Kış aylarının gelmesiyle beraber sebze-meyve fiyatlarında yaşanan artırışlar dar gelirli vatandaşları ciddi şekilde zorluyor. Pazara giden vatandaşların çoğu ya boş dönüyor ya da alacağı ürünleri artık kilo ile değil tane hesabıyla alıp evine dönüyor.
Yaşanan fiyat artışlarından şikâyet eden vatandaşlar, üreticideki fiyatla satıcıdaki fiyat arasında ciddi fark olduğuna dikkat çekerek, arada bu kadar fark olmasına sebep olanlar konusunda devletin çözüm üretmesini bekliyor.
Fiyat artışlarının sebebi olarak gösterilen sel ve fırtınanın bahane olduğunu ve selden önce de fiyatların yüksek olduğunu belirten vatandaşlardan Hatice Hanım, “Yaz sebzesi olan domatesin, biberin pahalı olmasını anlayabiliyoruz ama ıspanak, pırasanın 7-8 lira olması çok fazla. Normalde 50 liraya pazar alışverişi yapabiliyorken şimdi 100 liraya anca alışveriş yapabiliyoruz. Ki, en kısıtlı şekilde yaptığımız halde bu kadar tutuyor. Aracıların kalkması gerektiğini söylüyorlar. Fiyatların artmasını fırsatçılık olarak görüyorum. Antalya’ya sel geldi diyorlar ama olaylardan önce zamlar geldi. Allah yardımcımız olsun.” dedi.
“Üretici bir liraya tarladan satıyor diye ağlıyor biz burada 15 liraya alamıyoruz”
Önceden kırmızı et alamadıklarını ama şimdilerde kuru soğan dahi almakta zorlandıklarını söyleyen Fatma Toprak, yaşanan zamlara tepki göstererek şunları söyledi;
“Pazardan bir şey alamıyoruz. Soğan olmuş 6-7 lira. Önceden et alamıyorduk şimdi kuru soğan alamıyoruz. Soğanı o paraya alınca diğer malzemeleri nasıl alacağız. Diğer malzemeler 15-20 lira. Bu olanları cumhurbaşkanının görmesi, denetlemesi gerekiyor. Kendisi belki uğraşamaz ama zabıtaları var. Ceza mı yazıyorlar bilmiyorum artık. Yerinde bir lira olan domates, patates pazarda 5 lira mı olur. Üreticiye de tüketiciye de yazık. Neden ortadakiler parayı yiyorlar. O zaman malzemeyi pazara devlet getirsin. Bizim günahımız ne, kime gidiyor bu para! Üretici bir liraya tarladan satıyor diye ağlıyor biz burada 15 liraya alamıyoruz. Bu ortadaki para nereye gidiyor. Yetkililerin çok acil şekilde pazar ve market fiyatlarını düşürmeleri lazım. Marketten poşet alamıyoruz. Poşet doğaya zarar veriyorsa tamamen kaldırılmalı. Önceden dedelerimiz babalarımız filelerle alışveriş yapıyorlardı. Poşeti parayla alınca doğaya zararı olmuyor mu? Yine olan fakire oluyor. Zengin işini görüyor, poşetini buluyor. Fakir malzemesini elinde mi getirsin?”
“72 yaşındayım daha önce böyle bir şey görmedim”
Yeterli üretim olmadığı için fiyat artışlarının olduğunu söyleyen Hasan Engin, “Fiyatlar çok pahalı ama üretim yok. Bunlar yönetimin hatası, geçen seneye oranla yarı yarıya fark var. Sivri biber 17 lira, ben 72 yaşındayım daha önce böyle bir şey görmedim. Ben Tekirdağlıyım, biz orada soğanı bedava veriyorduk. Şimdi soğan 7 lira olmuş, hiçbir şey alamadım. Bir peynir, zeytin aldım 30 liraya o kadar.” diye konuştu.
“Her şeye zam geldi”
“Fiyatlar çok pahalı, el yakıyor” diyen pazarcı esnafından Adnan Bey, “Geçen sene fiyatlar daha iyiydi. Sebzesinden meyvesine, gıdadan yemeklik ürünlere her şeye zam geldi. Devletin bu işin önünü alması lazım. Büyük şirketleri mi, kabzımalları mı artık kimi ele alması gerekiyorsa almalı. Cumhurbaşkanı stokçuları bastığı gibi meyve hallerini de basmalı. Buradaki pazarcıların bir suçu yok. Bütün sorumluluk kabzımallara aittir. 200 lira ile anca alışveriş yapılabiliyor. Allah fakir fukaraya yardım etsin. Durumu olan alıyor ama alamayanlar ne yapsın. Kiralar olmuş bin 500 lira. 2 bin lira alan adam nasıl geçinsin” ifadelerini kullandı.
Pazar fiyatlarının sel ve afetten kaynaklandığını belirten pazarcılardan Hüseyin Kaplan ise üretimin yapıldığı Antalya, Mersin gibi yerlerde yaşanan olumsuzluklardan dolayı fiyatların artış gösterdiğini söyledi.
İLKHA