Zümrüt Apartmanı adlı kitabında, küçük çocuklarla ilgili yazdığı sapkın ifadeler nedeniyle tepki toplayan sözde yazar Abdullah Şevki ve kitabı yayımlayan yayınevine tepkiler devam ediyor.
Sapkın yazarın yazdıklarına tepki gösteren Çocuk Hakları Platformu Başkanı Âdem Çevik, sadece söz konusu yazarın gündeme alınmamasını, olayın perde arkasına da bakmak gerektiğini söyledi.
Çevik, “Zümrüt Apartmanı ve Abdullah Şevki ile ilgili konuşuyoruz. Gerçi Abdullah Şevki gerçek isim mi, değil mi onu da bilmiyoruz. Ama gerçekten, insan ve çocuk hakları örgütleri, kadın hakları örgütlerinin bugüne kadar sessiz kalması manidardır. Aslında burada sadece Abdullah Şevki’yi günah keçisi olarak ilan etmenin yeterli olmadığını düşünüyorum. Bunun perde arkasına bakmamız lazım. Aynı şekilde Elif Şafak, Ayşe Kulin’de de benzer ifadeler var. Aile Bakanlığımızın ve halkın, ailelerimize ve çocuklarımıza sahip çıkmak için bu sapkın, zehirli ideolojiden bir defa arındırılması lazım." diye konuştu.
“Bu suça tüm insan hakları örgütlerinin karşı çıkması gerekiyor”
İstanbul Sözleşmesi'yle, sapkın olan eşcinsel ilişki, hayvanlarla ilişki, çocuklarla cinsel ilişki gibi durumların yavaş yavaş normal görülmeye başlanacağını belirten Çevik, “Bu suçu işleyenlere karşı sadece Aile Bakanlığının değil tüm çocuk ve insan hakları örgütlerinin karşı çıkması gerekiyor. Bu kitabı yazan, yayınlayan hatta kitapevinden ve internet üzerinden satış yapan, kimlere satış yapıldığının tespit edilerek o insanların da tedavi edilmesi gerekiyor. Eğer hastalıklı ruh halinde değilse de cezalandırılması gerekiyor.” dedi.
“Aileyi yok etmeye yönelik çıkarılan savaşa karşı topyekûn ayaklanmalıyız”
Küresel emperyalizmin, aileyi yok etmeye yönelik bir savaş başlattığını hatırlatan Çevik, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Kitabın yazarının belki de tedaviye ihtiyacı vardır. Avrupa’da ve Türkiye’de bir hastalıktan öte bunu bir insan hakkı olarak görenler var. Bundan daha da tehlikelisini söyleyeyim. 2013’te olan bir olayı biz bugün konuşuyoruz. Küresel emperyalizmin, küresel aile ve çocuk düşmanlarının aileyi yok etmeye karşı yapılan bu savaşa karşı bizim de Türkiye halkı olarak başkaldırı yapmamız lazım. Bu sapkınların işlediği fiillerde ve bu fiillerin sonucunda tecavüz ettikleri, öldürdükleri için kısas istediğimizde, çocuk hakları savunucuları maalesef ortalıklarda yok. Eğer kısas cezası olsa bunu kimse ne yazmaya ne yayınlamaya ne de sokağa çıkmaya cüret edebilir. Bu sapkınlıkları savunanların arka planına bakılması ve şerden hayır çıkarılması gerekir."
“Sadece Abdullah Şevki değil yayınevleri de cezalandırılmalıdır”
Çevik, son olarak şunları söyledi: "İstanbul Sözleşmesi'yle LGBTİ’lerin sapkınlığı güvence altına alınmış oluyor. Onlar bu sapkınlığı bir insan hakkı olarak görüyorlar. Bu şer vasıtası ile diğer şer odaklarının bu çalışmalarının önüne geçmek lazım. Onur yürüyüşü adı altında maalesef Taksim’de onursuz yürüyüşler yapılıyor. Hükümetin bu konuda daha sıkı tedbirler alması lazım. Çocuklara karşı yapılan bu cinsel istismarın arkasında da Avrupa ve Amerika’dan fonlanan örgütlerin olduğunu biz biliyoruz. Dolayısıyla sadece Abdullah Şevki değil yayınevleri de cezalandırılmalıdır. Bir daha hiçbir şekilde kamu görevinde bulunamaması, çocuklarla ilgili, eğitimle ilgili ve siyasi alanlarda kesinlikle görev alamaması için çok sıkı kânunlar yapmamız lazım. Bunun temeli internette, televizyonda atılıyor. Bu ortamlarda ahlaksız video ve paylaşımların artması, bu hastalığı çoğaltıyor ve tetikliyor. Çözüm, bunu sıkı bir şekilde disipline etmektir. Sadece bununla da kalınmamalı, kanun çıkarılmalıdır. İş kanunla da bitmiyor. İş ailede bitiyor. Aile Bakanlığı, Kültür Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı dâhil Türkiye olarak topyekûn seferberlik ilan edilmelidir. Toplumu ıslah etmeyle ilgili çalışma yürütmemiz lazım.”
İLKHA