İSTANBUL - Şehadet ayı olan şubat ayında bir çok İslami STK şehid ve şehadet ile ilgili etkinlikler düzenlemeye devam ediyor. İstanbul'da Ümraniye Haldun Alagaş spor kompleksinde Birnesil-Der, Davet-Der, Gençlik-Der, Hay-Der, İnsan-Der ve Kalem-Der'in ortaklaşa organize ettiği "Şehadet ve Şahidlik Gecesi" adlı bir program düzenlendi. Şehadet ve şahitlik konusunun anlatıldığı programa yüzlerce kişi katıldı. Şehadet ve şahitlik ile ilgili marşların ve şiirlerin okunduğu gecede katılımcılar duygulu anlar yaşadı. Program Kuran'ı Kerim ve Türkçe mealinin okunmasıyla başladı. Kuran'ı Kerim'in ardından Şehidlerin fotoğrafları ve sözlerinden oluşan bir sinevizyon gösterimi yapıldı. Programda ayrıca tiyatro gösterimi ve grup uyanışın seslendirdiği marşlar programa katılanları duygulandırırken programda bir mücadihin annesine yazdığı mektub okunurken salondaki birçok kişi gözyaşlarına hakim olamadı.
BİZ KÜÇÜK HEDEFLERİN ADAMI DEĞİLİZ, BİZ DÜNYA İSLAM DEVLETİNE TALİBİZ
Programda ilk konuşmayı yapan Ahmed Kalkan Hoca konuşmasında Şahid olma ve şehidlik kavramları üzerinde durdu. "İnşallah Ortadoğu da ki kıyamlar ümmete şahit olma ve şehidlik kavramlarını anlamasına sağlar ve yeniden bir ümmet olmak için şehadeti temel kavram olarak ortaya koyar ve yeniden insanlığın umudu oluruz" diyen Ahmed Kalkan Hoca sözlerini şöyle sürdürdü; "Biz küçük hedeflerin adamı olamayız biz dünya İslam devletine talibiz. Bunun içinde görev ve sorumluluklarımızın farkında olmalıyız. Nerede nasıl başlamamız gerektiğini hayatımız ile ispat etmeye hazır olduğumuz göstermemiz lazım. Hepinizin Kur'an'ın istediği şekilde canlı şehidler olarak yaşamanızı evlatlarınızı küfrün elinden kurtarıp şehidlerin kavramlarının örnek olarak gösteren İslami bir eğitimden geçirmek ve şehidliğin güzelliğini bir nebze olsun tattırmak için çoğunuz buraya getirdiniz. Devamını da inşallah getiririsiniz. Allah'a kendi nefsimize ve mü'minlere şehadet ehli olduğumuzu haykırıyoruz ve canlı şehidlerin yolunu izleyeceğimizi örnek bir hayat yaşamak için gayret edeceğimizi inşallah burada varlığımızla ispat etmeye çalışıyoruz. İnşallah şehidlerin yolunu sürdürmek ve şehadet ehli olduğumuzu zalimlere karşı tağutlara karşı sabrımızla ispat etmek bilinci duası ve temennisiyle geceniz mübarek olsun."
ŞEHİDLERİMİZİN EMANETLERİNE SAHİP ÇIKMAMIZ GEREKİYOR
Ahmet Kalkan Hoca'nın yaptığı konuşmadan sonra Yazar Ahmet Turgut Ulucak ahde vefanın önemi ile ilgili bir konuşma yaptı. Ulucak konuşmasında; "Biz ahde vefayı Allah Azze ve Celle ile yaptık. Allah'a vermiş olduğumuz sözle, ahitle yaşamamızı şekillendirmeye çalışıyoruz. Elbette insanlar Allah'a vermiş oldukları sözde ne kadar durabiliyorlarsa hayatın içerisinde insanlara, ümmete ve topluma karşı sözlerinde de o kadar duracaklar. Allah'a verilen söz Allah Azze ve Cellenin çizmiş olduğu hududullah içerisinde hareket etmektir. Ümmet olarak yitirmiş olduğumuz değerlerimiz var. Bunlardan biriside ahde vefadır. Müslümanların yaşamış olduğu coğrafyada oluk oluk kan akmakta ve ümmet yeni şehidler kazanmaktadır. Bu şehidleri kazanırken şehidlerin geride bırakmış olduğu yetimleri de kazanıyoruz. Bunlarla adete sorumluluklarımız ve yükümlülüklerimiz artıyor. Şehidlerimiz var, şehidlerimiz her zaman hayat kan veriyor. Şehidlik bir ölüm biçimi olmaktan ziyade bir yaşam biçimidir. Şehidlerden bizlere kalan emanetlerine hakkıyla sahip çıkmamız gerekiyor. Kulluğumuzun bir gereği olarak şehid ailelerine, çocuklarına ve annelerine sahip çıkmamız gerekiyor. Bu üzerimizde ki bir yükümlülüktür, bir sorumluluktur. Ümmet olarak bu sorumluluğu taşımamız gerekiyor" ifadelerine yer verdi.
HAYAT, CİHAD, İBADET VE HİCRETTİR
Programda son konuşmayı Yazar Mehmet Pamak yaptı. Pamak konuşmasında unutulan cihad algısı ve kavramlar ile günümüzde Müslümanların cihada bakış açılarını değerlendirdi.
Konuşmasına "Bu gün Afganistan da, Irak ta, Çeçenistan da Filistin de ve daha nice beldelerde işgale ve katliamlara karşı İslam'a ve Müslümanlara dadanmış katil ordulara karşı onurlu direnişi sürdüren mücahid kardeşlerimize selam olsun. Allah onların yardımcısı olsun onları muzaffer kılsın" diyerek başlayan sözlerini şöyle sürdürdü; "Hayat iman ve cihadtır. İman ederek ve ondan sonra ölüm gelene kadar iman ettiği değerler üzerine ölüm gelene kadar yaşamaya çalışmaktır. Hayat aynı zamanda hicrettir sürekli bir hicrettir. Cahiliye inancından ve toplumundan, şirkten tevhide doğru hicrettir. Akidevi ve ahlaki kirliliklerden sürekli bir hicret yaşarız. Hayat ibadettir. İman edenin iman ettiğimiz rabbimizin kitabında bize emrettiklerine yaşamaya çalışmaktır. Hayat cihadtır. Hayat şehadettir. Bu kavramlar hayatımızı inşa eden, hayatımıza anlam kazandıran değerlerdir.
Cihad hayatımızın tamamını kuşatan ve ölüm gelen kadar devam eden bir mücadeledir. Allah bizi kitabının mirasçısı kılarak bize büyük bir görev sorumluluk yüklemiştir. Onun için bu kitabı dostdoğru ve hakkıyla okuyup hayatımıza tatbik etmemiz ve onun mesajını bütün dünya insanlarına ulaştırmamız lazım.
Her Müslüman Kur'an ahlakıyla kuşanıp insanlara güzel bir örnek olmalıdır. Tıpkı Peygamber Efendimiz (sav)'in bize örnek olduğu gibi. Her mü'min bunun için kendi durumunu gözden geçirmelidir.
Bu kavramlarımızdan bu gün bizi uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Yada bu kavramlara farklı manalar yükleyerek kendi çıkarları için kullanmaya çalışıyorlar. Kavramlarımız tahrif ediliyor. Müslümanlar bu oyunlara dikkat edip cihad, şehadet, şehidlik gibi kavramların tahrif edilip farklı şekilde kullanmaya çalışanların oyunlarına gelmemeli ve kavramlarına sahip çıkmalıdırlar."
Program Mikail'in söylediği güzel ezgilerden ve yapılan duadan sonra sona erdi.(Şükrü Gündüz-İLKHA)