediklerini belirten esnaf, bundan dolayı “e-ticaret”e yönelmek zorunda kaldıklarına dikkat çekti.
Salgın sürecinde yöresel ürünler ve şifalı olarak bilinen bitkilerin tercih edilmesi nedeniyle çevrimiçi sipariş dönemine geçtiklerini belirten esnaf, kentte bulunan birçok esnafın da sosyal medya hesapları üzerinden siparişler alıp ürünleri Türkiye'nin birçok şehrine kargo aracılığı ile göndermeye başladığını belirtti.
Salgın sürecinde çevrimiçi satışlara ağırlık verdiklerini ve talebin çok fazla olduğunu dile getiren Hurşit Aktaş, hem internet sitesi hem de sosyal medya üzerinden çok sayıda sipariş aldıklarını, Türkiye'nin ve dünyanın her yerine istenilen ürünü ulaştırabildiklerini söyledi.
“Ürünlerimizi tüm dünyaya göndermeye başladık”
Salgının tüm sektörleri olumsuz etkilediğine dikkat çeken Aktaş, “Salgın sürecindeyiz ve bu salgın tüm sektörleri etkilediği gibi bizim gıda sektörünü maalesef büyük oranda olumsuz etkiledi. Esnaf kirasını ödeyemeyecek duruma geldi. Çok zor günler geçirdik. Bu zor günler de bizi yeni girişimlere sevk etti. Eğitim uzaktan oluyor, konferanslar ve benzeri birçok etkinlik İnternet ortamında oluyor. Bizde bu nedenle ‘e-ticaret’e yöneldik. E-ticaret üzerinden işlerimizi yürütmeye karar verdik. Bu alanda da kendimizi geliştirmeye odaklandık. Şu an talepler güzel. Çok şükür sistemimizde oturdu. Gaziantep'in güzel markaları arasına girdik. İnternet üzerinden Gaziantep’i dünyaya tanıtmaya başladık. Ürünlerimizi tüm dünyaya göndermeye başladık. Salgın da inşallah en kısa zamanda biter, bizde tekrar normal günlerimize döneriz. Fakat ‘e-ticaret’ yöntemini devam ettirmeyi düşünüyorum. Çünkü artık bu bir sektör oldu. ‘E-ticaret’ bir kaçınılmaz ve çağımızın gereksinimlerinden biri oldu. İnşallah biz de bu şekilde devam edeceğiz.” dedi.
“İnsanların alışveriş kültürü değişti”
Salgın sürecinde çevrimiçi sipariş aldıklarından dolayı esnafın “e-ticaret”e ayak uydurarak geçimini sağlamaya başladığını belirten Eyüp Yıldırım da, “Zaten şehrimize gelen turist yoktur. Normalde bu mevsimde çok turist yoğunluğu oluyordu. Fakat şu anda kimse gelemediği için bizde ürünlerimizi kargo ile gönderiyoruz. Maalesef salgından dolayı kimse gelmiyor. Esnafın işi düşük ama siparişleri kargo ile gönderiyoruz. Büyük esnafların yanı sıra küçük esnaf da ‘e-ticaret’e ayak uyduruyor. Çünkü buna mecburuz. Bu süreçte herkes kendi kendini geliştirdi. Küçük esnaf da bu sürece dahil olmaya mecbur kaldı. Büyük esnafa ayak uydurmaya çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
“E-ticaret’in kaçınılmaz bir yol olduğunu gördük”
Salgının başlangıcıyla birlikte “e-ticaret”e yöneldiklerini anımsatan Erol Değirmenci de, “Bu süreçte ‘e-ticaret’ten gelen siparişler ile geçimimize sağlıyoruz. Allah'a şükürler olsun kazancımız oluyor. Zaten marketler bize fırsat vermiyor. Bizde yöresel ürünleri satarak internet üzerinden aldığımız siparişleri kargo ile gönderiyoruz. Ancak bu şekilde geçimimizi sağlıyoruz. Virüsten dolayı işlerimiz biraz durgun. Hava şartları da bu durumda etkili oluyor. Şu anda turist sezonu değil. Yine de Allah'a şükürler olsun. Elhamdülillah geçimimizi sağlıyoruz. ‘E-ticaret’ esnaf için iyi oldu.” diye konuştu.
“Ticaretin artık kuralları değişti”
Salgın sürecinin başlangıcından bu yana daha çok “e-ticaret” ile satış yaptıklarını ifade eden Mehmet Akif Değirmenci ise şunları söyledi:
“Allah'a şükürler olsun kazancımız çıkıyor. ‘E-ticaret’e ayak uydurmak zorundayız. Çünkü bu virüsten dolayı turizm sezonu olmadığı için ‘e-ticaret’ ile satış yapıyoruz. İnşallah bu virüs biter, turistler gelir. Çünkü biz daha çok turistlere hitap ettiğimiz için turizme bağlıyız. Salgın sürecin de en çok yöresel ve doğal ürünler tercih ediliyor.”