Günümüzde ekonomik ve iktisadi gücün yanında teknoloji ve sanayi üretimi de İslam düşmanlarının elindedir. Müslümanlar kendi telefonlarını, kendi silahlarını, kendi otomobillerini üretecek durumdan uzaklar. Her açıdan kendi düşmanlarına bağımlı durumdalar. Kendi para birimleri olmasına rağmen salt düşmanlarıyla değil, kendi aralarındaki ticarette de para birimi olan dolar ve Euro'yu kullanmakta, fiyat ve maldaki değerlendirmeler bu kura göre ayarlanmaktadır.
Müslüman halklar, bu durumdan kurtulmak için düşmanın hamlelerine karşı boykot silahını kullanmaktalar. Filistin davasına destek için Siyonistlerin, Türkiye'ye karşı düşmanca tavırlarından dolayı son günlerde Amerika menşeli mallar ve para birimi olan doları boykot etmekteler.
Boykot edilen malların alternatifinin olmaması, ekonomik anlamda bağımlılık ve güçsüzlük, kendi ihtiyaçlarını üretecek durum ve birlikten yoksun olmalarıyla istenilen sonuç elde edilememektedir.
Amerika, Siyonistlerin ve diğer batı ürünleri olan telefon, araba, temizlik malzemeleri vs. boykot edilirken nedense akideleri, düşünceleri, yaşam tarzları, ahlak ve kültürleri boykot edilmemektedir.
Peygamberimiz aleyhisselam davete başladığı ilk günden itibaren Müslümanların akidevi, ahlaki ve yaşam tarzı olarak gayri Müslimlerden farklı olmasını istedi. Müşrik, Yahudi ve Hristiyanları taklid etmeye ve onlara benzemeye asla müsamaha göstermedi. Öyle ki giyim ve kuşamda, saç ve sakalda dahi farklı davrandı. Ama para birimi olarak Bizans ve İran para birimlerini kullanmaya devam etti.
Peygamberimiz aleyhisselam döneminde Müslümanların para birimi yoktu ve olmadı. Süper güçlerin dize getirildiği Hülefa-i Raşidin döneminde dahi Müslümanların müstakil bir para birimi olmadı. Hz. Ömer'in döneminde yapılan para basmadan ziyade para ayarlaması idi. Sonradan İslâm ülkeleri sınırları içindeki emir ve valiler küçük değişiklik ve ilaveler yaparak sikke bastırmışsa da bu sınırlı olmuştur.
Müslümanların kendilerine has para basması ekonomik nedenlerden değil, akidevi ve siyasi nedenlerden olmuştur.
Müslümanların para basması Emevi halifesi Abdülmelik b. Mervan (Ö.86/705) devrine rastlar. Abdülmelik b. Mervan, Doğu Roma İmparatorluğu'na gönderdiği resmi yazılara “De ki Allah birdir” ayetini başlık yapar ve sonuna da Hz. Peygamber'in adını yazardı. Bu üslûba kızan Roma İmparatoru, yazılardan bunları çıkarmasını, aksi halde İslâm ülkelerinde dolaşan Roma paralarının üzerine Hz. Muhammed'in adını, Müslümanların hoşuna gitmeyecek bir biçimde yazdıracağını bildirir.
Bu tehdit üzerine, piyasadaki yabancı paraların tedavülden kaldırılarak değiştirilmesine karar verilir. Böylece Müslümanlar gerçek manada kendi para birimlerine sahip olur.
Müslümanlar da kendi özlerine dönmeden, İslam'ın emrettiği akide, ahlak ve yaşam tarzına sahip olmadan doğal ve tabii gelişimlerini sürdüremezler. İslami bir ahlakla yetişen bir birey, ümmetin zararına kendi düşmanının ürettiği malı kullanamaz. Batı tarzı bir giyim ve yaşam sürdüremez. Batı film ve dizilerinin müptelası olamaz. Müsrif olamaz. Bankalardan kredi çekerek faizcilerin kölesi olamaz.
Müslümanların sanayi, teknoloji, uzay ve her alanda güçlü ve bağımsız olması için yapılacak çalışmayı cihat olarak görecektir.
Müslümanlar, Batının ahlak ve yaşam tarzını toptan ret ederek ancak bağımlılıktan kurtulabilir, kendi inanç değerlerine ve özüne dönerek düşmanlarını alt edebilir, dünya ve ahiret saadetine erebilirler.