HABER MRK - Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı Av Zekeriya Yapıcıoğlu, yaptığı haftalık değerlendirmede, Türkiye'de ve dünyada yaşanan gelişmeleri ele aldı. Diyarbakır başta olmak üzere Kürt illerinde sanat adı altında kutsallara yapılan saldırılardan BDP'li belediyenin davetlisi olarak gelen Siyonist bir belediye başkanın şehitlere hakaret etmesine kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
Yapıcıoğlu, 90'lıyıllarda yüzlerce Kürt Müslümanı katleden, camide namaz kılan Mü'minleri şehid eden PKK'nin de, yaptıklarıyla yüzleşmesi ve Müslüman Kürt halkı ile barışması gerektiğini belirtti.
Diyarbakır'da sanat adı altında provokasyon
Diyarbakır başta olmak üzere Kürt illerinde sanat adı altında kutsallara yapılan saldırıları ve BDP'li belediyenin davetlisi olarak gelen Siyonist bir belediye başkanın şehitlere hakaret içeren konuşmasını kınayan Yapıcıoğlu, yetkililerden yozlaştırıcı ve provokasyon olduğu açık olan bu tip teşebbüslere izin verilmemesini istedi.
Daha önce yüce kitabımız Kuran-ı Kerim'in bir ayetini alçakça alaya alarak çarpıtan bir grubun Diyarbakır'da konser verecek olmasının halkı tahrik ve provoke edici bir girişim olduğunu belirten Yapıcıoğlu, "Son dönemlerde özellikle Diyarbakır başta olmak üzere Kürt illerinde konser, defile ve benzeri eylemlerle sanat adı altında halkın kutsallarına ve inanç değerlerine saldırılmasını kabul edilemez buluyoruz.
Yetkilileri, yozlaştırıcı ve provokasyon olduğu açık olan bu tip teşebbüslere izin vermemeye, halkın inanç değerlerine ve kutsallarına hakaret eden bu kışkırtıcı konsere verilen izni de iptal etmeye davet ediyoruz" dedi.
BDP'li belediyenin Siyonist belediye başkanın daveti Müslüman halka hakarettir
'Belediye başkanı' sıfatını taşıyan ırkçı bir Siyonist'in, BDP'li belediyenin davetlisi olarak geldiği Diyarbakır'da, şehitlere hakaret ettiğini ifade eden Yapıcıoğlu, Mavi Marmara katliamı ile ilgili özür ve tazminatın gündemdeki yerini muhafaza ettiği bir dönemde, ırkçı bir Siyonist'in, Mavi Marmara şehidlerinden birinin memleketi olan Diyarbakır'a davet edilmesinin Müslüman halka hakaret olduğunu söyledi.
İslam âlimleri toplantıları hayırlı gelişmelerdir
İslam âlimlerinin vahdetinin İslam âleminin vahdeti sonucunu doğuracağını dile getiren Yapıcıoğlu, son zamanlarda yapılan alimler toplantılarıyla ilgili olarak da şu değerlendirmelerde bulundu: "İran İslam Cumhuriyeti'nde uluslararası düzeyde yapılan "Din Âlimleri ve İslami Uyanış" isimli toplantıya ve İstanbul'da "İcma Toplantısı" ismiyle yine uluslararası düzeyde yapılan toplantıya dünyanın pek çok yerinden âlimlerin katılmasını hayırlı ve sevindirici gelişmeler olarak görmekteyiz. İki hafta önce Diyarbakır'da uluslararası düzeyde yapılan ve pek çok İslam ülkesinden âlimlerin katıldığı "İslam Âlimleri Birliği" toplantısı hakkında yaptığımız değerlendirmeyi yineliyoruz: İslam âleminin sorunlarının çözümü için âlimlerin birlik ve beraberliğine şiddetle ihtiyaç vardır. Çünkü İslam âlimlerinin vahdeti İslam âleminin vahdetini sonuç verecektir."
Siyasetin pespaye olmuş üslubu
TBMM'de yaşanan küfürlü tartışmalara da değinen Yapıcıoğlu, "CHP'li bir vekilin AK Parti'li bir vekil hakkında söylediği yakışıksız sözler ve AK Partili bir vekilin başka bir vekile ettiği galiz küfürler; siyasetin üslubunu pespaye kılmıştır. Halkı temsil eden ve halka örnek olması gereken kişilerin bu seviyesiz üslubu yüzünden neredeyse çocuklarımızı televizyon ekranlarından kaçırmamız gerekecek! Parti programımızda da belirttiğimiz gibi "Siyasete erdem ve itibar kazandırmak" temel gaye ve prensiplerimizdendir" ifadelerini kullandı.
İnanca yönelik saldırılar
CHP'nin İslam düşmanlığının devam ettiğini belirten Yapıcıoğlu, bu kapsamda yaşanan son örneği ise şöyle anlattı: "Kutlu Doğum Haftası kapsamında Tatvan Kaymakamlığı'nca Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellemin adını yeni doğan çocuklarına vereceklere altın hediye edilmesini sevindirici bulmuştuk. CHP'li bir vekilin bir soru önergesi ile buna tavır takınması CHP'nin genlerine işlemiş olan İslam düşmanlığının klasik bir tekrarı olmuştur."
Sevindirici gelişmeler de oluyor
Tüm sıkıntılara rağmen sevindirici gelişmelerin de yaşandığını belirten Yapıcıoğlu, açıklamlarını şöyle sürdürdü: "CHP'li Kadıköy Belediyesi ilçe merkezinde içkili mekânların kapanış saatini 24.00'a, tekel bayilerinin kapanış saatini ise 22.00'a çekmişti. Bu saatlerden sonra içki servisi ve satışının yasaklanması bölgede suç oranını yüzde 60 azalttı. Belediye Başkanının alkol kullananlar hakkında "başkalarının özgürlüğüne kısıtlama getirince müdahale etme hakkımız doğuyor" demesini toplumun güvenliğini önceleme adına bir erdemdir.
Yargıtay, duruşma salonunda çarşaflı kadına hakaret eden ve çarşafını zorla çıkarmaya çalışan Hakimeye adli para cezası verdi. Danıştay'ın avukatların başörtüsü ile duruşmaya girebilecekleri yönündeki kararının ardından İstanbul Adliyesi'nde başörtülü avukatı duruşmaya sokmayan hâkim hakkında da Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından inceleme başlatıldı. Bu gelişmeleri, ideolojik saplantılar yüzünden hukuk dışına çıkılmasını engelleme yönünde atılmış olumlu adımlar olarak görmekteyiz.
Hırvatistan'ın Riyeka kentinde Osmanlı'dan sonra inşa edilen ilk caminin açılmasını ve ezan okunmasını sevindirici bulmaktayız."
"Polisin orantısız güç kullanmasını kınıyoruz"
1 Mayıs'ta çıkan olayları da değerlendiren Yapıcıoğlu, "1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü Taksim Meydanı'nda kutlamakta ısrar eden sendikalarla, izin vermeyen Valiliğin karşılıklı hoşgörü ve empati ile uzlaşmaya varmalarının halkın faydasına olacağına inanmaktaydık. Yapılan müdahalelerde polisin orantısız güç kullanmasını ve halka zarar vermesini kınıyoruz. Sendikaların gereksiz ısrarından, kullanılan gaz bombalarından ve trafiğe kapatılan yollardan dolayı zararı halkımız görmüştür.
1 Mayıs'ın bu şekilde mecrasından çıkması emekçilerin sorunlarının konuşulmasını engellemiştir. Asgari ücretin açlık sınırının altında olması, vergi yükünün çalışanların sırtında olması, olumsuz çalışma şartları ve yetersiz tedbirler nedeniyle meydana gelen işkazalarının her yıl daha da artması ve bunlar gibi pek çok sorun bu olayların gölgesinde kalmıştır."
PKK'nin Müslüman Kürt halkından özür dilemesi gerekir
1915 hadisesinin yıldönümü münasebeti ile devletin yapılanlardan dolayı özür dilemesinden söz eden BDP'nin, nedense 90'lıyıllarda yüzlerce Kürt Müslümanı katleden, camide namaz kılan Mü'minleri şehid eden PKK'nin Müslüman Kürt halkından özür dilemesinden bahsetmediğine dikkat çeken Yapıcıoğlu, "Devlet gibi PKK de kendi yaptıklarıyla yüzleşmeli ve Müslüman Kürt halkı ile barışmalıdır" ifadelerini kullandı.
"Suriye'de sivillere yönelik katliamları kınıyoruz"
Suriye'nin Banyas şehrinde yüzlerce sivilin katledilmesinin yürek burktuğunu belirten Yapıcıoğlu, "HÜDA PAR olarak bu cinayetleri işleyen Esed yönetimini lanetliyoruz. Sivillere yönelik işlenen cinayetleri kimin yaptığına bakmaksızın şiddetle kınıyor ve vahşet olarak değerlendiriyoruz" dedi.
Siyonist İsrail'in Suriye'ye saldırısı
Siyonist İsrail'in Suriye'ye saldırısını da kınayan Yapıcıoğlu, "Siyonist İsrail'in bir İslam memleketi olan Suriye'ye saldırısını, gerekçesi ne olursa olsun kabul edilemez buluyor ve şiddetle kınıyoruz. Uluslararası hukuka aykırı olarak bir ülkenin egemenliğini ihlal ederek yapılan bu saldırı, bütün Ortadoğu coğrafyasını saracak bir ateşin tutuşturacak potansiyeldedir" diye konuştu.
Irak'ta etnik ve mezhebi çatışmalar
Son dönemde artan gerginlik ve patlayan bombaların, Irak'ta da Suriye gibi bir iç çatışma çıkarılmak istendiğini gösterdiğini ifade eden Yapıcıoğlu, Kürt-Arap, Şii-Sünni olmak üzere etnik ve mezhebi çatışmalar körüklenmek istenmektedir.
Irak Başbakanı Nuri el-Malik'in yaşananları Şii-Sünni çatışması olarak değerlendirmesini çok tehlikeli ve yanlış bir açıklama olarak görmekteyiz. Mukteda es-Sadr'ın "Şiiliğimiz ve Sünniliğimizden önce biz Müslümanız." sözlerini ise İslami ve insani perspektiften olumlu ve yerinde bir yaklaşım olarak görmekteyiz" diyerek açıklamalarına son verdi. (İLKHA)