İbrahim Gökdemir konuyla ilgili yazısı...
Milli Eğitim Bakanlığı, 4+4+4 sisteminin temellerinden birini oluşturan seçmeli derslere ilişkin veriler ortaya çıkmıştır. Kur'an-ı Kerim dersini 402 bin öğrenci, Hz. Muhammed'in hayatı dersini ise 256 bin öğrenci seçmiştir. Halkımızın çocuklarının eğitimi için tercihlerini Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in Hayatını en fazla seçmiş olmaları İslami hassasiyet ve duyarlılığın toplumda ne kadar önemli bir yere sahip olduğunu göstermiştir.
Bu iki dersin özelikle Doğu ve Güneydoğu illerinde en fazla seçilen dersler arasında yer alması Müslüman Kürt halkının İslama bağlılığının vazgeçilmez olduğunu bir kez daha ispatlamıştır. Bu yönüyle Müslüman Kürt halkı en önemli önceliği ve sıkıntıların çözüm noktası olarak kurtuluş limanı olarak İslami bir yaşam arzusu taşımaktadır. Bu arzusunu öncelikli olarak kendi çocuklarının eğitiminde görmek istemektedir.
TBMMde kabul edilen kanunla çıkarılan 4+4+4 eğitim sisteminde seçmeli ders uygulanmasının tüm sınıflar için yürürlüğe girmesi gerekirken, bunun Milli eğitim bakanlığınca çıkarılan bir yönetmenlikle, sadece 5.ve9. Sınıflar ile sınırlandırılmış olmasını Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olarak görüyoruz. Bu derslerden yaralanma imkânını tüm öğrencilerimiz için sağlanmalıdır. Bu yanlıştan bir an önce vazgeçilmeli, tüm öğrencilerimizi kapsayacak bir şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca halkın Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in Hayatı derslerine göstermiş oldukları ilgi göstermektedir ki; Bu derslerimizi tüm okul çağı öğrencilerimize zorunlu olmalıydı. Halkımız tercihini bu yönde kullanmıştır.
Bizler; Başta Milli Eğitim camiası olmak üzere eğitim üzerinde sözü olan tüm kesimlere halkımızın tercihini dikkate almalarını ve eğitime yön verirken bu hususu gözden kaçırmamalarını diliyoruz. Çağdışı kalmış ve halkın ebadına uymayan batı patentli köhnemiş eğitim modellerine son verip, halkın sesine kulak vermelerini bir kez daha hatırlatıyoruz.
İmam hatip yardımlaşma ve dayanışma derneği olarak; Halkımızın Kuran-ı Kerim ve Hz. Muhammed'in Hayatı derslerini en fazla tercih etmeleri ile göstermiş oldukları teveccüh İslami değerlere olan sadakat ve bağlılıklarının nişanesi olarak görüyoruz. Bu yönüyle halkımız manevi sorumluluğun gereğini yerine getirmiş olmalarından ötürü kendilerine cani gönülden teşekkür ederiz.
Halkımızın; bu uğurda sarf ettiği çaba ve gayretin takdire şayan bir davranış olduğuna inanıyoruz. Unutulmamalıdır ki; İslamı hiçbir kazanım, emek ve çaba sarf edilmeden elde edilmeyecektir.
İbrahim GÖKDEMİR
İmam Hatip Yardımlaşma ve dayanışma Derneği