ŞANLIURFA - Şanlıurfa’da Kanal Urfa televizyonunun muhabiri Yusuf Onur Özer’in polisler tarafından darp edilmesinin yankıları devam ediyor. Olayla ilgili basın cemiyetlerinin açıklamaları gelirken Şanlıurfa İl Emniyet Müdürlüğü de konuyla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Emniyet Müdürlüğü yaptığı basın açıklamasında darp edilen muhabirin sarı basın kartının olmadığını vurgulaması basın kurumlarının muhabirlerine verdiği kartın geçerliliğini de tartışmaya açtı.
Kanal Urfa Genel Müdürü Ferhat Özer İlke Haber Ajansı’na konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
Sarı basın kartı olmayan gazeteci değil mi?
Emniyetin yapmış olduğu basın açıklamasını eleştiren Özer, “Açıklamada diyor ki ‘elinde kamera olan bir şahıs’ bir kere o bir şahıs değil kurumumuzda çalışan bir muhabirdir. Açıklamanın devamında deniliyor ki, 'basın mensubu olduğunu iddia eden' O şahıs bizim kurumun kimliğini taşıyan sigortalı çalışanımızdır. Emniyet zannediyor ki sadece sarı basın kartı olan gazetecidir. Yani şimdi Türkiye’de sarı basın kartı olmayıp da, çalıştığı kurumun kartını taşıyanlar gazeteci değil mi?” diye sordu.
"Bu yaşananlar bir handikaptır"
Özer, Şanlıurfa Emniyeti’nin daha önce İbrahim Hakkâri ismindeki bir şahsa sarı basın kartı olmadığı halde basın pasaportu verdiğini söyleyerek şöyle devam etti: “Şanlıurfa’da polis İbrahim Hakkari isminde bir kişiye gazeteci pasaportu vermiş. Hem de, sarı basın kartı olmadığı halde. O şahsın pasaportunda gazeteci yazıyor. Peki, polis gazeteciyi nasıl ayırt ediyor. Bir olay olduğunda Emniyetin basını bu muhabirleri çağırıyor o zaman onlara soruyor mu basın kartınız nerede? Diye. Bu bir handikaptır. Bir insanın sarı basın kartının olması önemli değildir. Çalıştığı kurumun basın kartının olması yeterlidir.”
"Kimse beni emniyete davet etmedi"
Açıklamanın devamında, ‘Kanal Urfa il binasına görevli gönderilerek kendisi İl Emniyet Müdürlüğüne davet edilmiştir ancak kendisi davete icabet etmemiştir’ sözlerinin doğru olmadığını dile getiren Özer, “Kimse beni Emniyete davet etmedi. Telefon görüşmelerimiz oldu. Ben dedim ki, benim yerim yurdum bellidir. Gelirsiniz burada konuşuruz. Ben (önceden) Emniyet Müdürlüğüne gittim bana Emniyet Müdürünün burada olmadığını söylediler. Görüşemedim. Bizim büromuza gelen memur da görüntüleri izledi. Ve dedik ki, bu görüntülerin üzerine söylenecek laf yoktur." dedi.
"O polisler hakkında idari soruşturma açılmasını beklerdim"
30 yıldır basınının içerisinde olduğunu belirten Özer, Emniyetin yaptığı açıklamada o polisler hakkında idari soruşturma açılacağının söylenmesini beklediğini ifade etti.
"Küfreden polis için soruşturma açılmaması emsal teşkil eder"
Özer, kamera görüntülerine takılan polislerin etrafa küfürler savurduğunu belirterek şöyle devam etti: “O polis memuru kendi müdürüne ağza alınmayacak küfürler etti. Şimdi bu polis memuru müdürüne küfretti. Yarın başka yerde bir memur çıkarsa o da aynısını yaparsa ne olur? Bu olay emsal teşkil eder. Çünkü bu küfreden polis memuru için idari bir işlem yapılamamıştır.” ifadelerini kullandı.
"Polisin bu ısrarı neden?"
Herhangi bir adli olayda polislerin bizzat basına haber verdiği halde bu adli olayda basın mensuplarını engellemesinin çok ilginç olduğunu hatırlatan Özer, acaba polis orada basının görmesini istemediği bir şey mi yapacaktı? Diye sordu.
"Kurumunun daha fazla zarar görmemesi için istifa ettim"
Yaptığı bu açıklamanın kendi şahsına ait olduğunun altını çizen Özer, çalıştığı kurumun daha fazla zarar görmemesi için dün saat 18.30’da istifa ettiğini söyledi.
Hatırlanacağı gibi adli bir olayı görüntülemeye çalışan Kanal Urfa muhabiri Yusuf Onur Özer, polisler tarafından darp edilmişti. Olay anı, açık kalan polis memurunun elindeki kameraya yansımıştı. (Osman Gülebak - İLKHA)