SDAM’dan ‘Medreseler ve Din Eğitimi’ raporu

SDAM’ın yayınladığı ‘Türkiye’de Medreseler ve Din Eğitimi’ isimli bir raporda; Medrese, İmam Hatip ve İlahiyat Fakültelerinin kuruluşundan bugüne geçirdiği aşamalar, bu günkü sorunları ve çözüm önerilerine yer verildi.

Strateji Düşünce ve Analiz Merkezi (SDAM) ‘Türkiye’de Medreseler ve Din Eğitimi’ isimli bir rapor yayınladı. Medrese, İmam Hatip ve İlahiyat Fakültelerinin kuruluşundan bugüne geçirdiği aşamaların konu edindiği raporda mevcut sorunlara ve çözüm önerilerine yer veriliyor.

Titiz bir çalışmanın ürünü olan bu raporda, medrese ve ilahiyat çevrelerinden birçok kişiyle görüşmeler yapılmış. Raporda, İslami eğitim merkezleri olan medreselerin tarihsel süreci, okutulan ilimler, günümüzde faaliyet yürüten medreselerin sorunları ve çözüm önerileri yer alıyor.

Osmanlı’nın Batılılaşmasının akabinde uygulamaya konulan ‘Mektep Sistemi’ Cumhuriyetin medreseleri tasfiye etmesi sonucu alternatifsiz bir konum elde edildiğine işaret edilen raporda din hizmetleri ve eğitimi noktasında medreselerden sonra ortaya çıkan boşluğun, İmam-Hatip Okulları ve İlahiyat Fakülteleri açılarak doldurulmaya çalışıldığı kaydedildi.

Raporda, İmam Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültelerinin kuruluşundan bugüne geçirdiği aşamalar, bu günkü sorunlar ve çözüm önerileri yer alıyor. SDAM’ın hazırladığı rapor yasal engellemelere ve her tür badireye rağmen varlığını sürdürmeyi başaran medreseler ile son yıllarda yoğun bir şekilde rağbet gören İmam Hatip Okulları ve İlahiyat Fakültelerinin tarihsel serüvenlerini ve mevcut sorunlarını irdeliyor.                  

“Medreseler ‘İdeal İnsan Yetiştirme’ amacına yönelik faaliyet yürütmüştür”

Raporda, “Müslümanlar arasında Mekke’de küçük bir ders halkasıyla başlayan ilk eğitim faaliyetleri, Medine’ye gerçekleştirilen hicret sonrası hız kazanmıştır. İslam topraklarının fetihlerle genişlemeye başlaması ve yeni toplulukların Müslümanlaşması ise, eğitim sürecinin daha kurumsal ve sistematik bir mahiyet kazanmasının gerekliliğini gündeme getirmiştir.” belirtilerek İslam dünyasının birçok noktasında kurulan medreselerde âlim ve devlet adamı başta olmak üzere ‘İdeal İnsan Yetiştirme’ amacına yönelik faaliyet yürüttüğü ifade edildi.

“İstişare toplantıları düzenlenmelidir”

“Kuruluş dönemlerinde Astronomi ve Tıp gibi alanlarda bile eğitim veren medreselerin müfredat açısından ciddi bir daralma yaşadığı görülmektedir. Talebelerin muhakeme ve kritik düşünme yetilerinin körelmemesi ve çağa hitap edebilen donanımlı âlimler olabilmeleri adına Dinler Tarihi, Din Sosyolojisi, Din Psikolojisi ve Din Felsefesi başta olmak üzere müfredat zengin bir içeriğe kavuşturulabilir.” değerlendirmesinde bulunulan raporda, şu öneriler yer aldı:

İnsanlığa yeniden öncülük edecek İslam medeniyetinin, eğitim sahasında güçlü bir donanıma sahip olmasının gereklidir. Dini eğitim veren kurumların ciddiyetle ıslah edilmesi ve günümüzün ihtiyaçlarına cevap verebilecek bir formata büründürülmesi önem arz etmektedir. Bu bağlamda Türkiye özelinde medreseler ile din eğitimi veren İmam Hatip okulları ve ilahiyat fakültelerinin mercek altına alınması, ilmi düzlemde ciddi çalışmalarla tetkik edilmesi, eksiklerinin tespit edilip giderilmesine yönelik girişimlerin başlatılması gerekmektedir. Türkiye’nin önemli merkezlerinde söz konusu amaçlara yönelik medrese âlimleri, İmam Hatip ve ilahiyat hocaları, eğitim sosyologları ve pedagogların katılımıyla sempozyumlar ve istişare toplantıları düzenlenmelidir.”

Osmanlı Devleti’nin gerileme sürecine girmesiyle beraber, medreselerin aslî fonksiyonlarını kaybetmeye başladığı ifade edilen raporda; “19. yüzyılda medreselerin yanı sıra ‘batı tarzı’ olarak adlandırılan mektepler de yaygınlaşmaya başlamıştır. Modern batılı okulların teşekkülü ‘medrese-mektep ikilemi’ni ortaya çıkarmış ve bu durum uzun bir süre devam etmiştir.” denildi.

“Medreseler ilk sistematik eğitim kurumlarımızdır”

“Medreseler, İslam Kültür ve Medeniyeti’nin inşa edilmesinde önemli katkıları bulunan, İslam tarihi boyunca öncü âlim şahsiyetlerin ve önemli devlet adamlarının yetişmesine imkân sağlayan ilk sistematik eğitim kurumlarımızdır.” cümlelerinin yer aldığı raporda; “İmam Hatip okulları ve İlahiyat Fakülteleri ise, Cumhuriyet Türkiye’sinde medreselerin ilgası sonrası dinin istenilen doğrultuda yönlendirilmesi ve dini hizmetlerde bulunacak personel yetiştirme amaçlarıyla oluşturulmuş yapılanmalardır. Kadim İslam Medeniyeti’nin zirve dönemlerinde teşekkül etmiş medreseler ile Cumhuriyet Türkiye’sinin din görevlisi yetiştirme ve dini kontrol altında tutma projelerinin bir neticesi olarak ortaya çıkan İmam Hatip ve İlahiyat gibi din eğitimi veren okulların, kuruluş mantalitelerinden farklı bir noktaya evrildikleri görülmektedir.” ifadeleri yer aldı.

Çözüm: Yasal zeminde tesis edilecek, vakıf Sistemi

Medrese, İmam Hatip ve İlahiyat Fakültelerinin, işbirliği halinde hareket etmeleri gerektiği belirtilen raporda son olarak şu çözüm önerileri sıralanıyor; “Karşılıklı etkileşim içerisinde bulunacakları ve birbirlerini besleyecekleri, tamamlayacakları yeni bir kurumsal yapılanmaya ihtiyaç vardır. Söz konusu yeni kurumsal yapılanma, İslam medeniyetinin kadim birikiminden ilham alarak, kontrol altına alma eğilimiyle değil ihtiyaç merkezli bir yaklaşımla inşa edilmelidir. Bu yapılanmaya gidilirken, medreseler ’sivil ve özerk’ kimliklerini yitirmemelidir. Medreselerin ekonomik problemleri ve denetim mekânizması sorunu, yasal zeminde tesis edilecek ‘vakıf sistemi’ ile çözüme kavuşturulabilir.”

Raporla ilgili ayrıntılı bilgiye SDAM’ın internet sitesinde ulaşılabiliyor.

İLKHA

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Güncel Haberleri

Bakanlıktan "Kış lastiği uygulaması" açıklaması
Ehliyetlerin yenilenme süresi uzatıldı
Kışlık araç bakımlarında yapılması gerekenler?
3 belediyeye kayyum atandı
Hac kuraları sonuçları erişime açıldı