Furkan-Der, Pendik Kültür Merkezinde gerçekleştirdiği ‘Şehadet Gecesi’ adlı bir program ile İslam davası için şehit olanları andı. Program Kur’an’ı Kerim tilaveti ile başladı. Daha sonra sahne alan Grup Özlem, şehit ve şehadet konulu ezgi ve marşlar seslendirdi.
Programın açılış konuşmasını yapan Furkan-Der Yönetim Kurulu Üyesi Cafer Ökten, “Bize bir emanet olarak ulaşan İslam nurunu, canları pahasına müdafaa eden ve bu uğurda canlarını feda eden, fedakâr İslam şehitlerini anmak ve nebze de olsa anlamaya çalışmak için böyle bir geceyi düzenledik. Öncelikle, bu gece için bizlerden yardımlarını esirgemeyen tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum. Şehadet, bir Müslümanın, Allah yolunda verdiği mücadelenin sonunda, kendisine isabet eden, Allah’ın Müslümanlara bahşettiği bir ahiret hediyesidir. Bu sadece ve sadece Allah yolunda olan Müslümanlara verilen şerefli bir makamdır.” dedi.
“Şehit sadece İslam’da olan bir kelimedir”
Günün anlam ve önemini konu alan bir konuşma yapan Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Gönül, şehit ve şehadetin öneminden söz ederek şöyle konuştu: “Ne sihirli bir kelimedir şehit ve şehadet kelimesi. Bakıyorum da İslam’dan başka ideolojiler de adı Sosyalizm, Komünizm veya faşizm hangi ideoloji olursa olsun böylesine kutsal bir kelimeyi bilmedikleri için, lügatlarında ve yüreklerinde bunu ifade edecek bir kelime olmadığı için İslam’ın terminolojisine başvuruyorlar. Her fikir kendi yolunda öleni şehit diye adlandırıyor. Ama şehit sadece İslami literatüründe olan bir kelimedir. Sadece Müslümanlara ait olan bir kelimedir. Başka ideolojilerin ürettiği, bizim kendilerinden naklettiğimiz bir kelime değildir. Tamamen bize ait olan Kur’an’i bir kelimedir. Başkaları da aynı duyguyu kendi batıl yollarındaki aynı duyguyu ancak bizim terminolojimizle yani şehitle ifade etmeye çalışıyorlar. O zaman kelimenin kudsiyeti bir başka oluyor. Şahadet de yine aynı anlamı ifade ediyor.”
“Aslımız, bu tablolarda gördüğümüz şehitlerdir”
Bugün burada olmalarının bir sebebinin de, şehitlerin döktüğü kanın bereketi olduğuna dikkat çeken Gönül, “Bugün burada rahatımız yerinde, koltuklarımız rahat, düne göre yaşam standartlarımız da yükseldi. Bütün bunları kime borçluyuz? Bugün burada resimlerde gördüğünüz yiğitler vardı, eğer bugün camia olarak, inananlar olarak buralarda bu şekilde biraraya gelebiliyorsak ve buralarda onları yad edebiliyorsak, omuzlardaki davayı dile getirebiliyorsak bu onların şehit olarak döktüğü kanlarının bereketindendir. Bunu unutmayalım. Şayet böyle bir nisyana düşersek biz aslımızı inkar etmiş oluruz. Aslımız budur. Bu tablolarda gördüğümüz şehitlerdir. Allah, onları içimizden seçerek onların şahitliğini kabul etti. Onları seçkin kişiler kıldı. Onların Allah katında döktükleri o kanlar, verdikleri o canlar dünyadan, maldan, candan geçmeler bugün bu davayı bu seviyeye getirerek bize gösterdi. Biz rahatlıkla koltuklarımıza gömülmüş onları izlerken, onların yaşantılarını dile getirirken bir bakıma onlara karşı sorumluluğumuzu da idrak etmemiz lazım.” ifadelerini kullandı. (M. Erkan Yavuz - İLKHA)