Kurban ibadeti, dinî bir terim olarak, Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder.
Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilâhî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk’a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır.
Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğu yönündedir.
Şanlıurfa Müftüsü Mehmet Taştan, kurban ibadeti ile ilgili İLKHA mikrofonlarına konuştu.
Kurban ibadetinde en önemli hususun kurbanın azami ölçüde insanların istifadesine sunulması olduğunu ifade eden Taştan, ister vacip ister sünnet olsun şartları uyan tüm Müslümanların kurban kesmesi gerektiğini vurguladı.
“Peygamberimiz ömrünün her yılında kurban kesmiştir”
Hali vakti yerinde tüm Müslümanların kurban kesmesi gerektiğini ifade eden Taştan, “Kurban Medine döneminde, Sevgili Peygamberimize inen ‘Kevser Suresi’ ile birlikte ümmete vacip olmuş bir ibadettir. Malum, ‘Ey Muhammed biz sana Kevser’i verdik, Rabbin için namaz kıl’ ki bu namazın Kurban Bayramı namazı olduğu ifade edilir. Ondan sonra da ‘Kurban kes. Sana ebter diyenler, sana soyu kesik diyenlerin soyları güdüktür ve nesilleri kesilmiştir.’ diyor. İmam-u Azam Ebu Hanife, bu ayetlerin vücub ifade ettiğini anlamıştır. Şafiilerde ise sünnet olarak kabul edilmiş, kaldı ki sevgili Peygamberimizin uygulamasına baktığımız zaman bu ayetler nazil olduktan sonra ömrünün her yılında kurban kestiği yönündedir. Dolayısıyla Peygamberimiz yapmışsa ister sünnet isterse de vacip kabul edelim hali vakti yerinde olan tüm Müslümanların 80.18 gram altın veya bu değerde parası olması durumunda Kurban Bayramı günlerinde böyle bir imkâna sahip olduğunda Hanefi Mezhebine göre kurban kesmesi vacip olur.” şeklinde konuştu.
“Kurban eti ne kadar dağıtılırsa o kadar çok sevaba nail olunur”
Kurban kesmenin hikmetlerine değinen Taştan, “Biliyoruz ki Cenab-ı Hakk’ın emirlerinde aslında kulların maslahatı var. Sadece kesenin değil, bundan istifade eden insanların da faydası var. Çünkü Allah ibadeti emrederken o ibadette ahlak, sevap ve fazilet devşirmiştir. Hem yapan hem de kime yapılıyorsa bu iyilik, ondan sahibine ihsandır. Kurban da böyle bir ibadettir. Aslında boğazlanan bir hayvandır. Cenab-ı Allah, insanlar istifade etsinler diye büyük veya küçükbaş hayvanları kesmek suretiyle belki tabii olan bir iş yapmış oluyoruz. Lakin zengin olan sürekli yeme imkânına sahip olduğu bir etten ibaret değildir. Fakir için de yılda belki birkaç kez belki de bir kez ulaşabildiği bir nimettir. Bunu bir nimet kabilinden hissetmek lazımdır. Aslında kurban ibadetinde önemli olan vacibi yerine getirmek için kesmektir ama onu kesmenin ötesinde önemli olan azami ölçüde insanların istifadelerine sunmaktır. Bir insan kurban kesip, evinde saklamakla da kurban vecibesini yerine getirmiş olur. Ama onun sevabını alma noktasında ne kadar kurban etini dağıtırsa o kadar çok sevaba nail olur.” ifadelerini kullandı.
“Kurbanı insanların istifadesine sunduğumuz kadar sevap alırız”
Peygamber Efendimizin hayatından kurban ibadeti ile ilgili örnek veren Taştan, “Sevgili Peygamberimiz (Aleyhissalatü vesselam) bir gün hane-i saadetlerinde Kurban Bayramı dışında bir kurban keserek tasadduk edilmesini istediler. Hazreti Ayşe validemiz, sadaka olarak kesilen kurbanın hepsini dağıttı sadece bir kürek kemiği kaldı. Efendimiz Hazreti Ayşe’ye sordular; ‘Ya Ayşe, eve bir şey bıraktın mı?’ Hazreti Ayşe’de ona ‘Ya Resulallah, kürek kemiği kaldı sadece’ diyerek cevap verdi. Efendimiz Hazreti Ayşe’yi teselli ederek, ‘Desene bir kürek kemiği bizim olmadı da dağıttığımızın hepsi bizim oldu.’ Şunu bilmemiz lazım ki keserek insanların istifadesine sunduğumuz kadar sevap alırız.” diye konuştu.
“Kesilen hayvanın pisliklerini sağa sola atmamalıyız”
Kurban keserken dikkat edinilmesi gereken hususlara işaret eden Taştan, “Kendi evinde kurban kesenlerin de kurbana eziyet etmemek, sıhhatli hayvanları kurban etmek, veteriner kontrolünden geçirmesi gerekir. Pandemi dönemindeyiz, hayvanın uzuvlarını sağa sola dağıtmamak gibi önlemleri hep birlikte almalıyız. İnşallah bu sene vatandaşlarımıza tavsiyemiz şu olacak. Madem vekâletle de kurban kestirmek caiz, vekâletle kurban kesilirken bunun uzaktaki muhtaç yerlere ulaşması imkânına sahibiz. Pandemi döneminde vatandaşlarımızın vekâlet yoluyla fakir ve mağdur Müslümanların istifadesine sunmak üzere vekâletle kurban kesmelerini tavsiye ediyoruz. Kurban ibadeti durumu müsait olan Müslümanların üzerine vecibe olarak takdir edilmiş bir ibadettir. Bu ibadetin zaman zaman bulunduğumuz yerde yapılması, bazen de imkânlarımız dâhilinde farklı yerlerde değerlendirmesi herkesin malumudur. Kendimiz evimizde kestikten sonra muhtaç insanlarla paylaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
“Diyanet Vakfı bu yıl 75 ülkede vekâlet yoluyla kurban kestirecek”
Taştan, "Türkiye Diyanet Vakfı, takriben 30 yıldan beri, geçen sene 149 ülkede, bu sene de pandemi sebebiyle 75 ülkede vekâlet yoluyla kurbanını kestirmek isteyen kardeşlerimizin kurbanlarını yurt içinde ve yurt dışında kestiriyor. Biliyoruz ki bu kurbanlar hem dışarıda hem de içeride fakir ve muhtaç insanlara, yine Kur’an kursu öğrencilerimize ve birtakım yurtlarda olan öğrencilerimize hizmet ve gıda olarak sunulmaktadır. Biz bunun bir hizmet olduğunu düşünüyoruz. Hac ibadeti nasıl ki Diyanet üzerinden yapılınca daha sıhhatli olunuyorsa yine zekâtla, hayır ve hasenatla ilgili ibadetler başkanlığımız üzerinden resmi kanal ile yapıldığında yerine ulaşması ve doğru yapılması hususunda endişelerimiz zail olup gidiyorsa kurban ibadetini de Türkiye Diyanet Vakfı üzerinden yapmalarını tavsiye ediyoruz. Kurban hizmetinin hayırlı olmasını ve hayırlar getirmesini Rabbimizden temenni ve niyaz ediyoruz." dedi.
İLKHA