HÜDA PAR gençlik kolları, "Şehitler Ayı Şubat Ayı" konulu bir program düzenledi. Programda İslam davası uğruna canını feda etmiş İslam âlimlerinin hayatı ve mücadelelerini konu alan sinevizyon gösterimi yapıldı.
Abdülkerim Saka'nın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programın açılış konuşmasını yapan HÜDA PAR Gençlik Kolları Başkanı Yakup toprak, Şehadetin bir aşk, şehidin ise en büyük âşık olduğunu söyledi.
Şehitlerin sürekli gençlerden oluştuğuna dikkat çeken Toprak, “Şehadetin ve gecenin önemini bir söz ile açıklayabiliriz, ‘şehadet biliyorsunuz bir aşktır, Şehit ise en büyük âşıktır. Genel olarak bu gece anlatacağımız şubat ayı şehitlerinin geneli gençlerden oluşmaktadır. Bu da bize gösteriyor ki gençler her zaman önde olmuş, bir hareketin, bir toplumun öncüleri olmuşlardır. Anlatacağımız şehitlerin yaşları genelde 23-30 yaş arsındadır. Şehit olmak için onlar evlerinde oturmadılar, çok çalıştılar, fedakârlık gösterdiler, en önde oldular. Yerimizde oturarak hiçbir şekilde başarıya erişemeyiz, iki günü bir olan ziyandadır." dedi.
Program daha sonra eğitimci Abidin Gökhan'ın konuşmasıyla devam etti. Şehit olmak için şehit gibi yaşanması gerektiğini vurgulayan Gökhan, “Şehit gibi yaşamadan şehit olunmuyor maalesef, istediğimiz kadar şehit olmak istiyoruz diyelim. Şehadet sözcüklerle tarif edilecek bir şey değildir. Yüreklerde his edilmesi gereken ve hayatlarda yaşanması gereken bir duygudur. Rabbimiz bizleri şehitlerin yolundan bir an bile ayırmasın, şehit gibi yaşamayı ve sonunda da bizlere şehadeti nasip etsin. Biraz önce sinevizyonda izlediğimiz, Metin Yüksel, Abbas Musavi, Hasan El Benna, Molla Zeki olsun ve daha niceleri, imrenerek bakıyoruz, ne fedakârlıklar yapmışlar diyoruz. Her zaman onlara minnettarız, ama onların hayatlarına baktığımızda her biri hayatlarının öncesinde de şehitler gibi yaşıyorlardı.” şeklinde konuştu.
Şehitlerin yaşantısından kısa örnekler vererek konuşmasına devam eden Gökhan, “Malcolm X tövbe edip kendine çeki düzen verdiğinde hayatını bir anda değiştirdi. Bizim yaptığımız ağaç kakan tövbesi gibi değil, akşam tövbe edip sabah aynı şeylere devam eden bir tövbe değil, tam bir dönüş yaptı ve o dönüşle beraber Allah ona şehadeti nasip etti. Şehit Metin Yüksel daha küçük yaşlarda kendini İslam’a adamış biri, öyle boş duran bir insan değildi, her anını tebliğ yolunda adamış biri. Zaten şahadetin tanımı yapılırken, Allah’ın davasını ulaştırmak için çarpışıp bu uğurda feda olan, değerli gençler bizim şu an yapacağımız en önemli olan ve şu an toplum için elzem olan da Allah’ın davasına ulaşmaktır. Allah için bir şeyleri değiştirmeye çalışmak, kendimizden başlamak üzere, çünkü bir kişi kendini değiştirmedikçe zaten değiştirebileceği pek bir şey olmaz, eksikliklerimizi gidereceğiz, hatalarımız varsa düzeltmeye çalışacağız ama böyle bir yanlışa da düşmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Aranızdan iyiliğe emreden kötülükten vazgeçiren bir topluluk bulunsun, şüphesiz kurtuluşa erecek olanlar bunlardır" Ayet-i Kerimesini hatırlatan Gökhan, "Her şey bizim elimizde Allah’ın dinine hizmet edersek en şerefli kişi biz oluruz, ama ne zaman ki Allah’ın dinine hizmet etmeyi bırakırsak, emin olun Allah bizi unutturur. Eğer onun davası için koşturmuyorsan, hedefinde birisini namaza alıştırmak, birisinin hayatına, kalbine dokunmak yoksa bu Allah’ı unutmuşsun demektir." diye konuştu. (Murat Orhan İLKHA)