Önceki gün Siirt Belediye Başkanı HDP'li Berivan Helen Işık’ın evine baskın yapıldığı, evin harabeye çevrildiği yönünde fotoğraflar sosyal medyada servis edildi. Bunun üzerine yapılan yorumlar, hele de kendini aydın diye lanse eden tiplemelerin yaptığı eleştiriler, "kaş yapayım derken göz çıkarmak" gibi oldu. Teşbih ile olayı eleştireyim derken Hazreti Peygamberle yapılan kıyas ve onun ümmetinin hedef gösterilmesi ise, kamuoyunun tepkisini çekti.
Evet, Türkiye tarihinde yaşanan birçok ev baskınlarında hak ihlalleri yaşanmış, büyük ölçüde mağduriyetler oluşturulmuştur. Ancak söz konusu bu durum çok farklıdır.
Adı geçen belediye başkanının, fotoğrafları servis edilen o "mütevazı" evde yaşamadığı, Siirt'te yaşam koşulları gayet iyi hatta kimisine göre lüks denebilecek bir sitede ikamet ettiği ortaya çıktı. Bu durum üzerine bu kez tersi yönde eleştiri ve tepkiler sosyal medyada paylaşılmaya başlandı. "Halkın çocuğunu dağa gönderin, kendiniz sefahat içinde yaşayın." gibi birçok tepkisel yorum yapıldı.
Yaşananlarla ilgili bir açıklamada Siirt Valiliği'nden geldi. Açıklamada, "Siirt Belediye Başkanı Berivan Helen Işık’ın Mernis adresi Batman’daki ikametine gidilmiş, ikamet kapısı görevlilerce usulüne uygun çalınmış, evde kimse olmadığından, Cumhuriyet Savcılığının talimatları üzerine konuta girilmiş, bu ve benzer operasyonlarda konut kapılarında oluşan hasarlar telafi edilmektedir." denildi.
Evet, birileri gündem oluşturmak, gündeme tutunmak için olmadık yönetmeler deneyip, algı operasyonları yürütüyor. Bu kesimler, politik ikballeri adına oluşturmak istedikleri algıyı güçlü kılmak için mağdur edebiyatında Hazreti Peygamberi ve onun ümmetini kıyas yoluyla hedef alıyor. Aslında bu mide bulandırıcı girişim, toplumun değerlerine saldırmaktan başka bir anlam ifade etmiyor.