Ayasofya’nın ibadete açılması öyle görülüyor ki, Hıristiyanlardan daha çok Kemalist ve laikçilerin zoruna gitmiş.
Ara ara bunu dillendirmekten de çekinmiyorlar.
Bunlardan biri de AK Parti’nin eski Kültür Bakanlarından Ertuğrul Günay.
Sosyal Demokrat partilerinde kendine yer ve taban bulamayınca “özgürlükçü söylemlerle” muhafazakar partilere yanaşmış eski bir CHP’lidir kendisi.
Şunları söylemiş geçenlerde:
"Ben Ayasofya'nın müze olarak kalmasını savunan galiba tek siyasiyim.”
Camiden müzeye çevrilmesi sürecinin faşist uygulamalarına itiraz etmeyen, hatta görmezden gelerek “müzeden camiye çevrilmesine” itiraz eden ve entelektüel pozları takınan bir solcu, diyebilir ve işin içinden çıkabilirsiniz; ama beyefendi orada durmuyor.
Ertuğrul Günay, Ayasofya ile ilgili itirazlarını sıralarken hızını alamayıp işi nasıl ibadet etmemiz gerektiğine kadar vardırdı.
Her zamanki “klasik Kemalist had bilmezliği” diyoruz; ama bu arada canımızın da sıkıldığını belirtmeden duramıyoruz.
Adam eski Kültür Bakanı ya “Kültürel meselelerde“ bir şeyler bildiğini anlatmaya çalışıyor herhalde.
Var git yoluna bakan eskisi!
Biz mabedimizi de ibadet şekillerimizi de biliyoruz.
Çok istiyorsan Kemalizm dininin ibadet şekillerine müdahale et, yeni formlar için tavsiyede bulun.
Mesela “esas duruş” yerine amuda kalkmayı tavsiye edebilirsin. Amuda kalkmak çok zor bir iş olduğu için memleketin tüm Kemalistleri yoğun bir jimnastik faaliyetine girişirler.
SAHTE VİRÜS, SAHTE AŞI, SAHTE AŞI KARTI
İstanbul'da, sahte aşı kartı düzenlemek suçlamasıyla 6 kişiye operasyon düzenlenmiş. Özel bir hastanede çalışan 3'ü hemşire 6 kişi operasyonla gözaltına alınmış ve 3 hemşire tutuklanmış.
Dünyada virüsün sahte olduğuna dair bilgiler yayan ciddi bir topluluk olduğunu biliyoruz. Bundan yola çıkarak sahte aşı yapan kimi sağlık çalışanlarını da duyduk.
Aslında memleketimizde çok kısa sürede her şeyin sahtesini üretip piyasaya süren ekiplerin kısa süre içerinde “sahte aşı” da üretip piyasaya sürmesini bekliyorduk; ama aşının ücretsiz olması bu sektörün sahte dezenfektan, sahte maske, sahte pcr testi gibi alanlara yöneldiğini duyduk.
Kısıtlamalar sırasında sahte şehirlerarası izin kartı üretenlerin şimdilerde “ya aşı ya pcr” dayatması karşısında “sahte aşı kartı” işine el atmamaları beklenmezdi.
Velhasılı kelam etrafımızı sahtelikler kaplamış.
Kimin gerçek kimin imitasyon olduğunu anlamakta zorlanıyoruz artık.
Sahte ölüm belgeleri bile düzenlenebiliyor.
Ama ölüm gerçek ve sahtesi olmuyor, öyle değil mi?
“Sizler cansız iken size O hayat verdiği halde Allah’ı nasıl inkâr edebiliyorsunuz? Sonra sizi öldürecek, sonra diriltecek, sonra O’na götürüleceksiniz.” (Bakara/28)